27. Bölüm: Kırgın

95 9 2
                                    

Seeelllammmm^^^

Nasılsınızzz, keyifler yerinde mi bakayımm???

Yeni bölüme başlamdan önce lütfen OYLAMA VE YORUM yapmayı unutmayın...

Keyifli okumalar...

27. Bölüm: Kırgın
"Kırgınım ait değilim bu dünyaya..."

Bazı hayatlar son bulurken bazıları hayata yeni başlar, doğanın kanundur bu. Her yeni doğan bir bireyin doğduğu gün bir canlı ölürmüş mesela. Nasıl yılanlar doğada fare yiyeyerek hayatta kalıyor ve dengelerini korumaya çalışıyorlarsa biz insanlarda bir gün doğarken bir gün ölüyoruz. Dünyaya gözlerini yeni açan canlılar için hayat daha yeni başlıyor, gözlerini kapatanlar ise son buluyor, yolun sonu oluyor onlar için.

Yere yattığım anda tek düşündüğüm şey içeride yatan kardeşimdi. Elimle kafamı saklarken bir el daha kafamı tutup daha da ittirdi masanın altına. Kalbim son hızla atarken ona döndüm. Gözleri bir şeyler anlatmak istiyordu ancak şu durumda onun bakışlarındaki anlamı çıkaracak kadar müsait değildim. Gözlerimden sicim sicim yaşlar akarken bir haraket yapıp masanın altından çıktım. Ancak eli hemen kolumu sarmaladı ve sert bakışıyla ve sert sesiyle uyardı.

"Nereye gidiyorsun?!"

"K-kardeşim içeride u-uyuyor..." diye mırıldandım ağlamaklı sesimle. Dışarıdan ilk gelen silah sesinden sonra bir silah sesi daha geldi. Neler oluyordu dışarıda? Bu kadar aralıkla bir silah patlatılır mıydı?

"Abla! Abla! Neredesin,korkuyorum! Abla..."  Hande'nin içeriden ağlayarak beni çağırması üzerine Batuhan'da ayağa kalktı ve beni kendine çekip kafamı göğüse yasladı. Ağlamam yavaş yavaş geçerken onun göğsünde olmanın verdiği huzur ve rahatlıkla birlikte Hande'nin kaldığı odaya girdik hızla. Hande yattığı yerde yoktu.

Batuhan'ın göğsünden ayrılıp odaya göz gezdirdim. "Hande! Hande neredesin ablacığım?!" Korkuyla etrafa bakarken dolabın içinden bir tıkırtı geldi. Batuhan benden önce davranıp dolabın kapağını açarken Hande uyanır uyanmaz ağladığı için yüzü gözü kırmızı ve şişmişti.

"Batuhan abi..." diye mırıldandı. Batuhan bir adım daha atıp onu kucağına aldı. Ona sıkıca sarılırken Batuhan da ona güven verircesine sarıldı. Onları bir çizilmiş tabloymuş gibi izlerken bir el silah daha patladı. Hemen yere çömeldim ve yanıma Batuhan ile Hande de geldi. Hande yanıma gelip bana sarılırken Batuhan bizi korur gibi yanımıza geldi.

"Şşh.. sakın korkma ben şimdi neler olduğuna bakıp geleceğim." İkimize de bakıp ayağa kalktı. Arka cebinden bir silah çıkarırken hemen Hande'nin gözlerini kapadım. Batuhan bize bakarak kapıyı yavaşça açtı. Tam adım atıp çıkacakken ona seslendim.

"Batuhan..." diye mırıldandım. Gözlerimin içine baktı ve gözlerinin içi güldü. Onun için endişeleniyordum, ona zarar gelmesinden de korkuyordum fakat bunun ne anlama geldiği biliyor ve kabul etmiyordum.

"Geleceğim..."

"Dikkat et kendine..." diye mırıldandım sesimin titreyerek çıkmasını umursamadan. Kapıdan çıktı ve kapıyı kapattı. Hande hâla ağlarken gözyaşlarını silip başına masum bir öpücük kondurdum.

"Korkma ablacığım, geçti tamam..." onu böyle böyle sakinleştirirken yaklaşık beş dakika sonra kapı açıldı Batuhan içeri girdi, rahattı.

"Kalkın ayağa, korkulacak bir şey yok. Asker eğlencesi varmış." Ona şok olmuş bir şekilde bakarken Hande ayağa kalktı. Yarım saattir bir asker eğlencesi yüzünden mi bu kadar korktuk ve saklandık. Halimize gülmeli miydim ağlamalı mıydım bilemiyorum fakat çok sinirliydim.

8 Kuralla Hayatta KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin