Alıntı ve paylaşımlar için instagram sayfası: fasenix_series
Karargâhı terk etmemizin üzerinden saatler geçmiş, Rea her zamanki gibi kusursuz dayanıklılık ve güç göstermişti. Sonunda ikimizin de ayakları toprakla buluştuğunda kalın giysilere de artık ihtiyaç kalmamıştı. Üzerimizdeki fazlalıklardan kurtulurken,
-Dinlenmen için bir yer bulmalıyız, dedim. Çok yorulmuş olmalıydı.
-Kaybedecek zamanımız yok. Kaçtığımızı çoktan fark etmişlerdir. Amacımızın ne olduğunu ve bizi nerede bulacaklarını tahmin etmek hiçbiri için zor olmayacaktır.
Haklıydı.
-Az önce adadakilerle ateş yoluyla iletişime geçmeye çalıştım.
-Hangi arada yaptın bunu? diye sorarken bir yandan da şaşkın bakışlarımla onu süzüyordum.
-Ne fark eder ki? Sonuçta iletişim kuramadım. Alev sahipleniyorlar. Hem de adadaki herkes.
Nefesimi tuttum. Bunun için ne kadar güç gerekiyordu kim bilir... Sırf adayı dışarıdan iletişime kapatmak için gerçekten de bu kadar gücü harcıyor olabilirler miydi?
-Hadi, kıyıya doğru yürüyelim. Sen önden git. Her ihtimale karşı gizlenerek seni takip edeceğim.
-Senden başkasına yem olmamayı diliyorum.
Tüm yorgunluğuna rağmen beni iyi hissettirmek için gülümsedi ve,
-Bende yemimi kaptıracak göz var mı? dedi. Ona bir daha ne zaman sarılabileceğimi bilmiyordum bu yüzden kollarımı boynuna doladım.
-Her şey için teşekkür ederim Rea. Ailemi çıldırtacağımı, arkadaşlarımı utandıracağımı, sonuç ne olursa olsun başımıza çullanacak birilerinin olduğunu bildiğin halde yanımdasın.
O da kollarıyla beni kavradı.
-Seni en az onlar kadar korumak istiyorum Delia ama seni anlarken bunu yapamam. Hissettiklerini kendi kalbimde hissederken olmuyor. Sevdiklerin söz konusuyken hiçbir şey seni durduramaz ve kimsenin bunu kendinde hak görmesine izin veremem.
-Sonu felâket olsa bile mi? diye sordum çekinerek. O da tüm iyimserliğiyle cevap verdi;
-Sonu felâket olmayacak.
Ancak o an ikimizin de farkında olduğu bir şey vardı ki yeryüzünde kurulu düzenin sonunu getirebilirdik. Zıt kutupların ahenkli karmaşasıydı bu gezegen. Yaptığımız şeyin riskini düşündükçe içim titriyor, suçluluk duygusu tüm ağırlığı ile zihnimi baskılıyordu. Amacımız elbette başarıya ulaşmaktı ama aksi bir durumda emin olduğum tek şey, her ne pahasına olursa olsun gücümü onlara kullandırtmayacağımdı.
Sık ağaçların olduğu alanda yarım saat kadar yürüdükten sonra palmiye yapraklarının hışırtısı ve beyaz kumların arasına gömülen ayakkabılarım bize denizin yakınlığını haber verdi. Gözlerim engin maviyle buluşur buluşmaz haftalar sonra ilk kez gerçekten nefes aldığımı hissedebilmiştim. Denizin şarkısı kulaklarıma doldu, dalgalar ayaklarıma kadar uzandı.
Rea beni izlemek üzere ağaçlık alanda kalırken ben de ayağımdakilerden kurtulup fark edilmeyi beklemek üzere denize yöneldim. Kumlarla bütünleşen ayaklarım deniz suyuyla serinlediğinde, sanki şimdiye kadar yaşadığım tüm olumsuzluklar da denizin tuzuyla eriyip gitmişti.
Ne yazık ki bu hissin tadını çok çıkaramadan kulağımın arkasındaki kıvılcım titreyerek Rea'nın mesajını bana taşıdı.
-Bir tuhaflık var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fasenix Serisi 2 - VANORA
FantasyBilinmezlik hep korkutur. Tüm canlılar gibi, insan da çevresindekilere hâkim olma arzusunu bir meşale gibi taşır içinde. Bilinmezlikten korkup, kendini bilmeden yaşayan varlıklarla dolu evrende, birbirinden kaçışa ''yaşam'' derler. Belki de bu yüzde...