Yüzleşme

1.4K 45 36
                                    

ŞİMDİ
Dila cebinden anahtarı çıkardı. Kapıya geçirip içeri girdiğinde çantasını portmantoya astı.
Salona girdiğinde tahmin ettiği gibi İrem koltukta uyuyordu. Televizyonda bir magazin programı açık kalmıştı.
Dila kumandayı aldı,televizyonu kapattı.
Odasına geçip kıyafetlerini üzerinden çıkardı.Hızlı bir duşa girdi.Ardından pijamalarını giyip mutfağa geçti.

Eve gelirken aldığı tavukları baharatlayıp fırına attı. Yaklaşık 15 dakika sonra İrem eliyle gözünü ovuşturarak mutfağa girdi.

"Harika kokular geldi rüyama. Açlıktan uyandım."
Dila gülümsedi.
"E uyuyan güzel salatayı yapsın o zaman,ben de kolaları doldurayım. Pilav da yaptım."
İrem kollarını Dila'ya doladı.
"Ya aşk çok sağ ol,çok iyisin. Baya acıkmıştım iyi oldu. Haa bu arada,bil bakalım kim yarın butikte çalışmaya başlayacak?"
Dila yalandan düşünür gibi yaptı.
"Sen olabilir misin acaba?"
"Yes canım. İşi kaptım. Akşama yorgun olurum ama haberin olsun. Yarina da yemekler senden olsa? Söz diğer hafta full ben yapacağım."
"Tamam Irem dert etme. Sen yeter ki işinden kovulma."
İrem dudağını büzdü.
"Ama ne alaka şimdi? Geçen ay iki işten de istifa ettim ayrıca. Kovulmadım yani Dila Hanım."

Dila bir anda duraksadı.
Yine aklına Erdem gelmişti.
Dila Hanım...
Dila yutkundu. Gözünden gelen bir damla yaş aldatıldığı için değildi. Özlemdendi. Erdem'e olan özlemdendi.
Kendinden onu hala özlediği için utanıyordu.
Ama da yine buna engel olamamıştı. Her ne kadar onun tarafından paramparça edilmiş olsa da kalbi hala maalesef ona aitti.

Irem salata için dilimlediği domateslerden birini ağzına atarken kapı çalmıştı.
"Tavuğu fırından 5 dakikaya çıkar. Ben bakıp geliyorum."

Dila kapıya doğru ilerledi. Uzun ince parmakları kapı koluna değince duraksadı.
Sanki başına geleceği hissetmiş gibi birkaç saniye durdu.
Ardından kapıyı açtı.
Karşında gördüğü bir çift göz karşısında şoka uğradı.

İki tane mavi göz Dila'ya bakıyordu. Her gece kapısına gelip "Abla uyuyamıyorum. Yanima gelsene." diyen iki mavi göz.
Bu kadar mı yüzsüz? Utanmadan,gözlerinde bir pişmanlık kırıntısı bulundurmayacak kadar mı yüzsüz?
Diye düşündü Dila.
Saçlarını kızıla boyatmıştı Dilara. Hatta kırmızıya. Yüzüne yakışmamıştı çünkü kaşları ve kirpikleri hala sarıydı.

"Abla."dedi titrek bir sesle.
"Ne işin var burada?"
"Sakince konuşmak istiyorum sadece. Lütfen tepki göstermeden önce beni dinle."
"Ne söyleyeceksen çabuk söyle!"
Dilara yutkundu.
"İçeri geçsek?"
"Hayır,ne söyleyeceksen şurada söyle sonra çek git."
Dila ağlamak üzereydi.
Parmağını sıktı.
"Ağlama,güçlü kal. Güçlüsün"
Dilara elindeki çantasını sıktı.
"Peki abla. Amacımız seni kırmak değildi. Biz sadece aşık..."

Dila'nın arkasında gizlice dinleyen İrem içinden hay s*çayım senin aşkına dedi içinden.
"Kes artık Dilara. Aynı şeyleri söyleyip duruyorsunuz. Tamam en çok siz aşıktınız. Tamam. Siz o kadar çok aşıktınız ki sen ablana ihanet ettin. Hiç utanmadan evli olduğunu bildiğin bir adamla beraber oldun. Ablan senin yüzünden..."
Dila devam etmedi. Sustu.
Dilara halen yaptığının yanlış olduğunu düşünmüyordu. Ona göre eğer aşıksan her şey mübahtı.
Dilara gözlerini kaçırdı.
"Peki."dedi zorlanarak. "Seni daha fazla üzmek istemiyorum. Özür dilerim. Erdem ve kendim adına."
Dila'nın kalbi daha da parçalamıyordu. Kardeşinin yüzüne bakmak bilr istemiyordu.
Gözyaşları içinde titreyen sesiyle "Git"diyebildi. Tek söyleyebildiği bu olmuştu. Ardından kapıyı kapattı. Ve hıçkırıklarını tutmaya çalışarak banyoya koştu.
Irem küfrederek kapıyı açtı. Dilara merdivenlerden inmek üzereydi. Kapı açılınca İrem'e baktı.
İrem sinirden taşıyordu.
"Saçını kırmızı mı yaptın?"
Dilara beğendiğini düşünmüştü.
"Evet,Erdem kızıllardan hoşlanıyor.Nasıl?"
Irem Dilara'ya iyice yaklaştı. Neredeyse üzerine nefes verip bastıra bastıra "o*ospu gibi olmuş.Ama bunun saç renginle alakası yok. Senin karakterinde var. Ne renge boyarsan boya gizleyemezsin bunu" dedi. Dilara aniden sinirlenmişti.
"Laflarına dikkat et geri zekalı."
"Niye?"dedi Irem sırıtarak. "Öyle değil misin? . Evli olan bir adamla birlikteydin. Gerçekleri duymak ağır mı geliyor güzelim? Naneleri yemeden sonunu düşünecektin o zaman!"
"Kes sesini"diye bağırdı Dilara. Ve elini kaldırıp Irem'e tokat atmaya çalıştı.
İrem elini tuttu ve bir kahkaha döküldüdü daklarından.
"Yürek de yemişiz"
İrem elini Dilara'nın saçlarına doladı ve kafasını merdivenlerden aşağı sarkıttı.
"Ablana yaşattığın acıların bin katını yaşamadan ölmezsin umarım. Bu dünyada sürün. Sen de sürün o şerefs*z de sürünsün. Geberin ikinizde."
İrem saçını hızla bırakınca Dilara merdivenlerden düşecek gibi oldu.
"Bebeğime zarar vereceksin,dokunma bana!"

İrem şoka uğramış gibiydi.
"Ne,bir de o itten hamile misin?" dedi tükürür gibi.
Dilara başıyla onayladı.
"Yazık."dedi İrem kafa sallayıp. "O günahsıza yazık. Sizin gibi pislik bir ailesini olduğunu bilse emin ol dünyaya gelmekten falan vazgeçerdi. Sizin gibi olmaz umarım."

Dilara sinirle Irem'e baktı.
"Biz gayet güzel bir aile olacağız."
"Hee evet,bebeğe de şey de: Senin baban aslında senin teyzenin kocasıydı sonra ben ve baban öyle bir aşık olduk ki baban karısına ben de ablama ihanet ettim ve işte sonra bebeğim,sen doğdun. Nasıl ama? Eminim çok güzel bir aile temeli atılır böyle bir ilişkide."
Dilara artık dinlemek istemiyordu.
"Geri zekalı. Nereden geldiysem buraya. "
Yere düşen çantasını alıp ayaklarını yere vura vura gitti.
İrem içindeki nefreti ve öfkeyi kustuğu için rahatlamıştı.
Ama bu hamilelik haberini Dila'ya vermek konusunda kararsızdı. Dila güçlüydü ama aşıktı. Ve şimdi kardeşinin aşık olduğu adamdan hamile olduğunu öğrenmesi hiç iyi olmaz diye düşündü. Bir yandan Dila'dan bir şey saklamak istemese de şimdilik söyleyebilecek gücü kendinde bulamıyordu. İçeri girince lavaboya doğru ilerledi. Lavabonun kapısına kulağını dayadı. Dila'nın lavabodan fısıltıyla hıçkırık sesleri geliyordu. İrem zar zor duyuyordu.
"Neden Erdem, neden bunu yaptın? Bir aile olacaktık. Sen ben ve bebeğimiz. Bir aile. Ama artık bu imkansız. Sen gittin,bebeğim gitti. Geriye tek ben kaldım. Kendi başıma. Ama ne olursa olsun yıkılmayacağım. Ne olursa olsun ayakta duracağım."
Dila kendi kendine kriz geçirirken İrem duyduklari karşısında şok olmuştu. Dila düşük mu yapmıştı? Dilara ise hamile miydi?

Irem duygularının arasında boğulurken kapıdan çekildi Dila lavabodan çıktı. Gülümsüyordu. İrem habersiz gibi Dila'ya baktı. Dila gülümsedi. Hiçbir şey yokmuş gibi gülümsedi.
"Hadi yemeği kapat,şimdi yanacak İrem. Kurt gibi açım valla. Hadi ne oyalanıyorsun."
İrem şaşkın bir şekilde mutfağa ilerledi. Ne yapacağını bilmiyordu ama Dila'nın ne olursa olsun yıkılmayacağından emindi.

Selamlar. Bu bölümü yetiştirebilmek için baya uğraştım umarım beğenirsiniz. Hikayenin bu bölümünde bazı şeyleri değiştirdim. Olaylar biraz karıştı diyebiliriz.
Yorumlarınız benim için çok önemli. Destekleyen herkese teşekkür ederim.
Sizleri seviyorum 🖤

İhanet(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin