Alıntı ve paylaşımlar için instagram sayfası: fasenix_series
Güne muhteşem başlamadığım kesindi. Uykusuzluk içinde şişmiş göz kapaklarımı buz gibi suyla yıkarken babamın en büyük duvarının yıkıldığını düşünüyordum ve bu da beni oldukça rahatlatmıştı.
İlk tarih dersimde Profesör Gaia'nın hızlı bilgi yükleme girişimleri, yorgunluğumla birleşerek beklediğimiz verimi vermemişti. Şimdilik aklımda kalanlar, kendi ailemde yer etmiş önemli kişilerdi. Büyükbabam Ferchar Rastroc, Reyatarin olmasının yanı sıra tanınmış en büyük Rakarten idi. Rakarten, Reyatarin gibi bir ünvan olup, Amity'nin sorgusunda da karşılaştığım en saygın saydam kanatlıya eşdeğerdi. Yaşamı boyunca verdiği kararların hepsi isabetli, cezaları ise, umutsuz vakalar için caydırıcı, umut vadedenler için iyileştirici olmuştu. Ancak adaletli olmak için gösterdiği çaba, vücudunu olumsuz etkilemiş ve erken yaşta halkımızı terk etmek zorunda kalmıştı...
Annemin babası olan dedem Aonghus Tormaigh ise, Profesör Boreas'ın kendine örnek aldığı ve hâlâ daha önünde saygıyla eğildiği, engin bilgi ve eğitici yeteneğe sahip bir taş bilimciydi. İnsanların doğal taşlara karşı olan bilincini geliştirmek için uzun yıllar yeryüzünün çeşitli yerlerinde görev yapmıştı. Taş işleme, jeomorfolog, doğal yapı taşları teknoloji uzmanı, maden yüksek mühendisi gibi birçok meslekte farklı kimliklere bürünmüş, aynı anda da Vanora'da öğrencilerini eğitmeyi ihmâl etmemişti. Şanslıydım ki, kendisi ile bu akşam tanışabilecektim.
Asıl merak ettiğim, tartışmalara sebep olan savaş ve Reagon Arón'du fakat Profesör Gaia bugün bu konuya girmekten çekinmişti. Kararlaştırıldığı üzere fazla ertelemeyi düşünmüyor olsa da konu, uykusuz ve tartışma dolu bir gecenin ardından sağlıklı kavranamayacak kadar önemliydi.
Tarih dersinin bitişinden çok kısa bir süre sonra başlayan lisan dersinde, kendimi şaşırtarak üstün bir başarı sergilemiştim. Profesör Marwin bunun sebebinin, Avernus'a götürülene kadar maruz kalmış olduğum anne ve babamın konuşmaları sayesinde olduğunu açıkladı. Söylediğine göre, anadilim olması gereken Vanora dilinin temelleri o zamanlarda çoktan atılmış, hatta bazı basit cümleleri seslendirebilir duruma gelmiştim.
Derslerden sonra gerçekleşen ailemle tanışma etkinliği, benim isteğimle Orea Şelâlesi'nin çevresinde düzenlendi. Masada oturan yaşlı çift hariç neredeyse herkes ayaktaydı. Ailem, beklediğimden daha küçük ama bir o kadar da sıcak bir aileye benziyordu. Babam önceliği dedem ve büyükanneme vererek beni onların yanına götürdü.
Dedemin, babamınkileri andıran doğal taşlarla bezeli apoletlerinin altından uzanan beyaz takım elbisesi, su yeşili bir pelerin ile tamamlanmıştı. Gözleri küçüktü ve saçları ortadan açılmıştı. Uçlara doğru kırçıllaşan saç telleri, üst dudağına düşen ince bıyıklarıyla usta bir takım çalışması sergiliyorlardı. Beni kucaklamadan önce omuzlarımı kavradığında, dolu dolu olmuş gözleri beni de en az onun kadar duygulandırdı.
-Güzel İdella'm! diyerek bana sımsıkı sarıldı. Onun hemen ardından büyükannem de daha fazla dayanamayarak bize sarılıp saçlarımı okşamaya başladı.
-Bir tanecik torunumuz... Ne mutlu bize ki sonunda yine hep birlikteyiz.
Sevinç gözyaşları teker teker yanağından süzülen büyükannem, bensiz geçirdiği on beş yılı telafi etmek istercesine avuç içlerini yüzüme bastırıyor, sırtımı sıvazlıyor ve beni doya doya öpüyordu. Annem, büyükannemin buna devam etmesine birkaç dakika daha müsaade ettikten sonra aramıza girerek,
-Anneciğim, diğer aile üyeleriyle de tanıştırmamız gerek, İdella artık hep bizimle. Onu istediğin zaman görebilirsin, dedi.
-Öyleyse ben de sizinle dolaşacağım. Hadi sen de gel Aonghus, yürümeye bayılırsın zaten.
![](https://img.wattpad.com/cover/241219241-288-k257855.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fasenix Serisi 2 - VANORA
FantasyBilinmezlik hep korkutur. Tüm canlılar gibi, insan da çevresindekilere hâkim olma arzusunu bir meşale gibi taşır içinde. Bilinmezlikten korkup, kendini bilmeden yaşayan varlıklarla dolu evrende, birbirinden kaçışa ''yaşam'' derler. Belki de bu yüzde...