11. Bölüm: Yüzleşmek

135 9 0
                                    


Herkeslereee selammm^^

Yeni bölüm akşam olmadan geldiii!!! Bence emeğime karşılık yıldıza basmanız çok iyi olur :))

Yukarıdaki müziği açıp bölüme öyle başlayalımmm....

Keyifli güzel okumalarr🌹🌹


11. Bölüm: Yüzleşmek
"Her şeye bu gece son kez..."

Cam bir fanusun içinde bir insan ne kadar yaşayabilir? Ne kadar hayatta tutunmaya devam edebilir? Ya da, yaşayabilir mi o fanusta? İnanın ama bir insan gerçekten bir fanusun içinde yaşayabilir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Cam bir fanusun içinde bir insan ne kadar yaşayabilir? Ne kadar hayatta tutunmaya devam edebilir? Ya da, yaşayabilir mi o fanusta? İnanın ama bir insan gerçekten bir fanusun içinde yaşayabilir. Dört duvar arasında değil, kocaman şişko kendi dünyasında yaşar, ben buna fanus diyorum. İçi boş bi fanus. Kendimi sanki öyle bir fanusun içinde hissediyorum. Dışarıda bir dünya var, bir dünyam var ama ben o dünyaya değilde o fanusa aitmişim gibi. O fanustaki balığım ben sanki. Bir dakikalığına bile sudan çıksam ölecekmişim gibi hissediyorum. Kim bile bile bir canlıya zarar verir ki? Vermez, veremez. Bende vermedim, içimdeki küçük çocuğu dışarı çıkaramadım, o fanustan çekip alamadım, yapamadım.

İlk kuralımı öğrendikten sonra birlikte geri döndük. Beni eve kadar bırakıp ikinci kural için kendisinin beni arayacağını söyleyip gitti. Arkasından bir süre baka kalmıştım. Çok farklı ve bir o kadar da çözülmesi zor bir soru gibi duruyordu fakat kendisi çözülmesini istemeyen o sorulardandı. Kimsenin ona dokunmasını konuşmasını veya başka bir harekette bulunmasını istemiyordu, kendini az önce söylediğim gibi, benim gibi, bir cam fanusa hapsetmişti ve oradan çıkmak istemiyordu. Sanırım ortak bir yönümüzü bulmuştum: dış dünyaya açılmamak...

Eve geldiğimde kendimi iyi hissediyordum. Yarın okula gidecek ve son sınavlarımı verecek ve tam bir ay boş olacaktım. Bu yüzden eve girdiğimde duş alıp saçlarımı bile kurutmadan hemen dersimin başına oturmuştum.

***

Ertesi günün sabahında güzel bir kahvaltı yapıp evden çıkıp erkenden okula vardım. Kafeterya da boş bir masaya oturduğumda çok geçmeden gelen sandalye çekilme sesiyle başımı kaldırıp neler olduğuna baktım. Burak...

"Sevgilim, naber?" Başıma öpücük kondurup geri çekildi. Yüzüme hiçbir şey olmamış gibi tebessüm yerleştirdim. Sadece bir hafta...

"Ben iyiyim asıl sen nasılsın, annen nasıl?" diye imalı bir şekilde mırıldandım.

"Şimdilik iyi. Evde dinleniyor." Yüzünde karışık bir duygu yerleştirip bana kendini acındırıyordu.

"Ders çalışmam gerek," diyip önümdeki kitapları gösterdim. "İstersen sen sınıfına çık."

"Ha, yok ya burası iyi, sen çalış." Derin bir soluk verip başımı kitaplarıma çevirdim. Tüm konularım tam olduğu için üstün körü bir tekrar yapıp ağrıyan başımı kaldırdığımda Burak'ın elinde telefonla oynadığını ve sürekli arka tarafa doğru baktığını görünce arkamı dönüp baktığımda bir kızın ona baktığını görünce kitaplarımı toplamaya başladım. Burak hızlı ve sert halimi görünce elimi tuttu.

8 Kuralla Hayatta KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin