Bölüm 31

309 28 4
                                    

YENİ BİR BÖLÜMDE YİNE BERABERİZ ARKADAŞLAR. LÜTFEN EMEĞE SAYGI DUYALIM VE OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYALIM. BİRÇOĞUNUZ OKUYUP OY VERMİYOR.  ARKADAŞLAR SİZDEN İSTEĞİM  OKUDUĞUNUZ ESKİ BÖLÜMLERE LÜTFEN OY VERİN. OY VE YORUMLARINIZA  GÖRE  YENİ BÖLÜMLERİ DAHA HIZLI YAYINLAYABİLİRİM. İYİ OKUMALAR 🖤

KAMRAN=  Aysa'nın buraya gelmesinin üzerinden 10 gün geçmiş, Ak Şehre de haber göndermiş ve cevabını da almıştım. Abay tebriklerini iletirken, Aysa'nın anne ve babası her şeyin bir yolu yordamı olduğunu bunun böyle olmaması gerektiğini ve bunun gibi bir sürü isyanın yanında bizi en kısa zamanda Ak Şehre beklediklerini yazmışlardı yolladıkları mektupta. Yolladığım haberci bu mektupları getirmekle kalmamış birde yanında Aysa'nın eşyaları ve elf  savaşçı gurubunu da getirmişti. Gelen savaşçılar Aysa'nın kendi savaşçıları olduğu için artık burada bizimle birlikte kalacaklardı.

Aysa çok ilginçtir ki burayı ve bizi çok çabuk benimsemiş, hatta çocuklara okuma yazma dersleri vermeye bile başlamıştı. Dersler sabahları olduğu için genelde akşamları görebiliyordum ayın kızını.  İkimizin de işleri vardı, hatta birazdan  Batık Ormana gitmem gerekiyordu. Droyidler bir haberci göndererek yardımımıza ihtiyaçları olduğunu bildirmişti. Kendileri mecbur kalmadıkça ormanlarından asla çıkmazdı, demek ki gerçekten önemli bir şeydi.

Eve geçip hazırlandım, aceleyle çıkacağım sırada eve yeni gelen lunamla karşılaştım. Aysa " hayırdır alfam nereye böyle" diye hemen sorguladı. Ona olanları hızlıca anlattım, sözlerimin bitmesiyle " gidelim Kamran" diyerek gayet ciddi bir yüz ifadesiyle kapıdan çıktı. Arkasından yetişerek gelmemesinin daha iyi olacağını, burada kalıp klanla ilgilenmesini söyledim. 

Beni sanki hiç duymamış gibi az ileride savaşçı kurtların başında beni bekleyen betam Han'ın yanına gitti. Bizim bu gün burada olmayacağımızı, biz dönene kadar klandan onun sorumlu olduğunu söyledi. Sonra kurtlardan birine dönerek atını getirmelerini söyledi. Lunasının emrini duyan kurt hızla yanımızdan uzaklaştı. Kurtlarımın suçu yoktu Aysa lunalarıydı, onun isteği benim isteğim demekti ve o yüzden sorgulamadan yapıyorlardı.

 Aysa' yı uzanıp kolundan yavaşça kendime doğru çektim , ben ağzımı açamadan daha " sorun çözüldü Kamran gelmemem için hiç bir sebep yok" diyerek gülen bir yüzle beni izlemeye başladı. Kime söylüyordum ki nasılsa her söylediğime bir çözüm bulacaktı, elf kurallarını tanımayan elf prensesi benimkilerini mi tanıyacaktı. Çok akıllı ve kurnaz bir kızdı, anında çözümler üretiyor ve bunları herkesin gözü önünde yaparak ta benim söz hakkımı elimden alıyordu. Çünkü  elf prensesi ve lunam olmasının ona sağladığı haklarında farkındaydı.

Başıma püsküllü bir bela almıştım sanırım, başımı onaylamaz şekilde iki yana salladım. Gerçi ben onu değil o beni almıştı ya neyse. Hala beni izliyor olmasına rağmen onaylamaz hareketimle bile oralı olmadı, o güzel çenesini yine asi bir edayla kaldırmış bana meydan okuyordu menekşeleriyle. Çok güzeldi, gözlerimi ondan bir saniye olsun çekmek istemiyordum. Kar beyazı saçları beline kadar dökülmüş aralarından sivri kulaklarının uçları gözüküyor, menekşe gözleri kehribarlarımı esir almış ışıl ışıl parlıyordu. Üzerine buradaki dişi kurtların giydiği gibi kısacık bir kıyafet giymiş, beyaz tenini gözler önüne sermişti. Şuan onu gören herkesin gözlerini oymamak için kendimle savaşıyordum resmen.

O kadar çok onda kaybolmuştum ki atını getiren kurdun sesiyle kendime geldim. " Lunam atınız", onun atına binmesine yardımcı olduktan sonra bende atıma bindim ve yola koyulduk. Yol boyunca hep konuştu, bende onu dinledim ve izledim. Onu dinlerken fark ettiğim şey ise, onun bizimle gelmemesini istememin nedeni on gün önceki gibi tekrar yaralar almasını istemememdi. Yolda neyle karşılaşacağımız hiç belli olmuyordu, saldırıya uğrayabilirdik. 

Gecenin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin