•Bölüm 18

22.6K 1.3K 337
                                    

Önceki iki bölüm Kenan'ın ağzındandı ama bunlar istisnaydı tabii. Onu biraz tanıyıp anlayabilmeniz içindi. Baran'ın ağzından yazmaya devam ediyorum yani. Bu arada hikayenin 10K olduğunu söylemeden geçemeyeceğim!🥳

İyi okumalar🌟

Bir de son olarak, yorumlar çok az keşke biraz artsalar😔✌🏻🤕
-

"Günaydın!" son hecesini olabildiğince uzatarak ve oldukça şen bir modda söylediğim kelimeyle tüm gözler bana döndü. "Günaydın. Hayırdır ekstra mutlu uyanmışsın bugün?" dedi Gamze kaşlarını çatıp belli belirsiz gülümserken. Kendine engel olmaya çalışmadan 32 diş gülen Kenan'a aldırış etmeden yanıtladım Gamze'yi. "Hiç. Özel bir sebebi yok." göz ucuyla Kenan'a baktığımda öfke ve alay karışımı bir ifadeyle dudaklarını yaladı.

Elinde bir dolu dosyayla içeri giren Bade abla baygın bir sesle günaydın diyip elindeki dosyaları masaya koydu. Kahve makinesine doğru yönelirken birden aklına gelmiş gibi Kenan'a döndü. "Kenan, nasılsın?"

Doğru ya, diye düşündüm. Bizim ilişkimizde bir çırpıda her şey rayına oturmuş da olsa Kenan nişanlısından ayrılan birisiydi diğer herkesin gözünde. Mutsuz olması gerekirdi, özellikle de Derya'nın bir senedir ekipteki herkese ballandıra ballandıra peri masalı aşk hikâyeleri uydurduğu düşünülecek olursa.

Benimle birlikte odadaki diğer herkes Kenan'a
bakıyordu şimdi. Yeni nişan atan birine göre fazla mutlu göründüğünü kendi de idrak etmiş olacak ki, belirgin biçimde yutkundu.

Adem elması. Çok cezbedici.

Düşünme.

"İyiyim, Bade abla. Merak edilecek bir şey yok." derken kolunu okşadı Bade ablanın. Hâlâ konuşmaya nasıl bir yerinden dahil olmadığına şaşırdığım Ertuğrul abi ayağı kalkıp sırtına vurdu Kenan'ın. "Tosun gibi maşallah, senden benden iyi o, sen merak etme Bade ablası." gülmekle gülmemek arasında kalan Kenan sonunda hafif biçimde gülümsedi.

"Yani, hayırlısı oldu bence." diye araya girdi Esma. O sırada Kenan'a değil, önündeki bilgisayara bakıyordu. Bu onun ilgilenmemiş gibi yapma taklidiydi. Gamze de bunu en az benim kadar iyi bildiği için o da alayla güldü Esma'nın bu davranışına. Gözler Esma'ya dönerken herkes başka bir şey daha söyleyip söylemeyeceğini merak ediyordu anlaşılan. Ama esmer kız, kendinden beklenmeyeni yapıp cümlesinin devamını getirmedi.

Esma'nın kurduğu cümleden sonra kimse bir şey söylemeye cesaret edememiş olacak ki, herkes bir tarafa çekilip kendi işiyle ilgilenmeye başlamıştı.

Aradan yarım saat geçmişti ki, büyük odanın sessizliğini rahatsız edici telefon sesi bozdu.

"Evet...Evet." dedi Esma önündeki kağıda hızlıca karşıdan söylenen adresi yazarak.

Telefonu kapatır kapatmaz Ertuğrul abiyle buluşturdu gözlerini. "1220.sokak numara 8. Hırsız girmiş ve bir ağır yaralı var." dedi bir çırpıda.

-

Ertuğrul abi ve ilginç bir şekilde şu ana kadar sessizliğini korumayı başarabilen Mehmet, oturdukları kırmızı deri sandalyelerden kalktılar.

Bugün bize başka bir ihbar gelmeyeceğini düşünüp alık alık telefonumu kurcalarken, oda tekrar telefon sesiyle doldu.

Anons | DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin