•Bölüm 10

25K 1.5K 966
                                    

Bir önceki bölüme ve bu bölüme gelen yorumlardan ötürü hikaye bittikten uzun süre sonra bir açıklama yapmak istedim. Hikayeyi bitirenlerin zaten bildiği üzere, Kenan Baran'ın evine kafası çok karışık bir hâlde geliyor. Bu bölümlerden sonra da zaten pat diye "hm, haydi o zaman sevgili olalım." moduna girmiyorlar. Yani hızlı zannettiğiniz şeyler aslında o kadar da hızlı değil.

Kenan ikisinin de hissettiğinden emin olduğu çekimden ötürü dayanıyor Baran'ın kapısına, ama dediğim gibi kafası çok karışık. (Bölümü okuduktan sonra ne derece karışık olduğunu net bir şekilde anlayabilirsiniz)

İyi okumalar dilerim.❤️

-
Olayın şokunu atlatmam, gerektiğinden daha uzun sürdüğü için öpüşüne karşılık vermem zaman almıştı. Dudaklarımı karşılık vermek adına araladığımda dilini ağzımdan içeri kaydırdı. Diliyle temas eder etmez başım inanılmaz bir biçimde dönmeye başladı.

Ellerimi nereye koyacağımı bilemediğim için iki elimde boştaydı ama öpüşlerimiz derinleştikçe Kenan cesaret bulmuş olmalı ki sol elini belime yerleştirdi. Günlerdir ona temas edebilmek için yanıp tutuşan ellerim daha fazla direnemeyip Kenan'ın yüzüyle buluştu.

Sanki dudaklarından bir saniye olsun ayrılırsam tüm büyü bozulacak ve eski hâlimize dönecektik. Neredeyse nefessiz kalmama rağmen ânın büyüsünü bozmamak ve konuşmak zorunda kalmamak için ilk geri çekilen olmamaya çalışıyordum. Çünkü buraya gelirken derinlemesine düşünmediğine neredeyse emindim. Birbirimize olan bakışlarımızda bile neredeyse ilk günden beri tarifi zor bir şeyler vardı. Ama bunu kendi kendime uydurmuş olabileceğimi düşünüyordum kimi zaman. Şimdi Kenan'ın bu odadaki varlığı, bu şeyi ispatlar nitelikteydi. 

Ben düşüncelerimle boğuşurken elimden tutup oturma odasının kapıya en uzak, arka kısmına yürüdü. Bunu yaparken öpüşleri yumuşamış, dudağıma minik birkaç öpücük konduruyordu. Elinin tersiyle çalışma masasının üzerindeki dağınık vaziyette bulunan kitap ve defterleri yere itelediğinde ne yapmak istediğini anlayıp istemsizce gülümsedim. Kalın birkaç kitabın çıkardığı rahatsız edici gürültüye kulak asmadan, ellerimden destek alarak masaya oturdum.

Oturur oturmaz sahiplenircesine bacaklarımı beline doladım. Karşımdaki adamın bir sevgilisi olduğu gerçeğini beynimin en ücra köşesine ittirmek istiyordum çünkü. Bu içinde bulunduğumuz an bizimdi, belki bir benzeri bir daha hiç yaşanmayacaktı ama şu an bizimdi. 

Ve ben şu an kesinlikle ama kesinlikle, beynimle düşünemiyordum. 

Belim beline temas eder etmez ince eşofmanın altında zar zor zapt olan kabarık uzvum pantolonuna temas etmiş, ağzımdan ufak bir inleme kaçmıştı.

Bu geceden sonra belki de yüzüme dahi bakmayacağını düşününce gözüm iyice kararmıştı. İki elimi de daldırmış olduğum saçlarından çekmeden dudaklarımı boynuna yönlendirdim.

Boynunun çeşitli yerlerine ıslak öpücükler bırakıyor, içimden bir ses bir daha böyle bir gece yaşanmayacağını bas bas bağırdığı için kendimden izler bırakmak istercesine emiyordum boynunu. Son bir ıslak öpücük bıraktıktan sonra dilimle daireler çizerken inlemesine engel olamadı. Dil darbelerimi son birkaç dakikadır dikkatimi bir hayli çeken adem elmasıyla buluşturduğumda tahrik edici bir biçimde dudaklarını dişledi.

Eliyle tişörtümün uçlarını tuttuğunda ne yapmak istediğini anlayarak kollarımı kaldırdım. Hızlı bir biçimde çıkarttığı tişörtü gelişigüzel şekilde arkaya fırlattığında tişört tekli koltuğun tepesinde asılı kalmıştı.

Tişörtü çıkartıp göğsüme küçük öpücükler bırakmaya başladığında kendime küfretmeye başladım. Daha vücuduma bahşettiği bu küçük öpücüklerle bile kendimden bu denli geçiyorsam ilerisini hayal dahi edemiyordum. Kenan öpücüklerini ufak tepeciklere yönlendirdiğinde, başım ilk öptüğündeki gibi dönmeye başlamıştı. Kendimi iyi hissetmiyordum.

Anons | DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin