Yukardaki parçayı dinleyerek okuyabilirsiniz şimdiden keyifli okumalar dilerim:)
ŞİMDİ
Erdem'den gelen mesaji görünce kalbim çıkacak gibi hissettim. Benim yüzümden onu mu öldüreceklerdi?
"İrem.''konuşmaya devam etmek istesem bile nefesim kesilmişti. Konuşamadım.
İrem bir şey söylemedi ama gözlerindeki yoğun endişeyi görüyordum.
İrem'in güçsüz göründüğü,ne yapacağını bilemediği çok az an olurdu. Bu da öyle bir andı.
"İrem ne yapacağız?''Pamir dikkatli bakışlarla bizi süzdüğünde bir terslik olduğunu anlamıştı. Bana değil,İrem'e döndü. Beni daha önce tanımasına rağmen sorusunu İrem'e yöneltti.Sanırım benim aklımdan şüphe ediyordu. Deli gibi davranıyordum çünkü.
"Ne oldu?''
''Erdem ile Dilara. Patron'un adamları evlerini basmışlar. Dila Erdem'in eski eşi olduğu için...''
O an kafama çakan şimşekle ayağa kalktım. Endişeden titriyordum.
"Dilara hamile,hamile!''
''Tamam Dila sakin ol biz,biz bir şeyler yapacağız.''
Dilara'nın bebeğinin babasının Erdem olduğu aklıma geldi ama o an ihaneti düşünemezdim. İntikam için onları ölüme terk edemezdim.İrem parlak bir fikir bulmuş gibi el şıklattı.
Pamir endişeyle kollarını bağladığı sırada ben de dudaklarımı kemiriyordum.
İrem telefonunu çıkardı. Ne yapacağını bilmiyordum ama Erdem'i aradığında gözlerimi şaşkınlıkla açtım.Erdem telefonu açar açmaz sinirli bir adamın sesi duyuldu.
"Hoparlörü aç.''
İrem sinsice sırıttı.
"İrem,neredesiniz?''Erdem önceden mesaj attığı için rahat konuşuyordu.
İrem bize eliyle işaret yaptı. Ne yaptığını anlamasam da Pamir ayaklarını yere vurmaya başlayınca ben de ona uydum.
"Biz,havaalanındayız. Birazdan Italya'ya uçacağız. Ben ve Dila. Ve de...''
Pamir ona sus işareti yapınca İrem devam etmedi.
"Biz havaalanındayız. Patron'un adamları gelirse yerimizi sakın söyleme. Yarım saate uçağımız var zaten. Sakın Erdem. Sesini çıkarma. Bilmiyorsun nerede olduğumuzu. Tamam mı?''
İrem'in inandırıcı oyunculuğu sayesinde telefondan gelen adamların ayak seslerini duyabiliyorduk.
Birkaç dakika bekledik. Erdem konuşmaya başladı.
"Gittiler. Şimdi olayı anlatacak mısınız?''
''Hiç vaktimiz yok. Bizi orada bulamayacaklar ve size geri dönecekler. Hemen. Hemen eşyalarınızı toplayın. Çok gerekli şeyler alsanız yeter. Erdem hemen. 10 dakikaya evden çıkmanız lazım yoksa sizi artık kurtaramam.''
''Ne?Nereye?''
''Konum atacağım,tabii bu ormanın içinde telefon çekerse. Neyse. Ben size bir şekilde konum atacağım. Hemen. Evden ayrılın. Hemen. Canınızı kurtarmak istiyorsanız.''İrem telefonu kapattı ve dışarı koştu. Pamir de bana deniz mavisi gözlerini dikti. Korkudan titriyordum. Benim yüzümden başkalarının canına zarar gelirse kendimi asla affedemezdim.
"Eee,şerefsiz eski eşinin suratını çekeceğiz bir de iyi mi?''Böyle bir anda bunu mu düşünüyordu?
"Öleceklerdi. Benim yüzümden. Bir zahmet suratını çekiver.''
''Sen idrak edemedin galiba. Seni aldatan s*kik herif ile kardeş dediğin...''
Elimi havaya kaldırdım.
"Pamir,farkındayım. Onlarla yaşamaya çok meraklı değilim ama ölmelerini isteyecek kadar nefret etmiyorum. Nefret etmem. Kimseden ölmesini isteyecek kadar nefret etmem.''''Belki bir gün edersin,büyük konuşma.''
''Sanmıyorum.''
Sinirle nefesini verdi. İrem elleri havada içeri geldiğinde ikimiz de ona döndük.
"Tamam konumu attım. Gerisi onlara kalmış. Ha bir de,bizim şimdi aynı odayı paylaşmamız lazım Dila.
Gidelim de eşyaları dolaba koyayım. Bi de Pamir,ya ben senden habersiz senin evine öyle pat diye onları çağırdım ama,sorun olur mu?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet(tamamlandı)
RomanceBir insanın canı ne kadar yanabilirdi en fazla? Bir insan ne kadar çok göz yaşı dökebilirdi? Uğradığı ihanetin şokunu nasıl atlatabilirdi?Denize sığınmak isterken onu da kurtaran deniz olacaktı da haberi yoktu...