20. Bölüm: Unutma Beni Çiçeği

106 8 1
                                    


Hepinizeee selammm^^^

Cumanın mübarek olsunn🌸

Nasılsınızzz??

Bölüme başlamadan önce lütfen OYLAMA VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINN!!!!

Kitabın tanıtılması için buna çok ihtiyacım var ve sizlerden rica ediyorummm!!!

Hem buradan beni takip edin hemde bölümün sonuna bıraktığım hesaptan takip edin!!!

Şimdiii, yukarıdaki müziği açalım ardından yıldıza basalım ve bu güzel bölüme öyle başlayalımmm....

Hadi bakalım, keyifli okumalarrr^^




20. Bölüm: Unutma Beni Çiçeği 
"Her hikayenin sonunda bir çiçek adıyla yaşıyor..."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.








Zamanın değeri kaybolunca anlaşılıyormuş. Elimizden kayar ve biz buna  keşke kelimesiyle başlayan cümleler kurarak pişmalıklarımızı dile getiririz. Zaten hiçbir zaman işi rast gitmeyen insanların mutlaka bir pişmanlıkları ve keşkeleri vardır, işi rast gidenlerin de dahil. Elimize geçen hiçbir fırsatı zamanında değerlendirmez de zamanı geçtikten sonra anlaşılır her şey işte. Bahsetmek istediğim şey de bu aslında. Neden tam zamanıyken yapmıyoruz, değerlendirmiyoruz? Suç biz de mi yoksa zamanın yanlış bir ana denk gelmesinde mi, kim de hata? Kendimize kızıyoruz işte bu durumda da. Neden o an onu yapmadım, neden onu söylemedim, neden, neden... Sahi Neden?

Bir neden arıyorsak ilk önce kendimizde aramaya başlamalıyız. Bende kendimden başladım. Neden sevilmedim? Çok mu sevdim yoksa çok mu zordum bir ilişki de, güzel mi değildim? Günlerce düşünsem de ben bunun cevabını bulamayacağım, ta ki ileri de birinin karşıma geçipte bana anlatana kadar. O gün ne zaman bilmiyorum veya var mı öyle bir zaman ama o günü sabırsızlıkla bekliyorum. Her şeye küssem de belki hayatımın aşkı beni bu durumdan kurtarır kim bilir...

O gün orada Nil ve Emre arasındaki kıskançlık krizini biraz olsun yatıştırırken biz Ring'den ayrılmış, onları konuşup tamamen halletmeleri için baş başa bırakmıştık. Beni çok yorgun ve bitik bir halde gören Batuhan beni eve bırakıp gitmişti.  Zaten eve kendimi atar atmaz direkt duşa girip hemen yatağıma koşmuştum. Dün en azından film ve kahve ile geçecek olan  günümü tamamen bir kural öğrenerek, ağlayarak ve yorgun olarak bitirmiştim.

Sabah erkenden kalkıp kendime kahvaltı hazırlayıp güzelce yaptıktan sonra her zamanki gibi koltuğuma geçip elimdeki kahvemle bu zamana kadar film izlemiştim. Üniversiteye gitmek isteyeceğimi hiç bu kadar hevesle beklememiştim. Çünkü bu son senemdi. İki ay staj yapıp üniversiteden mezun olacaktım. Koca dört yıl bu şehirde tek başıma her yükün altından bir şekilde kalkmış ve şuan dört yılı birkaç ay sonra bitirecektim. Ondan sonrası için ne yapacağımı bilmiyordum ama tahminen ailemin yanına İzmir'e dönerdim. Orada bir yerlede bir kreşte öğretmenlik yapardım. Ne de olsa beni bu şehire bağlayan hiçbir şey yok.

8 Kuralla Hayatta KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin