bangtan reaction

🍃59

       En yakın arkadaşı olan size aşıklar

Namjoon:

"Cidden, gelecekteki  kız arkadaşın sana sahip olduğu için çok şanslı olacak." dedi Y/N ondan uzaklaşırken yüzüne bakarak.

"Peki neden?"

"Bilmiyorum, sen en mükemmel paketsin Joonie. Sen zekisin, komiksin, kibarsın, yeteneklisin, çalışkansın, yakışıklısın-"  Namjoon senin bu sözlerine kızarmaktan kendini alamadı. Ona doğru bir adım attın ve çenesini yukarı kaldırarak biraz güldün, "-ve seksi." Ardından ikiniz de kahkaha atmaya başlmıştınız ama Namjoon midesinin alt üst olduğunu şimdiden hissedebiliyordu çünkü  Onun hayalindeki kız sendin. Hemen sana arkadan sarıldı ve başını sağ omzuna koyarak anın tadını çıkardı. "Az şey biliyosun, Y/n, çok az şey biliyorsun."

———

Seokjin:

Seni uzaktan izliyordu, kendisi için yemek pişirmeni  ve diğer üyeler de geldikleri için onlara da yemek yapmanı . Sen  yemek pişirirken, arka planda yumuşak bir müzik çalıyordu ve sen kalçalarını sallayarak melodileri mırıldanıyordun. Seokjin seninle tanıştığı için ne kadar şanslı olduğunu düşünerek sadece vücuduna bakarken yalan söyleyemedi . Seninle olmak istiyordu ama sormaya korkuyordu.

"Orada mı duracaksın? Hadi yardım et!" Kaşlarını çatarak ona bakarak söylendin. Jin başını sallayarak sana doğru yürürken güldü. "Ne istiyorsun?"

"Sadece bunları benim için şeritler halinde kesmeni istiyorum." ona tabağına koyması için kesilmesi gereken  et dolu bir tabak uzattın. "Memnuniyetle." Sana tatlı tatlı gülümseyerek cevap verdi. Bu jesti ona gülümseyerek karşılık verdi ve bugün kalbini kim bilir kaç kez hoplattı.

———

Yoongi:

"Yoongi, ne düşünüyorsun?"  etrafında dönerek Yoongi'nin senin için aldığı elbiseyi göstererek sordun. Yoongi  Yatağa oturup parmaklarıyla dudaklarına dokunurken gülümsedi. "Sonunda senin üzerindeyken daha muhteşem görüneceğini biliyordum bebeğim." parlak bir şekilde gülümserken bu kalbini hoplatmıştı. "Çok teşekkür ederim, gerçekten çok beğendim." Yavaşça onun olduğu yere geldin ve  sıkıca sarıldın ayrıca kucağına oturmuştun. Yoongi, her zaman yapmamakta ısrar etse de, seni  her zaman bir şeylerle şımartırdı. Sen  Yoongi'nin hayalindeki kızdın, bundan hiç şüphesi yoktu. Senin ona yapışmanı sağlayan bir manyetik alanı vardı. Belki yakında sana itiraf ederdi ama Yoongi sadece doğru zamanı bekliyordu.

———

Hoseok:

Bir cuma gecesiydi, sen ve Hoseok onun dairesinin kanepesinde Love, Rosie'yi izliyordunuz . Her hafta, ikinizin de takılacağı, üniversite stresini unutacağı ve sadece bir film izleyip birbirinizin varlığından zevk alacağınız bir gece olmalıydı. İkiniz için de bir şifa şeklindeydi ve birbirinizi yakalama zamanıydı. Sağ kolunuzu gövdesine dolayarak Hoseok'un yanına daha derinden sarıldınız. Siz ikiniz en yakın arkadaş olduğunuz için hiç aldırmadı.

Ya da Hobi'nin kendi kendine söylediği buydu. Sadece arkadaşız. Ama içinde sana olan hisleri birbirini tutmuyordu. Seninleyken her zaman çırpınıyor yüzünüzü her gördüğünde tüm sorunlarının ve stresinin ortadan kalktığını hissediyordu . Sen onun için bir meleksin ve içten içe seni çok önemsiyor . Gerçek duygularını sana açmayı hiç düşünmedi ama doğru zamanda yapmayı göze alabilirdi.

———

Jimin:

Kapı aniden açıldı ve yatak odanızın içine huysuz ve asık suratlı bir Jimin girdi. "Neyin var Jimin?" Onu sana haber vermeden dairenizin içinde görmeyi beklemiyordunuz, ancak dairenizin şifresini verme konusunda ona güvenen siz olduğunuz için o kadar da şaşırmamanız gerekiyordu. 'Ne zaman istersen gelebilirsin' dediğinizi hatırlamıştınız.. Yatağınızda doğruldunuz, az önce okuduğunuz bir kitabı kapatıp komodinin üzerine koydunuz. Size doğru sürünerek -hala somurtarak- bacaklarınızın arasına oturdu. Başını göğsünüze yaslanmıştı ve siz de hemen saçlarıyla oynamaktan kendinizi alamadınız. "Kötü bir gün mü geçirdin?''

"Evet." Sadece kısık bir sesle söyledi. "Sadece senin sarılmanı istiyorum." Cevap olarak kıkırdadınız, "Tabii ki, chim. Senin için her zaman burada olacağım." Jimin'in kalbi 10 kat daha hızlı atıyor, yanaklarının kızardığını hissediyordu. Derin bir iç çekti ve kokunuzu içine çekti, sade varlığın için minnettardı. Jimin size olan hislerini daha ne kadar kendine saklayabileceğini bilmiyordu. Ona nasıl hissettirdiğini bilmeni istedi.

———

Taehyung:

"  Y/N bunu istiyor musun?" Taehyung, bu mağazanın içinde o zamandan beri almak istediğin ama satın almak için çok parasız olduğun bir çift platform topuklu ayakkabıyı kaldırarak sordu. Sadece suskun kaldın ve ona göz kulak olduğunu bildiği için şok oldun. "Aman Tanrım, hayır, hayır, hayır-" Çifti elinden alıp şeffaf cam raflara geri koyarken  söylendin. "Çok fazla Taehyungie. Bunlar sadece ayakkabı ve zaten çok pahalı."

Arkandaki korumasının alay ettiğini duyduğuna yemin edebilirdin.

"Benimle buradayken hiçbir şey çok pahalı değil, tatlım." Sana göz kırptı ve sen daha itiraz bile edemeden ayakkabıyı kaptı ve mağazanın asistanlarından birine verdi. "Bunları da şuradaki güzel bayan için alacağım."

Son birkaç dakikadır ağzın açıktı. "s-sen sadece..." Kelimeler içinde kayboldun. "Benim için değil, kendin için daha fazlasını almak için paranı boşa harcayabilirdin." "Çok tatlısın Y/n. Yemin ederim böyle olmaya devam edersen, tam burada, bu mağazada senin önünde itiraf etmekten kendimi alıkoymayacağım."

———

Jungkook:

Jungkook doğal olarak utangaç bir adamdı ve duygularını kendine saklamanın hiç bir faydası olmadı. Seninleyken kızarmaktan ve başını aşağıda tutmaktan ya da seninle konuşurken göz temasından kaçınmaktan kendini alamadı. Sen onun için  orada çok güzeldin.

Yağmurlu bir Pazar gecesiydi ve ikiniz de yatağınızda sarılmış, etrafınıza düşen yağmur damlalarını dinliyordunuz. İkiniz için de tam bir sessizlikti, ama iyi bir sessizlikti.Senin kulağın tam Jungkook'un kalbinin üzerindeydi ve Jungkook kalbinin ne kadar hızlı çarptığını duyabileceğinden korkuyordu, bu da onu daha da gerginleştirdi. "Uhh, YY/N..." dedi başını itmeye çalışırken. "Hayır, hayır Kookie. Bir süre böyle kalalım, tamam mı? Sorun değil, rahatla." Her zaman hayran olduğu yatıştırıcı bir sesle söyledin. İç çekti ve başını salladı, gözlerini kapattı. Lowkey, sonsuza kadar seninle bu pozisyonda hep böyle kalmayı diledi.