ŞİMDİ
İrem tavuğu defalarca çiğneyip kendini yutmaya zorluyordu. Boğazından geçen lokmalar sanki boğazını yırtıyordu. Dila'ya sormak istiyordu,bağırmak istiyordu.
Ne zaman hamileydin?
Ne zaman bebek düştü?
Erdem'in bebekten haberi var mı?
Bana neden hiç bahsetmedin?
İrem nefesini bitirircesine bağırarak tüm bunları Dila'ya sormak istiyordu.
İrem dobra bir tipti. Ağzına geleni söylemeye alışıktı. Hayatında belki ilk defa dilinin ucuna gelen soruları Dila'nın acı çekmemesi için tutuyordu.
Yüzleşmesi gerek
Diye düşündü
Kabullenmesi gerekİrem soğuk kolasından bir yudum aldığında bakışlarını Dila'ya dikti.
"Dila,bebek ne zaman düştü?"
Dila'nın yutmaya çalışığı lokma boğazında kaldı. Öksürerek göğüs kafesine vurmaya başladı.
İrem derin nefes aldı.
"Duydum Dila, kendi kendine fısıldıyordun. Yaptığım yanlış evet,ama kapıya dayandım. Seni duymak istedim. Her seferinde ağlamaktan vazgeç artık. Her seferinde kalbin parçalanıyor. Ama benimle paylaşmak zorundasın. Içindeki berbat acıyı,zehri salmak zorundasın. Seni biraz olsun rahatlatmak için buradayım ve inan bana eğer bunu başaramıyorsam seninle durmamın bir manası yok. Sadece ağlıyorsun,biliyorum Erdem'e hala çok aşıksın ama..."
Dila eliyle İrem'e "yeter" işareti yaptı.
"Hayır,aşık falan değilim. Sen de bu evden gitmeyeceksin."
Aşıktı .
Biliyordu.
Ama bunu kabullenecek kadar gurursuz değildi
Irem kafasını aşağı yukarı salladı.
Elini Dila'nın elinin üzerine koydu.
"Anlat o zaman. Bu bebek?"
Dila yutkundu,derin bir nefes aldı. Dudaklarını yaladı ve anlatmaya başladı.5.yıldönümüze bir gün kala 6 haftalık hamile olduğumu öğrendim. Her şey güzeldi. O zaman Dilara var mıydı Erdem'in hayatında bilmiyorum. Ama sanmıyorum.
Erdem babasının arabasını tamire götürecekti.
O sırada da yıldönümü için sürpriz bir organizyon yapmış.Ben de o gün sürpriz bir şekilde haberi verecektim. Akşam bir telefon geldi.
Annesi,babası ve babasının bir arkadaşı kaza yapmışlar. Babasının ve arkadaşının durumu baya ağırdı.
Apar topar çıktık,annesi fiziksel olarak iyiydi ama ruhsal olarak çökmüştü.
Babası üç hafta boyunca uyanmadı. Arkadaşı Selami Amca da altı hafta boyunca uyanmadı. Erdem o kadar perişandı ki söyleyemedim İrem. Yapamadım. Ailesinden nefret eden Erdem gözlerimin önünde eriyordu. Söylemeyi çok istedim ama öyle berbat bir ortamda onun omuzlarına sorumluluk yüklemek istemedim. Babası uyandı.
Uyanır uyanmaz da "şerefsiz Erdem'in yapacağı işi s*keyim"dedi. İnanabiliyor musun? Oğlun haftalarca başında ölüp ölüp dirilmiş,o dağ gibi adam erimiş. Adamın söylediği şey bu.
Erdem tabii çıldırdı.
"Hay bu baba gibi babanın ta ben..."diye diye gitti. Ben bile onu sakinleştirememiştim.
Şehir dışına gitmiş. Aradım,açmadı. Mesaj attım,dönmedi.
Selami Amca uyandığında yeniden yazdım ama yine cevap vermedi.
O kadar korkuyordum ki ona bir şey olacak diye,eskiden o kadar aşıktım ki ona. Onun da bana aşık olduğunu sanarken.
Selami Amca'nın durumu hala iyi olmamıştı.
Bir hafta normal seyretti durumu. Sonra da işte,vefat etti.
Erdem'in üc hafta beni aramaması o kadar canımı yakmıştı ki,beni umursamamıştı bile.
Hamile olduğumu söylesem koşa koşa gelirdi ama benim için endişelenip gelmesini istemedim. Beni umursasa gelirdi zaten.
Selami Amca'nın ölümünü mesaj attıktan sonra geldi.
Erdem'in gözleri benle buluştuğunda yoğun bir pişmanlık gördüm gözlerinde. Nedeninin beni habersiz bırakması olduğunu düşündüm.Ama ona söylemek istemedim. Hamileyim demek istemedim. Onu sevindirmek istemedim. İlk defa acı çeksin istedim. Karnım henüz pek belli olmuyordu.
1 hafta boyunca cenaze işleri,gelen giden...Cinsiyetini kendim öğrenmeye gittim. En azından cinsiyeti ile birlikte söyleyecektim.
Erkekti.
Dila yanaklarını ıslatan yaşları parmak ucuyla sildi.
Sonunda eve geldiğimizde Erdem'e anlatacaktım. Sürpriz yapacaktım ama beni dinlemiyordu. Telefonunda sürekli biriyle yazışıyordu. O zaman anlamamıştım,şüphe bile duymamıştım ama yazıştığı kişi sanırım Dilara'ydı.
Sinirlendim ve ''hamileyim''dedim. Ama mesajlaştığı kişiye o kadar yoğunlaşmıştı ki duymadı bile. Sinirden titriyordum. Erdem beni kâle almıyordu. Anlamıyordu. Dinlemiyordu.5.yıl
Erdem 5.yılda benden kopmuştu,bizden kopmuştu.Ellerim titreyerek banyoya girdim.
Yüzümü yıkadım,ağladım.
Sonra toparlandım ve çıktım.
Erdem hala mesajlaşıyordu. Ben de onu umursamadım ve yattım.5.aya kadar Erdem neredeyse eve bile gelmiyordu. Sonra da işte,Erdem'den şüphelenmeye başladım. Şüphe beni yedi bitirdi. Ben acıya dayanabiliyordum ama o küçük dayanamadı. Erdem benden uzaklaştıkça küçüğüm de uzaklaştı. 5 aylıkken ayrıldı benden. Ellerimden kaydı gitti bebeğim. ''
Dila yutkunup karnını tuttu. Gözlerinden akan yaşlar yanaklarını ıslatmıştı.
İrem'in gözleri açılmıştı.
"Sen yani,yani o zaman 5 aylık hamile miydin?Neden Erdem'e söylemedin ki Dila?Neden anlatmadın?"Dila dudağını ısırdı.
"Bilmiyorum İrem,söylemedim. Her şey çok üst üste geldi. Benden uzaklaştı,ben de ondan uzaklaştım. Söylemek istemedim. "İrem Dilara'nın hamile olup olmadığını söyleyip söylememek arasında kararsız kaldı.
Sonra dudaklarını ıslattı.
'' Dilara hamileymiş.."Sessizlik
Sessizliğin sesi
Hicranın ağırlığı
Havanın boğukluguDila elini karnına koydu. Gözünden bir damla yaş firar etti. Bu kadar acı çekmeyi hak etmiş miydi?
"Hayırlı olsun,ne diyeyim ki?Mutlu bir aile olsunlar."
Irem yumruklarını sıktı.
"Bunu nasıl yapıyorsun? Nefret et Dila,kin besle,intikam almak iste. Ama iyiliğinle insanları ediyorsun. Senin farkın bu.''Dila gülümsedi. Bir şey söylemedi ama kalbi çökmüştü.
Atmıyordu.
Nefes alıp almadığı bile umrunda değildi.
Yaşayan bir ölü de değildi.
Yaşamayan bir bedende ruhtu.Dilara kapıyı açtığında Erdem televizyon izliyordu.
Dilara saçlarını savurarak Erdem'e baktı.
Erdem ona gülmeye çalıştı ama anlıyordu.
O Dilara'ya aşık değildi.
Hiç olmamıştı.
Onunki başka birilerini duyulan intikam alma isteğiydi.Erdem o an kendine itiraf edemese bile aşık olduğu kişi başkaydı. Karşısında duran hamile karısı değildi.
Erdem hep böyle mi yapacaktı? İhanet onun yaşam felsefesi miydi?
Dilara "Hamileyim''dediği sırada Erdem sevinmeye çalışıyordu. Ama buna hazır değildi.
Bir aile kurmak istiyordu.
"Dilara'ya çok aşığım.'' diyordu kendi kendine.
Beyni böyle dese de kalbi kabul etmiyordu.
Şimdiye kadar kendini kandırmıştı,bir süre daha devam edebilirdi.
Dilara'ya sarıldı.
Çok mutluymuş gibi davrandı.
Çok mutlu olduğunu sanıyordu.
Yanılıyordu.
Ama hayatın onun için bambaşka planları vardı.
Yanıldığını anlaması uzun sürmeyecekti.Herkese tekrar iyi bayramlar. Bölümü yetiştirmek için baya uğraştım umarım beğenirsiniz.
Yorumlarınızı merakla bekliyorum destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum.
Bugün bölüm atmam çok zordu ama sizi bekletmek istemedim.
Sizleri seviyorum👉🏻💖👈🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet(tamamlandı)
RomanceBir insanın canı ne kadar yanabilirdi en fazla? Bir insan ne kadar çok göz yaşı dökebilirdi? Uğradığı ihanetin şokunu nasıl atlatabilirdi?Denize sığınmak isterken onu da kurtaran deniz olacaktı da haberi yoktu...