Alıntı ve paylaşımlar için instagram sayfası: fasenix_series
Gözlerimi açtığımda Rea yattığım yatağın kenarına başını kapatmış uyukluyordu. Ben kıpırdar kıpırdamaz uyanıp bir çırpıda kendini toparladı.
-Hiç uyanmayacaksın sandım, dedi dalga geçercesine. Olanları hatırlıyordum ama anlatamayacak kadar kafam karışıktı. Rea kalkmam için beni kolumdan çekiştirdi.
-Biraz su sana iyi gelecektir, hadi kalk bakalım.
-Kesinlikle ihtiyacım olan şey...
Ayağa kalktığımda hâlâ başım dönüyordu ama Rea'nın da söylediği gibi su, bana iyi gelmişti. Onu ne kadar beklettiğimi bilmiyordum fakat sonunda kendimi tamamen toparlayabildim.
Görüşmelere tekrar dâhil edildiğimde, herkesin üzerimdeki uysallığı garipsediğinin farkındaydım. O günden sonra devam eden her tartışma dolu günde de mucizevi bir şekilde sükûnetimi korumayı başarmıştım. Bunda Kai'nin sözlerinin payı elbette büyüktü. Aşk kısmını ise düşünmek istemiyordum. Tek yapabildiğim ondan beceriksizce gözlerimi kaçırmaktı.
Planlamalar çok geç vakitlere kadar sürüyor, herkesin aynı anda uyuduğu bir zaman neredeyse hiç olmuyordu. Bunun yanı sıra Kai'nin hiç uyumadığına adım gibi emindim. Fark ettirmeden ona baktığımda gözünün altında oluşmaya başlayan morlukların gitgide dehşet verici boyutlara ulaştığını görebiliyordum. Gözlerinin feri bile sönmeye başlamıştı. Kaj'ın arada sırada onu tek omuzundan kavrayıp sıkarak uyuması için uyardığına şahit oluyordum ama odasına çekildiğinde dahi bir şeylerle ilgilendiğinden adım gibi emindim.
Günler günleri kovalarken, plan yavaş yavaş oturmaya başlamıştı. Zamanın yaklaştığını hissediyordum ve sabırsızlığım içimi kemiriyor, çoğu zaman beni uyutmuyordu. Hepsinin bile bile ölüme koştuğuna dair fikrim başından beri değişmemişti. Arka çıkanım olmasa da başka seçenekleri olmadığı için böylesine riskli bir saldırı planında karar kıldıklarını hepimiz biliyorduk.
Planın ana hatları oluştuktan sonra Kai, eğitim için Kaj ve Recargon ile birlikte düzenli olarak Avernus ordusunu ziyaretlere başladı. Durum, plan evresinden çıkıyor, yavaş yavaş eyleme dönüşmeye başlıyordu. Aynı şekilde babam ve dedem de üst çember üyeleriyle iletişime geçti. Cy, alt çember üyeleriyle birlikte ekibiyle yakından ilgileniyor, o da herkes kadar uykusuz günler geçiriyordu. Neredeyse günün her saati kalbim kulaklarımda atmaya başlamıştı. Ne zaman atak için bir tarih telaffuz edilecek bilmeksizin hayalet gibi aralarında dolaşıyor, düşünceli, sıkıntılı, çaresiz, zaman zaman ümit dolu ifadelerine bir bir şahit oluyordum.
O gün öğleden sonra Kaj, Recargon ve Kai, Avernus'a dönmüşlerdi. Ertesi sabah da babam, dedem, Murdoch, Alsandair ve amcam Vanora'ya doğru yola düştüler. Cy karargâha geri dönmüş, Karolek ile stratejik çalışmalara başlamıştı. Owin kendini, Arion'la birlikte krokileme çalışmasına vermişti. Psyr ise aynı benim gibi bir köşeden hepsini izliyordu.
Rea yanıma gelerek avuçlarımı kavradı.
-Delia, iyi misin?
Başımı ufak hareketlerle sağa, sola sallarken,
-İyi değilim, cevabı süzüldü dudaklarımdan.
İyi değildim ve iyiymiş gibi davranmak istemiyordum. Bir çocuk kadar etkisizdim. Yapabileceğim tek şey ağlayıp tepinerek gitmemelerini haykırmak olacaktı ama asla beni dinlemeyeceklerdi.
-Benim yerimde olsan ne yapardın Rea? diye sordum. Köşeye sıkışmıştım. Belki de birinin kendini benim yerime koyarak bana akıl vermesine ihtiyaç duyuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fasenix Serisi 2 - VANORA
FantasyBilinmezlik hep korkutur. Tüm canlılar gibi, insan da çevresindekilere hâkim olma arzusunu bir meşale gibi taşır içinde. Bilinmezlikten korkup, kendini bilmeden yaşayan varlıklarla dolu evrende, birbirinden kaçışa ''yaşam'' derler. Belki de bu yüzde...