5.Bölüm: Kutu

203 14 0
                                    

Uzun bir aradan sonra selamm^^

Yeni bölüme başlamadan önce yukarıdaki müziği açalım ve bölüme öyle başlayalımm.

Yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayın..

Keyifli okumalar🌹



5. Bölüm: Kutu
"Fikrimin ince gülü..."

Merak, çok merak, çok heyecan. Korkudan ne yapacağımı bilmiyordum. O kutu gerçekten bana mı yoksa başka birine mi gelmişti? Başka biri de kim olabilirdi ki? Alt kattaki Cemile Teyze ve kocası İhsan Amca olamazdı. Benim dairemin bir üstü boştu. Üst kattaki ev sahibim huysuz Fatma Teyze hiç olamazdı. Yavaş adımlarla merdiveni çıkıp kutunun önüne geldim. Çok güzel ve sade bir kutuydu. Her kim ise çok zarif ve düşünceli biri olduğu anlaşılıyordu. Peki şimdi ne yapmalıydım? O kutuyu almam mı gerekiyor? Ya içinde bomba varsa?E yuh artık Hazal! İç sesimin terslemesiyle kendime geldim ve kendimden emin bir şekilde kutuyu elime aldım. İçinde ne olduğunu merak ediyordum. Gece gece kim benim dairemin önüne kutu bırakırdı ki? Hafif bir kutuydu. Hafif bir şekilde salladım ama hiçbir şekilde içinden ses gelmemişti. Boş muydu acaba? Birkaç defa salladım, bu sefer ses gelmişti. Ama ne olduğunu hâla anlayamamıştım.

Cebimden anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım. İçeri girdikten sonra salonun ışığınıda açtıktan sonra üzerimdekileri bir hışımla çıkarttıktan sonra, hemen oturma odasına girdim. Tekli koltuğuma oturup kutuyu da ortadaki sehpaya bıraktım. Açamam! Yapamam! Ya benim değilse? Ya bir başkasınınsa? Belki gelen kişi evleri karıştırmıştır?

Açmayacaksan git apartmanın girişine bırak. Eğer bir başkasınınsa geri gelir alır zaten.

İç sesim haklıydı. Bencede en mantıklısı onu apartmanın girişine bırakmaktı. Sonuçta benim değildi. Kim bana böyle bir hediye kutusu yollardı ki? Ya seninse...

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun iç sesim?!" Resmen evde iç sesimle tartışıyordum! Bu delilikte hangi seviyeydi?...

Kutuyu bir hışımla elime almıştım ki elimden kayıp yere düştü. Şaşkınlıkla bir düşen kutuya bir de içinden çıkan mavi renginde küçük zarfa bakıyordum. Ah neyse ki bomba değilmiş!... Hem kutuyu hem de zarfı elime alıp kalktığım koltuğuma geri oturdum. Zarfı açmalıydım. Belki önemli bir şeydi. Kutuyu masaya bırakıp zarfı elimde tuttum. Açacaktım. Yavaş yavaş açtım. Açarken de içimden bildiğim tüm duaları okudum. Zarfın içinden beyaz bir kağıt çıkmıştı. Kağıt katlıydı, aynı geçen Batuhan'ın Nil'e bana vermesini istediği kağıt gibi katlanmıştı. Düşündüğüm şey olamazdı değil mi? Yok artık! Bu kadarı da çok fazlaydı! Kağıdı bu sefer parçalayacakmış gibi açtım ve yazılanları okumaya başladım.

"Bilin ki her şey sizin hayatınız için, kendinizi savunmanız için... Bir gün mutlaka bana ihtiyacınız olacak!... Yine tüm samimiyetimle söylüyorum, bir gün tekrardan çaresiz kalacaksınız ve benden yardım isteyeceksiniz. Ben ise size seve seve yardım edeceğim...

                   -Batuhan Arıkan..."

"AHHH! Nefret ediyorum senden küstah herif! NEFRET!" Sinirle bağırdığım için kendimi bir anda ayakta tepinirken buldum. Ne yapmaya çalışıyordu bu adam? Amacı neydi? Hadi geçmiş olsun Hazal... Seni tanımak güzeldi..

"Kes sesini gerizekalı iç sesim, kes!" Delireceğim, şuan karşımda olsa ağzıyla gözlerini, burnuyla kaşlarının yerlerini değiştirirdim. Nefret ediyorum ondan! Ve bende Hazal Akyol isem o adamın eline asla düşmeyeceğim!.

"Yaz bunu bir kenara iç sesim. Ben o küstah herifin eline asla düşmeyeceğim!" Yazdım canım. Eğer bir gün ihtiyacın olursa sana bu sözünü seve seve hatırlatacağım...

8 Kuralla Hayatta KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin