Alıntı ve paylaşımlar için instagram sayfası: fasenix_series
"Tatlı rüyalar İdella Alina Wyn."
Kai'nin kulağımda yankılanan sesiyle yavaş yavaş kendime gelirken nerede olduğumu algılamaya çalıştım. Neyse ki suyun sesi ve penceremden süzülen ana kristalin ışığı bana yardımcı olmuş, yataktan sıyrılırken bir nebze olsun rahatlamıştım.
Aynadaki yansımamla göz göze gelir gelmez ilk yapmak istediğim aynayı kırmak oldu. Sanki dudaklarım, dün gece hissettiği sıcaklığı arıyor, bense nasıl bu kadar sorumsuz ve aptal olabildiğimi düşünüyordum... Bugün gözlerimi Avernus'ta açmış olabilirdim. Daha kaç kez ona beni kolayca Vanora'dan koparma fırsatını sunacaktım?
Geceyle ilgili ayrıntılar gözümde canlandıkça kendime bakmaya dayanamayarak sırtımı aynaya döndüm; Kai Rhisiart'ı öpmüştüm.
"Hayır, o seni öptü." diye içimden kendimi düzeltme ihtiyacı hissettim ama bu düzeltmenin ne kadar gereksiz olduğunu aslında farkındaydım. Evet, o beni öpmüştü ve ben karşı koymamıştım. Üstüne üstlük bir de karşılık vermiştim! Reina olarak yapmamam gereken tek şeyi yaptığıma inanamıyordum. Kendimi teslim ettiğim kişi herhangi biri değildi; Kaj'ın oğlu, dönmek istemediğim tek yerin vârisiydi! Ailemin bu duruma vereceği tepkiyi düşünmek bile istemiyordum...
Tam o anda Amity'i hatırlayarak yerimden sıçradım. Brogan ve bulanık kanatlılar aklıma gelince düşüncelerimi Kai'den uzaklaştırmak için fazla çabalamama da gerek kalmadı. Amity, bulanık kanatların elindeydi ve dün gece yaptığım aptallığı daha fazla düşünerek vakit kaybetmeyecektim.
Hızlı bir duşun ardından Sybilla'yı görmek ve kutlamalar sürerken başlayan toplantının bitip bitmediğini öğrenmek için kendimi dışarı attım. Toplantı hâlâ sürüyorsa onu orada bulamayacağımı biliyordum ama beklemeye ve ne olursa olsun bu sefer yapmam gerekeni yapmaya kararlıydım.
Vardığımda, tahminlerim doğru çıkmış, etrafa hâkim olan sessizlikte Sybilla'nın henüz dönmediğini anlamıştım. O yokken burası gözüme olduğundan da tuhaf görünüyordu. Sessizliği bozmaktan çekinerek sakince masanın bir köşesine iliştim. Oturduğum eski masa bana bir önceki konuşmamızı hatırlatmıştı; Yaşam Çemberi'ndeki taşları tek tek dizişi ve kuvars kristalinin karşısına yerleştirdiği kaplan gözünü görür gibiydim... O zaman da hep olduğu gibi kendinden emin ve tavırları sakindi. Sanki içimdeki duygular benden çok kendininmiş gibi konuşmuştu. Bunu düşündükçe büyüyen huzursuzluğumu kontrol altına almaya çalıştım. Kaç saat beklemem gerekeceğini bilmeden gözlerimi etrafta gezdirdim. Burası doğduğum zamandan beri var olmalıydı. Kim bilir, belki de bu mekânın şahit olduklarını öğrenebilme imkânım olsaydı benim için her şey çok daha kolay olabilirdi...
𝔉 𝔉 𝔉
"Acı çektiğini görebiliyorum kızım keza aşkın kötü alışkanlıkları oluyor."
Sybilla'nın sesiyle kendime gelirken kollarımla kapandığım masadan doğruldum. Rüya gördüğümü anlar anlamaz hayâl kırıklığına uğramıştım. Yine de Sybilla'nın dönmüş olma ihtimaline karşı hızlıca etrafa bakındım; hiçbir hareket yoktu. Onun yerine, sessizlik yüzünden uykuya dalmadan önce orada olmadıklarına emin olduğum saman kağıtları vardı ve hepsi de dört bir yana saçılmıştı. Vanora'da görmeye pek alışkın olmadığım bu kağıtlar beni tamamen uykumdan sıyırmayı başardı.
Ağır hareketlerle masadan kalkarak kağıtlardan birini kavradım. Yazının ortak dilde yazılmış olduğunu fark eder etmez kalbim nedensizce çarpmaya başladı ve o andan sonra gözlerimin satırlarda gezmesini engelleyemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fasenix Serisi 2 - VANORA
FantasyBilinmezlik hep korkutur. Tüm canlılar gibi, insan da çevresindekilere hâkim olma arzusunu bir meşale gibi taşır içinde. Bilinmezlikten korkup, kendini bilmeden yaşayan varlıklarla dolu evrende, birbirinden kaçışa ''yaşam'' derler. Belki de bu yüzde...