Bölüm 17

406 40 2
                                    

BÜYÜCÜ= Yula ve Şevval'i karşıma aldım, nefilimi ve bütün bildiklerimi anlattım. Bunlardan haberdar olmaları gerekiyordu, ben yaşlıydım ne olacağını kim bilebilirdi. Yaptığımız konuşmanın sonucunda engel büyüsünü ara ara yapmaya karar vermiştik ve bunu Aydınlık ormanda yapmalıydık. Bir ara Gümüş köye gitmeliydim, Kutan ile yaradılışın kitabını incelemeli öğrendiğimiz her şeyi Hira'ya öğretmeliydim. Kutan diğer büyücülerimden yaşça  daha büyüktü ve tecrübe ve bilgi olarak ta hepsinden öndeydi. Benden sonra kitapla ilgili Hira'ya o yardımcı olmalıydı.

Aydınlık ormana gittiğimde Elf krallığınada uğrayıp Abay 'la görüşürdüm, onlarda dikkatli davranmalıydı. Olanlardan da haberdar olmalıydı. Ama önceliğim Gümüş köydü ve orda Ateşten bir savaşçı gurubu da isteyecektim. Bizimde savaşçı büyücülerimiz var tabi ama Aydınlık orman Taş kaleye çok yakındı ve sivri dişlere güven olmazdı. Tedbirli olmak güçlü bir savaşçı gurubuyla gitmek daha mantıklıydı. Oturduğum yerden kalktım, küçük büyücülerin ders zamanıydı.

EZRA=Dün gece yemekten sonra herkes uyumaya dağılmıştı. Bende eve geçmiştim ama olanları düşünmekten uyumak o kadar kolay olmadı, şimdi bir lunamız vardı fakat hem çok korunmasız hem de bu dünyadan bir haber. Alfamın lunanızla ilgilenin konuşmasından ve Hira'yı tanıdıktan sonra kendimi küçük kardeşini korumak zorunda olan bir abla gibi hissetmeye başladım. Ona çabucak ısınmış ve sevmiştim çok masumdu ama çokta akıllıydı, bunu Kızıltan'a verdiği tepkisiyle belli etmişti. Sabah yataktan çıkıp işlerimi hallettim, tam kulübemden çıkacakken Ateş'le yüz yüze geldim." Hayırdır alfam sabah sabah seni buraya getiren ne?" "Ezra bu akşam köy halkının lunayı tanıması için eğlence olacak yaşlılar böyle uygun görmüş, Hira'yla ilgilenirsin" başımla onayladım sadece tabi ilgilenirdim. 

Bir yol Hira'nın kulübesine koşturdum girdiğim gibi odasına daldım, hala uyuyordu. Doğruca üzerine atladım zavallı kızcağız böyle uyandırılmaktan korkmuş olmalı ki çığlığı basıverdi. Ben kıkır kıkır gülerken o koluma vurup söyleniyordu" böyle insan mı uyandırılır Ezra sen beni öldürmeye mi çalışıyorsun, kalk üzerimden ezdin" bu hali çok tatlıydı." Kalk kalk kalk bugün çok işimiz var luna  senin için düzenlenen eğlenceye anca hazırlanırız" diyerek yataktan kalktım. Benimle birlikte oda apar topar kalktı, üzerinde uzun beyaz bir gecelik vardı saçı başı dağılmış ve gözleri şişmişti ama bu hali ile bile  güzeldi. Üzerine dün giydiklerini giyip saçlarını parmaklarıyla taradı, ayağına deri sandaletlerini geçirip yanıma geldi.

Şimdi gideceğimiz yer dikişçilerin yanıydı, dün dikişçilere uğrayıp iki tane büyücülerin elbiselerinden dikmelerini istemiştim Hira'ya hediye etmek için. Yüzünün gülmesini istiyordum, kadınları en çok mutlu eden şeylerden biride kıyafetlerdi. Yani benim öyleydi inşallah onunda öyle olurdu. Kulübeden çıkıp yemekhanede karnımızı doyurduk, sonra elbiselerini alıp  kulübeye bıraktık. Evet hediyelerimi çok beğenmiş defalarca teşekkür etmişti buda beni mutlu etmişti.

Şimdi sırada köyü gezip eksik gedik neler var ve dişi kurtların sorunları olup olmadığını öğrenmek vardı. Lunamıza anlatmıştık bunlar onun görevleriydi ama anlatmaktansa yaparak öğrenmesi daha iyiydi. Köydeki işlerimizi yaptık, Hira elinden geldiği kadar ayak uydurmaya çalışıyordu. Bu davranışı bile onun ne kadar güçlü bir kadın olduğunun kanıtıydı, ben onun yerinde olsam ya delirirdim yada delirirdim. Kulübeye dönerken oduncuların yanına uğramış 5 kulübe daha yapılmasını istemiştik. Yeni lunamız istemişti daha doğrusu bu onun ilk isteğiydi.

Sebebini anlıyordum gelen misafirleri kendi kulübesinde değil de başka yerde ağırlamak istiyordu, bunun sebebi de Kızıltan'dı sanırım. Haklıydı kim kulübesinde kendinden başka bir kadın isterdi ,hele ki eşinde gözü varsa. Şimdi hazırlanma zamanıydı, kendimizden önce lunayı hazırlamalıydık. Hira'nın odasına girip hemen başladık. Üzerine beyaz dar bir gömlek, altına kısa beyaz  bir etek bunların üzerine de dikişçilerin kırmızı renge boyadığı harika bir kaftan giydirdik. Kaftanın önü tam kapanmadığı için güzel bacakları gözler önündeydi, beline de aynı renk kuşağını bağladık sadece saçları kalmıştı. Ceysina saçlarını salık bırakıp ara ara pelikler ördü, işimiz bitmişti şimdi bizde gidip hazırlanabilirdik. Bakalım Ateş Hira'yı görünce ne yapacaktı çok güzel olmuştu lunusı.

Gecenin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin