Bölüm 30

338 27 1
                                    


MERHABA ARKADAŞLAR YENİ BİR BÖLÜMLE YİNE BERABERİZ.LÜTFEN OY VERMEYİ VE YORUMLARINIZLA DA BANA YARDIMCI OLMAYI  UNUTMAYIN VE BUNDAN SONRA HAFTADA BİR  BÖLÜMLE DEVAM EDECEĞİZ . İYİ OKUMALAR HEPİNİZE   :) 🖤.

AYSA= Devin 'i sıkıştırmam sonucunda verdiğim kararı uygulamak için yaşlıların karşısına çıkmış, bulunduğum konumumu da koz olarak kullanarak kendimi meydan okuma müsabakasına dahil ettirmiştim. Yaşlılar ne kadar itiraz etseler de hem böyle bir olayda hem de bir kurdun başka bir türden eş seçmesi konusunda engel olabilecekleri bir kuralları olmadığı için hoşnutsuz bir biçimde kabul etmek zorunda kalmışlardı. Yüzlerinden düşen bin parçaydı, bense yanlarından yüzümde en güzel gülümsememle ayrılmıştım.

En sonunda kabul etmek zorunda kalacaklarını bilseler de belki  daha fazla itiraz edebilirlerdi ama bu müsabakayı kazanamayacağımı düşündükleri için itiraz ve mazeretlerini bu kadarla sınırlı tutmuşlardı bence. Hep beraber görecektik sonucu ama ilk defa kalbime kanat taktıran adamı bir başkasına bırakmaya da hiç niyetim yoktu. Bunun için ne gerekiyorsa yapacaktım, bizim bir araya gelmemizin imkansız olduğunu düşünüyorken bunu olabilir kılan bu olayların yaşanması bile bence bizim kaderimizdi.

Şimdi müsabaka vakti gelene kadar köyü gezerek kendimi oyalama zamanıydı. Devin ile hem köyü geziyor hem de içimde ki heyecanı bastırmaya çalışıyordum. Heyecanımın sebebi müsabakadan dolayı kesinlikle değildi, sebebi kehribar gözlü yakışıklının benim olabileceği ihtimaliydi. Taş ustalarını  görünce orada durarak bir süre onları ve yaptıkları işi izledim, çok emek isteyen bir şeydi yaptıkları. Bence bu köyde yeteri kadar ev vardı ve daha fazlasının neden yapıldığını Devin' e sordum. Devin bu sorumu " yeteri kadar ev var evet Aysa ama herkesin evi kendine kadar, mesela bir kaç klan buraya misafir olarak geldi, onları ağırlamak için misafir evlerine ihtiyacımız var" diyerek cevapladı.

Tabi bu emri verende Kamran dan başkası değildi, bunu da Devin verdiği cevaptan sonra söylemeyi ihmal etmemişti. Bir de bunu söylerken sırıtıyordu, acaba Devin bana Kamran'ı hatırlatmak mı istemişti ? Buna hiç gerek yoktu çünkü adam aklımdan bir saniye olsun çıkmıyordu ki. Devin Kamran dan ne kadar hoşlandığımı anlamıştı tabi, o yüzden her fırsatını bulduğunda bana takılacak utandırmaya çalışacaktı anlaşılan. Uğraşabilirdi benim için hiç bir sorun yoktu, hem yakın zamanda da bu sayede utanmayan gayet rahat birsi olduğumu anlardı.

Taş ustalarının yanından Devin' in evine geçmiş, ailesiyle tanışmış, annesinin yapıp bize ikram ettiği güzel yemeklerle de karnımızı doyurmuştuk. Yemekten sonra bir süre sohbet ettikten sonra vaktin geldiğine karar vererek oradan çıkarak alfa evine geçmiştik. Devin ile Kamran'ın bana verdiği odaya geçerek hazırlandım.

Üzerime üst kısmı vücudumu tamamen sıkıca saran ama kalçamdan sonra hafif genişleyerek aşağıya doğru inen  önde iki arkada iki  tane boydan boya yırtmacı olan ve ayak bileklerimde  biten siyah bir elbise giymiş, bacaklarımın ikisine de hançer kılıflarımı bağlayarak hançerlerimi yerleştirmiştim. Saçlarımı Devin ile beraber kalın pelikler örerek uçlarına da ay taşından olan ve ok uçlarına benzeyen taşları bağlamıştık. Son olarak benim için özel olarak yapılan yuvarlak küçük ay taşlarının yan yana dizilerek oluşturduğu ve anlımın tam ortasından ayın hilal evresini simgeleyen bir ay taşının sarktığı zarif tacımı saçıma sabitleyerek işimizi bitirdik.

Evden çıkarken Kamran ile karşılaştığımızda Devin meydan okumayı izleyeceğimizi söyleyip kapıdan çıkarken bende başımla onu selamlayarak Devinin hemen ardından çıktım. Onu görmek bile kalbime zarardı galiba çünkü kalbim yine kanatlarını takmış ve hızla çırpıyordu. Devin yol boyunca çok dikkatli olmamı, kurtların çok güçlü olduklarını anlatıp durdu. Yaptığımın delilik olduğunu da söylemekten çekinmemişti serzenişlerinin arasında.

Gecenin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin