YAŞLI BÜYÜCÜ TANHA = Yardımcılarımı da toplayarak kitabı incelemeye devam ettik, fakat son baktığımızdan beri değişiklikler olmuştu. Kitabın kapağındaki yıldızın ortasındaki papatya yeşile dönmüştü. Anlaşılan koruyucu kendi taşını bulmuştu ama ne zaman ve nasıl? Bugün onu hiç görmemiştim, Şevval'i onu bulmaya göndererek , bir sonraki sayfayı çözmeye devam ettik. Çok geçmeden yardımcım ve Ceysina kapıdan içeri girdi, Ceysina Hira'nın alfa ile beraber göreve gittiğini söyleyerek bir ihtiyacımız olup olmadığını da sorarak gitti.
Çözdüğümüz sayfada diyordu ki " seçilmiş ilk görevini tamamladığı gibi birinci kapı kendini koruyucuya bağlayacak ve mühürlenecek" demek ki Hira alemler arası kapıların koruyucusuydu yani asıl anahtar oydu. Şimdilik anladığımız buydu ama kitabı çözdükçe farklı bilgilere ve sonuçlara da ulaşabilirdik. Bu günlük bu kadar diyerek Şevval'i de alarak şifahaneye gittim, hem burada ki büyücülerimi görmek istiyordum , hem de köyün şifacılarıyla görüşmek istiyordum. Birde şifahanenin durumuna göz atmış olurdum.
NEFİLİM= Saldırının üzerinden uzun zaman geçmiş Seles Gümüş Dişlerin alfasına ölümcül yaralar açarak oradakilere de büyük zararlar vermişti. Büyücülerin daha fazla güçlenmesini istemediğim için ona yeni bir görev vererek Amazon Ormanını ziyarete göndermiştim. Gargonları büyücülerin köyüne göndererek, yakılıp yıkılmasını, sayılarının azalmasını sağlayacaktı. Saldırıdan sonra bakalım ne kadar güçlü olabileceklerdi oturup izleyecektim. Üçüncü alemi arıyordum ama hala kitabı bulabilmiş değildim, gün geçtikçe daha da sinirleniyordum. Yerimde duramadığım için kaleden çıkarak Karanlık Şehre doğru yürümeye başladım, bakalım yeni haberler alabilecekmiydim.
ABAY= Aydınlık Ormandan döndüğümden beri Ayevi'yi aklımdan çıkaramıyordum , tekrar oraya giderek onu görmek istiyordum. Fakat gidip te görmemek için bütün gün ok ve kılıç antrenmanı yapıyor, kalan zamanda da Ak Şehrin işleriyle bizzat kendim ilgileniyordum. Onu aklımdan çıkarmalıydım, nemfler bağlanmaz ve gönül ilişkisi dahi kurmazlardı. Bizim bir geleceğimiz asla olamazdı, benim benden sonra başa geçecek bir veliaht verecek bir eşe ihtiyacım vardı.
Babam her fırsatta zamanın geldiğini söyleyip duruyordu, benim yaptığım seçimlerinde çok doğru olduğu söylenemezdi. O yüzden artık onun istediği kişiye tamam demenin tam zamanıydı. Ayevi' ye daha fazla kapılırsam sonuçları benim için hiç iyi olmayacaktı, yol yakınken kendimi ondan soğutmalıydım. Saraydan çıkarak babam ve annemin kaldığı şehrin merkezinde olan büyük eve gittim, sıcak bir selamlaşmanın ardından muhabbete başladık.
Muhabbet arasında "babam bana uygun gördüğün şu soylu ailenin kızıyla hayatımı birleştirmeye karar verdim, en kısa sürede onlarla görüşüp ne yapılması gerekiyorsa yap, bir ay sonra birleşme merasimi yapılsın" dedim. Babam ve annem duyduklarıyla önce bir şaşırdılar ama çabucak toparlayıp bana sarılarak memnuniyetlerini belli ettiler. Onlar mutluydu istedikleri oluyordu ama ben sanki bir başkasının hayatı ile ilgili karar vermesini yaşıyor gibiydim, yani ne mutlu nede çok mutsuz bir gariptim.
Ateş'in mühürlenmesinden sonra Aysa'ya da bizden birini uygun görmüşler ama kardeşimin kesin itirazları karşısında ve benim de onun itirazlarına desteklemem sayesinde o konu kapatılmıştı. Aysa zaten Ateş'i de istememişti, o her zaman kalbim kimi seçerse onunla hayatımı birleştireceğim derdi. Aysa elf kadınlarından çok farklıydı, onlar başka ırkı kabul etmezken Aysa için fark etmezdi, onlar saray adabı dersleri alırken Aysa dövüş ile ilgilenirdi. Kardeşim evde veya sarayda oturan bir kadın olmayı şiddetle reddedip, onun yerinin askerlerin yanı olduğu konusunda diretiyordu.
İnadı, konumu ve benim desteğimle istediğini de elde etmişti. Her boş zamanını halkın sorunlarıyla ilgilenerek ve dövüş eğitimi alarak geçiriyordu, en iyi elf savaşçılarımızdan aşağı kalır yeri yoktu. Her konuyu konuşurduk, abi kardeşten öte en iyi arkadaşlardık. İşte o yüzden daha kimsenin güzel kardeşimin kalbini çalmadığını biliyordum ama eğer olursa ondan desteğimi her zamanki gibi esirgemeyecek ve arkasında olacaktım. İçimizden biri kalbinin istediği kişiyle beraber olurdu bari.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Kızı
Фэнтези"Ruhun ruhuma vurgun, bedenin bedenime mahkum, canın canımla bütün alfa. Söyle bu kadar aitlik olur mu ? " dedim. Alfanın cevabı gecikmedi. "Ömrün ömrüme bağlı, kaderin kaderime yazılı, bedenim bedenine muhtaç, ruhum ruhuna mühürlü lunam" dedi. Ama...