Kenan'ın Ağzından
-
Sabahın ilk ışıklarıyla beraber gözlerimi araladığımda, birkaç saniye nerede olduğumu idrak edemesem de onun kokusu ortamın tüm yabancılık hissini sona erdirmişti. Uyurken bana daha çok yaklaşmış olan bedeni, sıcak havaya rağmen her zamanki gibi kokuyordu. Yoğun biçimde amber ve kakao kokusu hissedilen parfümü, kendi kokusu bastırmıştı.Uykusunu bölmek istemediğim için yerimde kıpırdanmadan komodinin üzerindeki telefona uzandım. Alarmı beş dakika sonra çalacaktı ama benim uyandığım saatin üzerinden 15 dakika geçmişti bile. Bu saatte kalkıp da nasıl yetişiyordu işe?
Yumuşak bir ses tonuyla "Baran." dediğimde uyanmak yerine ters tarafa dönüp bir şeyler mırıldandı.
Dirseğimin üzerinde ona doğru uzanıp saçlarına elimi daldırdım. Yavaşça saçlarıyla oynayıp birkaç saniye sonra tekrar adını söylediğimde nihayet aralamıştı gözlerini. "Sonunda uyanabildin." dedim sırıtarak. "Gerçekten bu saatte mi kalkıyorsun her gün?" gülümsemem yüzüme yayılmıştı şimdi. "Sabahın- kolundaki saate bakıp devam etti. "7sinde bunu konuşmayalım bence yoksa geç kalacağız." yanaklarımdan tutup dudağıma ufak bir öpücük kondurduğunda bunu beklemediğim için afalladım. "On dakikaya çıkarım duştan." diyip koşarak kendini banyoya attı. Tekrar saate baktığımda göz devirdim. "Baran gerçekten on dakikaya çıksan iyi olur yoksa geç kalacağız." diye bağırdım banyoya sesimin gitmesi için.
"Sen kahvaltı ettiğin için sana öyle geliyor ben her seferinde yetişiyorum merak etme."
Etrafa göz gezdirdiğimde yerdeki kıyafetlerimle buluştu yüzüm. Duş almam gerekiyordu, ayrıca dün giydiğim tişörtü bugün de giymeme imkan yoktu. "Baran!" diye bağırdığımda banyodan gelen su sesi kesildi. Sesimi duyabilmek için suyu kapatmış olmalıydı. "Ben eve çıkıyorum. Hem duş alırım, üstümü falan da değiştirmem gerekecek." aslında onu bekleyip burada duş alabilir, onun tişörtlerinden birini giyebilirdim ama henüz bu seviyede olup olmadığımızı bilmediğim için tereddüt etmiştim sormaya.
Ben düşüncelerle boğuşurken banyonun kapısı açıldı. Gerçekten de söylediği gibi on dakika içerisinde çıkmıştı duştan. "Ne gerek var bir daha çıkmana gir banyoya." elindeki havluyla saçını kurulayıp havluyu omzuna koydu. "Benim tişörtlerimden birini giyersin bugünlük." dedikten sonra birkaç saniyeliğine duraksadı. "Yani istersen tabii." şimdi de o benim az önce düşündüğüm şeyi düşünüyordu.
"Tamam o zaman." diyip banyoya doğru yürüdüğümde arkamdan seslendi. "Banyo dolabında yeşil bir havlu var çıktıktan sonra onu kullanabilirsin." cevap verme gereği duymadan girdim banyoya.Geç kalmamak için bir kez saçımı şampuanlayıp duruladım. Vücudumu da beş dakika içerisinde yıkadıktan sonra duştan çıktım. Duşa girmeden önce çıkartıp banyo dolabının üzerine koyduğum yeşil havluyu belime sardım.
Ben banyodan çıkıp yatak odasına girdiğimde Baran çoktan hazırlanmış gibi görünüyordu. Bordo renk, düz bir tişörtün altına mavi bir jean giymişti. Banyodan çıktığı için hâlâ ıslak olan saçlarıyla, sanki mümkün olabilecekmiş gibi her zamankinden daha...güzel görünüyordu.
Önündeki gardrobun aynasında saçını düzeltmekle uğraşırken, yansımamdan beni fark etti. "Ben çıkayım da sen üstünü giyin." dediğinde çoktan yanına varmıştım bile. Başka bir şey söylemesine fırsat kalmadan arkasına geçip kollarımı beline doladım. Omzuna yerleştirdiğim çenemle birkaç saniye aynadaki görüntümüze baktıktan sonra dayanamayıp boynuna birkaç sulu öpücük kondurdum. İlk ikisi ufak olan öpücükler üçüncüsüyle birlikte daha derin öpücüklere dönüştüğünde kıkırdadı. "Keyfinizi bozmak istemem beyefendi ama eninde sonunda konuşmamız gerekiyor biliyorsun değil mi?" sesindeki iğneleyici tını kendini hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anons | DÜZENLENİYOR
Romance| Tamamlandı | Bir komiser ve komiser yardımcısının hikayesi. (BoyxBoy bir hikayedir.) #gaylove 1- 121020🏳️🌈 #loveislove 1-240121🏳️🌈 #bxb 2- 060521🏳️🌈