Dinleyerek okuyabilirsiniz :)
ŞİMDİ
Pamir ile eve doğru yürüyorduk. Ormanın serin havasından dolayı üşümeye başladım."Niye aniden koşup gittin?''dedi Pamir.
''Fark etmezsiniz sandım.''
''Dila bir anda koşa koşa çıktın nasıl fark etmeyelim?''
Başımı salladım.
"Üşüteceksin.''dedi sinirli bir sesle. Oysa onun üzerinde sadece bir tişört vardı.
"Ben üşütürsem sen iki kat üşütürsün.''
''Bi şey olmaz bana.''
Gözlerimi devirdim. Bu yolu yarım saatte sinirle koşarak gelmiştim ama şimdi yol bitmiyordu. Aniden gelen şimşek sesiyle irkildim.
Korktuğumu fark eden Pamir gülmemek için kendini zor tuttu.
"Gök gürültüsünden korkuyor musun?Bu kadar şey yaşadıktan sonra bundan korkman...''
''Korkuyorum. Ne alakası var bunun yaşadıklarımla?''
''Bilmem sadece sen bi gök gürültüsünden korkacak gibi durmuyorsun da o yüzden yani.''
''Konuşma da yürü Pamir. Şimdi yağmur bastıracak.''
Bunu dememden bir ya da iki saniye sonra yağmur yağmaya başladı.
"Başka bir şey istesen olacakmış hakkın bi yağmura gitti.''
Omzuna hafifçe vurdum.
Yağmur çok fazla yağıyordu,ağaçlardan gelen damlalar bizi ıslatıyordu.
"Biz kesin hasta olduk boş ver bu saatten sonra tadını çıkaralım.''
Pamir sözleriyle yağmurdan gözlerimi açmaya çalıştım ama açamadım. Onun deniz gözlerini göremeyince içimde bir huzursuzluk hissettim. Hava kararıyordu,önümdeki ağaç dallarına çarpmamak için ellerimle yokluyordum.
"Yaa keşke denizin kenarında olsaydık,denize yağmur yağdığını görseydik.''
''E burası da fena sayılmaz sanki. Telefonunu iyice hırkanın içine sok ıslanmasın.''
O an aklıma bir fikir geldi. Hırkamı üstüme kapatıp telefonumdan bir şarkı açtım. Hangi şarkıyı açtığımı da görememiştim. Telefonum biraz ıslanmıştı ama hemen cebime attım.
''Tut elimi,burdan gidelim
Olmaz demeden dinle beni bi.''Pamir bana garip bir bakış attı.
"Şarkı işte yolda giderken çalsın. Sıkılmayalım.''
Aniden bir eliyle elimi tuttu ve beni kendine çekti. Diğer eli belimdeydi. Gözlerimi biraz araladım ve gözlerini görebilmek için parmak ucumda yukarıya baktım.
''Benim bildiğim şarkı çalarken dans edilir.''dedi.
Gülümsedim.
Ama gülümsemem anında soldu.''Sıradan insanlar anlamaz,müziği duymaz,ama sen ve ben sıradan değiliz değil mi?''
Dila bir kahkaha patlattı. Sonra da karşılıklı el ele tutuştular. Erdem Dila'yı kendine çekti. Burunları ve dudakları arasında bir parmak mesafe vardı.
Dila bağırmaya ve dans etmeye başladı.
"Yüreğimdeki fırtına dinmedi hala,dinmedi hâla...''
Erdem devam etti.
"Titrerdim,isterdim,seni hep kollarımda''
Dila'yı kendi etrafında döndürdü. Sonra tekrar el ele tutuştular ve Dila devam etti.
"Yine bana gel''
"Yana yana yine beni sev.''
''Yine bana gel.''
''Yana yana yine beni sev.''
Erdem Dila'yı döndürüp yere doğru yatırdığında Dila'ya bakarak devam etti.
''Hadi beni yine sev.''
İkisi de sanki artık sözleri birbirlerine söylüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet(tamamlandı)
RomanceBir insanın canı ne kadar yanabilirdi en fazla? Bir insan ne kadar çok göz yaşı dökebilirdi? Uğradığı ihanetin şokunu nasıl atlatabilirdi?Denize sığınmak isterken onu da kurtaran deniz olacaktı da haberi yoktu...