Bir Şeylerin Sonu

469 27 191
                                    

Dinleyerek okuyabilirsiniz.
ŞİMDİ
Okuduğum mesajın verdiği şok etkisiyle birkaç dakika hareket edemedim. Sonra durumun aciliyeti aklıma geldi ve hemen toparlandım.
Pamir ile İrem'e mesajı gösterdiğimde tedirgin olmuşlardı. Benim yüzümden onların canına zarar gelmesine izin veremezdim.
''Siz gidin,buraya gelecekler. Benim yüzümden size bi şey olursa ben...''

''Saçmalama. Seni asla bırakmam.''dedi Pamir ani bir tepkiyle.

İrem de gözlerini devirdi.
"Sana ne olacaksa bana da olsun aptal aptal konuşup durma.''

"Hadi,iki üç eşya toplayın. Arabaya.''

Korkuyla İrem'e baktım. Elimi tuttu. Beni sakinleştirmeye çalıştı.
"Birini öldürdüm ve bedelini ödemem gerekiyordu. Ama size bir şey olursa...''

''Olmaz bi şey.''diye bağırdı Pamir.
Odaya çıkıp eşyaları topladık. Elime geçen her şeyi valize atmıştım. Pamir valizleri arabaya taşıdı. İrem arkaya bindi ve ben de sürücü koltuğuna geçtim. Sonuçta benim arabamı benden hızlı kimse süremezdi.
Pamir yanıma otururken tereddüt etti.
"Dila emin misin? Adamlar bizi takip ederse tedirgin olmaz mısın?''

''Bin şu arabaya Pamir.''dedim sırıtarak.

Pamir yanıma oturdu ve sürmeye başladım. Henüz ormanın içindeki yola girebilmiştim ki ani bir silah sesiyle irkildim.

"Lan p*çler. Hemen gelmişler. Sür Dila.''

''E araba sesini duyup gelirler.''

''Sür dedim!''

Pamir'i daha fazla sinirlendirmeyip gaza bastım. Tahmin ettiğim gibi de olmuştu. Arka cam bir kurşunla yerle bir olduğunda İrem çığlık atmaya başladı.
Korkmamaya çalışıyordum. Aynadan arkamdaki arabaya bakmamaya çalışıyordum.

Zikzaklar atarak ilerlemeye başladım. Her an tek bir kurşunla ölebilirdim. Tek bir yanlış hareketimde hepimiz ölecektik. Büyük bir sorumluluk omuzlarımdaydı.
Ölüme ilk defa bu kadar yakın hissediyordum. Ensemdeydi,tek bir hamlede ben ölebilirdim. Daha kötüsü Pamir ya da İrem de ölebilirdi.

Daha hızlı sürmek için gaza abandım ama zaten son hızdaydım. Neyse ki ıssız bir ormandaydık yoksa hız sınırından on bin lira ceza yemiş olacaktım.

Bir saniyeliğine aynaya baktığımda arabanın hemen arkamızda olduğunu gördüm.

"Sür Dila yavaşlama.''

Zikzaktan başka bir taktik bulmam gerekiyordu. O yüzden düz gitmeye başladım. Ama bu daha tehlikeliydi. Her on saniyede bir sola geçiyordum. Sonra tekrar sağa...

''Dila dikkat ett!''
İrem'in sesinden korku akıyordu. Ön cama giren kurşunu görünce irkildim. Bir santim daha kenarda olsam şu an büyük bir ihtimalle ölmüş olacaktım.

Artık 5 saniyede bir sola bir sağa gidiyordum. İnanılmaz bir korku tüm bedenimi sarmıştı ama aniden gelen Pamir'in sesiyle ne yapacağımı bilemedim.

"Ormanın içine gir!''

''Dila hemen!''
Dediğini yaptım. Ormanda ağaçların arasında sürmeye çalışıyordum ama çok fazla ağaç vardı. Her an birine çarpabilirdim. Dikkatli ve hızlı sürmek istiyordum ama ormanın içinde bu imkansız gibiydi.

"Dilaaaaa!''

En son duyduğum ses gürültülü bir çarpma sesiydi.

Uyandığımda Pamir'in kucağındaydım. Gözlerimin açıldığını görünce gülümsedi. Sonra da eliyle ağzımı kapattı. Ne olduğunu anlayamamıştım. Biraz etrafa bakınınca ormanda bir çalının arkasında olduğumuzu gördüm. Pamir işaret parmağını dudaklarına götürüp bana "sus'' işareti yaptı. Gözlerim İrem'le buluşunca onun gözlerindeki korkuyu gördüm.

''Patron'un kanı yerde kalmayacak. Çık dışarı lan k*ltak!''

İhanet(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin