Bölüm 3

1.2K 99 4
                                    

𝗔𝗿𝗸𝗮𝗱𝗮𝘀̧𝗹𝗮𝗿 𝘆ı𝗹𝗱ı𝘇𝗮 𝗱𝗼𝗸𝘂𝗻𝘂𝗽 𝘆𝗼𝗿𝘂𝗺 𝘆𝗮𝗽𝗮𝗿𝘀𝗮𝗻ı𝘇 𝗺𝘂𝘁𝗹𝘂 𝗼𝗹𝘂𝗿𝘂𝗺

𝗜̇𝘆𝗶 𝗼𝗸𝘂𝗺𝗮𝗹𝗮𝗿 🖤

Kolumu ateşe dokunmuş gibi elinden çektim, geri kaçtım. Eve doğru yürümeye başladım. Ne diyordu bu kadın , beni korkutmaya mı çalışıyordu başarmıştı da. Kalbim  göğsümü dövüyordu sanki çekicin demire inmesi gibi, sesi ise kulaklarımı boğuyordu. Hey korku nelere kadirsin bir erkeğin bile attıramadığı kalbimi maratona çıkarıyorsun. Tövbe tövbe neler saçmalıyordum şuan insan korkunca saçmalayabiliyordu dimi. İnsanları bilmem ama ben saçmalıyordum kesin. Haydutla bahçeye girdiğimiz gibi mutfağa koşturup su içtim sakinleşmeliydim. Ne vardı canım yaşlı başlı kadın ne dediğini o bile bilmiyordur bunamıştır kesin. Acaba Toprağı  arasa mıydım yok yok iyice saçmalıyordum şimdi. 

Kendine gel Hira Aydın sen yetişkin bir kadınsın böyle şeylerden mi korkacaksın.  Kendimi oyalamak ve bu olanları birazda olsa unutmak için yemek yapmaya karar verdim, zaten yapacaktım ama bu kadar erken değildi sadece. Güzel bir tarhana çorbası yanına da kızarma yaptım yoğurtla güzel giderdi. Saat daha birdi akşama çok vardı o yüzden son aldığım kitaplardan birini alarak salona kuruldum. Kitaptan kafamı kaldırabildiğimde saat dört olmuştu baya kaptırmıştım kendimi kitaba anlaşılan vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştım.

Ya ben bugün yemek yemeyi bile unutmuştum. Ah Atiye teyze ah insanda akıl mı bırakıyorsun. Yemeğimi yedim çayı da ocağa koyup telefonumu alıp çardağa çıktım. ben etrafı izlemeye dalmışken beni daldığım yerden telefonun melodisi çıkardı. Toprak arıyordu açıp konuştum. Nasıl olduğumu bir aksilik olup olmadığını sormuştu, bende her şeyin yolunda olduğunu boşuna meraklanmaması gerektiğini söyleyip kapattım. 

Haydutla Paşa ayaklarımın ucunda yatıyorlardı can yoldaşlarım beni hiç yalnız  bırakmıyorlardı. Mutfaktan kendime bir çay koyup onların yanına döndüm. Hem çayımı içip hem gökyüzünün o eşsiz manzarasını izledim. Ay ve yıldızlar gecenin göğsünü yarmış aydınlatıyordu semayı, ben gündüze nazaran geceyi daha çok seviyordum gece daha sakin daha dinlendirici ve huzurluydu bana göre.

Bir denizin o sonsuz maviliğini izlemek, birde gecenin sonsuz karanlığındaki semanın ay ve yıldızlarla sunduğu o muhteşem görüntüyü izlemek huzur veriyordu bana. Telefonumun tekrar  çalmasıyla çalmasıyla alıp baktım Serkan arıyordu şaşırdım bu çocuk beni pek aramazdı, kendisi halamın oğluydu, gezmeyi tozmayı çek severdi , Toprakla araları daha iyiydi sık görüşürlerdi hem. Benimle mi bayram seyran akraba  piknikleri genelde o zamanlar. Açtım yanıma arkadaşlarıyla beraber mangala geleceklerini burada olduğumu Topraktan öğrendiğini benim için sorun olup olmadığını sordu gelin deyip kapadım telefonu. 

Gelsinler di bakalım hem eğlenceli olurdu çünkü pikniklerde toplandığımızda önce yemek yenir sonra Serkan gitar çalar biz söylerdik vakit çok güzel geçerdi tabi iki sene öneydi bunlar. Saat yediye gelirken gelmişlerdi üç erkek üç kızlardı, kızlardan biri de gelin adayımızdı sanırım onları ha bire bakışırken yakalıyordum. Bir saatte sofrayı hazır etmiştik bile gelin adayımız da pek bir hamarattı söylemesi ayıptır. Erkeklerde pişirdikleri etleri getirince sofraya dizildik. Ben ,Serkan, Ayça bir tarafa Samet , Ali, Narin bir tarafa Nurcan ise karşımıza oturmuştu. Yemekler yenildi sohbetler edildi çok tatlı çocuklardı sevmiştim hepsini. Sonra Serkan başladı gitarını konuşturmaya o çaldı biz söyledik çok eğlendik. Asiye teyzeden sonra bana da çok iyi gelmişti. Gece yarıyı bulmuştu çocuklar toparlanmaya başlamıştı bu sırada Serkan bana içeri geçmemi işaret etti bakalım ne yumurtlayacaktı. Birkaç gün burada kalıp kalamayacağını  sormuştu tamam dedim ailesiyle arasının iyi olmadığını biliyordum kesin yine tartışmışlardı. 

Gecenin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin