3 saat boyunca alışveriş yaptıktan sonra yurda geri döndük. Momo bana çok güzel bir parfüm satın aldı. Cidden çok güzel kokuyordu. Bundan sonra hep bu parfümü sıkacağım. Ben kendime bir elbise ve spor ayakkabı aldım. Momo da kendine 3 tane elbise ve 2 tane de tişört aldı.
Ben: Hadi benim odama gidelim.
Momo: Tamam.
Odama girip eşyalarımı yerleştirdim. Yatağıma uzandım.
Ben: Ne gündü ama!
Momo: Yorulmuş olmalısın.
Ben: Evet. Sizi de yordum.
Momo: Böyle söyleme.
Ben: Neredeyse ölüyordum.
Sessizlik oldu. Sonra gülmeye başladım. Sonra bunlar kahkahaya dönüştü.
Ben: AHAHAHAHAHAHA NEREDEYSE ÖLÜYORDUM!
Momo: ASYA İYİ MİSİN? BUNDA KOMİK OLAN NE?
Ben: Hiçbir şey. Sadece gülesim geldi. Ölüyordum neredeyse. Ahahahaha.
Momo: Hayır ölmeyeceksin. Biz ikiziz. Elma gibi düşün. Yarısı yense ve diğer yarısı kalsa, yarıda kalan elma da kararmaya sonra da çürümeye başlar. İnan bu ölümden daha kötü. Beni böyle bırakma Asya.
Ben: Merak etme. Bırakmayı düşünmüyorum. Sen benim ikinci ruhumsun sonuçta!
Bu sırada kapı çaldı.
Ben: Gel!
Shoto: Aa şey Asya. Bugün hastanedeydim ama beni odaya almadılar. Böyle kalsın istemedim. Bu yüzden sana bu çiçekleri aldım. Tekrardan geçmiş olsun.
Ben: Teşekkür ederim. Orada olmuş olmanı bilmem bile yeterli. Tekrardan teşekkürler.
Shoto: Rica ederim.
Kapıyı kapatıp çıktı.
Sonra dışarıdan bağırışma sesleri gelmeye başladı.
Momo: Neler oluyor?
Ben: Bilmiyorum.
Kapıya doğru yaklaşıp dinlemeye başladık. Bu Bakugou'ydu.
Bakugou: SENİN NE İŞİN VAR LAN HASTA KIZIN ODASINDA YARI YARIYA PİÇ!?
Shoto: Bakugou yeter! Sadece geçmiş olsun dilemeye gittim. Kavga etmek istemiyorum. Hem sen neden geldin buraya? Seni ilgilendiren bir şey yok.
Bakugou: KES LAN SESİNİ!
Dayanamayıp kapıyı açtım.
Ben: NELER OLUYOR BURADA?
Bakugou sustu.
Shoto: Önemli bir şey değil. Sen gidip dinlen Asya. Özür dileriz.
Bakugou sessizce Shoto'ya bakıp "piç" demişti.
Ben: O zaman lütfen bağırmayın. Sadece benim için değil. Diğerleri de rahatsız oluyor.
Bakugou: Tch!
Kapıyı kapattım.
Ben: Bakugou son zamanlarda çok tuhaf davranıyor.
Momo: Evet ben de farkettim. Aslında söylemeye pek gerek duymuyordum ama hazır konusu açılmışken söyleyeyim. Dün Bakugou seni çağırıyorlar demişti ya sana.
Ben: Evet?
Momo: Aslında kimse onu seni çağırması için göndermemiş. Yani kısacası kendi gelmiş ama neden öyle dedi bilmiyorum.