Sevsene Beni

1.2K 37 42
                                    

7 YIL ÖNCE
Dila ve Erdem dün tatilden dönmüşlerdi. Gayet keyifli geçen tatilleri bitmişti ama sonuçta her güzel şeyin bir sonu vardı.

Gece saat 00.34 olmuştu. Erdem salonda, Dila da yatak odasında uyuyordu. Dila uykuya dalamıyordu. Çünkü yaz olmasına rağmen İstanbul'da adeta fırtına vardı. Şimşek çaktığında Dila dalmak üzere olduğu uykusundan sıyrılıyordu.
Dila'nın gözleri yavaşça kapanırken caddelere düşen yağmur damlalarının sesini diğer odada dinliyordu Erdem. Camdan dışarıyı seyrediyordu.
Erdem'in bu günlerde üzerinde anlamlandıramadığı yoğun bir duygu vardı.
Erdem bir ara Dila'nın odasına gitmeyi düşündü.
Acaba uyudu mu?
Diye aklından geçirmişti.

Dila kendini uykunun kollarına bırakmış, rüyalar alemine dalmıştı.

Dila bir kapının önündeydi. Kapıyı zorluyordu. Kapı açılmamak için direniyordu adeta.
Dila tüm gücüyle itiyordu. Kapı yavaşca aralandı.
Dila bekledi. Kapı daha da açık hale geldiğinde Dila ağır ağır kapıdan çıktı.
Karşısında karanlık bir koridor vardı. Korkuyla ilerlediği sırada karanlığın göbeğinden bir el çıktı. Dila'nın bileğini sıkıyordu.
Sonra da sarı sarı saçlar Dila'nın boynuna dolandı. Adeta nefesini kesiyordu. Dila bir eliyle saçları çözmeye çalışırken diğer elini de karanlıktan kurtarmaya çalışıyordu.
"Bırak beni"diye fısıldadı Dila.
Defalarca bağırdı.
"Bırak lütfen,nefes alamıyorum."
"Bileğim acıyor,bırak diyorum."

Sonra nefesi kesildi.

"Dila iyi misin?Dila uyan!İyi misin?"
Dila gözlerini açtığında karşısında bir çift kahverengi göz görünce derin bir nefes aldı.
"Kabusmuş"dedi cılız sesiyle.
Erdem nefes verdi.
"İyi misin? Çığlıklarını duyunca yanına geldim. Kabus görüyordun sanırım. Sen bekle,ben sana su getireyim."
Erdem kalkacağı sırada Dila aniden Erdem'in elini tuttu.
"Gitme. Su istemiyorum."dedi.
Bunu söylediği için utanmıştı ama gerçekten korkmuştu.
Erdem gülümsedi. Dila'nın elini avucuna aldı.
"Peki,buradayım. Uyuyana kadar kalmamı ister misin?"
Dila "olur"anlamında başını salladı.
Dila tekrar yastığa başını koydu. Erdem'in elini sıkıyordu. Zaten çok uykusu vardı. Uykuya dalmasi kısa sürdü.

Erdem Dila uyuduğunda Dila'nın yüzünü inceledi.
Erdem kendini mutlu hissediyordu. Ve Erdem Dila'ya bakınca kalbi hızlanıyordu. Erdem bunu anlamıyordu.
Onla iyi anlaşıyorum,yakın bir arkadaşım diyordu kendi kendine.
Ama kalbi her seferinde daha da hızlanıyordu.

Ani gök gürültüsüyle Dila sıçrayarak kalktı. Nefes nefeseydi. Erdem'i hala yanında görünce biraz rahatlamış hissetti.
Karanlıkta bile Erdem'in gözlerini görebiliyordu.
Dila'nın öne düşmüş saçları Erdem'in çenesine değiyordu. Dila hafifçe başını kaldırdı.
Onunla göz göze gelince kalbi deli gibi atmaya başladı.
Yutkundu.
"Ben bu gece uyuyamayacağım galiba,senin de benim yüzümden uykusuz kalmanı istemiyorum. Sen uyu,ben de uykuya dalmaya çalışırım."
"Hayır Dila, sen kabuslar görüyorsun ve korkarak uyanıyorsun. Bu gece seni yalnız bırakamam."
"Erdem ben gerçekten kendim..."
"Hayır,yanında bekleyeceğim. Sen uyu hadi. Ben buradayım."
"Uykum kaçtı,hem uyusam bile nedense hep kabus görüyorum."dedi Dila.
"Dışarı çıkalım mı?"
"Şimdi mi?"
"Evet."
Dila gülümsedi. Başını aşağı yukarı salladı.
Erdem de ona baktı.
"Hadi hazırlan o zaman."

Erdem odadan çıkınca Dila altına bir pantolon üzerine de lila bir crop giydi. Üstüne deri bir ceket ve bir de şemsiye aldı.

Odadan çıktığında Erdem de siyah deri ceket ve kot pantolon giymişti.
Dila onu görünce gülümsedi.
"Ayarlasak bu kadar olmaz."dedi Dila.
"Baya uyumlu bir çiftiz,her açıdan."
Erdem bunu söyleyince Dila utanmıştı. Yanakları kızardı.

İhanet(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin