Bugün yazılı sınavlara girdik. Nihayet okullar başladı. 2 aydır normal bir hayat yaşıyorum. Hiçbir mesaj, telefon araması almadım. Villainlerin peşimi bıraktığını düşündüğümü düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Hala peşimde olduklarını hissedebiliyorum. Zaten bundan keyif alıyorlardı. Her an onların ensemde olduklarını bilip acı çekmem onları mutlu ediyordu bunu biliyorum.
Bakugou: Hey? Sana sesleniyorum duymuyor musun?
Elini yüzüme yaklaştırarak sallıyordu.
Ben: Ah ne? Dalmışım.
Bakugou: Noldu sana yine?
Ben: Hiçbir şey. Neden ki?
Bakugou: Bu gece okulda yatmayı planlıyorsun herhalde.
Ben: Neden, ne oldu ki?
Bakugou: YA DELİRİCEM DALGA GEÇİYORSUN DEĞİL Mİ?! OKUL BİTTİ HERKES GİTTİ SEN HALA BURADA OTURUYORSUN AYRICA BENİ DE BEKLETİYORSUN!
Ne? Ne ara bitti ya?
Ben: Ah özür dilerim. Sınavları düşünüyordum da dalmışım. Hadi gidelim.
Bakugou: Çabuk ol!
Eşyalarımı toplamaya başladım. Ellerim titreye titreye masanın üzerinden defterlerimi alıyor, çantama koyuyordum. Bir ara o kadar titrediler ki kalemliğimi yere düşürdüm.
Bakugou: Senin neyin var?! Yine benden bir şey saklamıyorsun değil mi?
Ben: H-hayır tabii ki! Sadece kansızlığım ilerlemiş olmalı. Doktora gitmeliyim.
Bakugou: Bir an önce gitsen iyi olur.
Eşyalarımı topladıktan sonra okuldan çıkıp yurt binasına doğru yürümeye başladık.
Ben: Yarınki sınava çalıştın mı? Yoksa yine seni çalıştırayım mı?
Bakugou: İşin yoksa yardım etsen fena olmaz. Anlamadığım birkaç yer var.
Ben: Tamam. Birlikte çalışırız!
Alaycı ama bir o kadar da bundan memnun ifadeyle gözlerini devirdi.
Yurt binasına vardık. Havalar soğumaya başlamıştı. Herkes hala daha kısa kollu giyse bile ben çoktan sweatshirt giymeye başladım. Çünkü mesela 30 derece diğer insanlara sıcak gibi gelirken bana 10 derece gibi geliyor. Kış ayları için hep özel sweatshirtlerim var. İçinden ısıtmalı. Aynı zamanda okul formam da böyle tasarlandı.
Odama girip çantamı yere attım. Yatağa yatıp tavanı izlemeye başladım. Bakugou'ya ders çalışabileceğimizi söyledim ama şimdi çok uykum var.
2 ay oldu. Ne bir arama ne de bir mesaj aldım. Fakat Dabi benden bir şey istediğini söyledi. Bunu söyledikten sonra çekip gidecek hali yok ya! Büyük bir şey planlıyorlar gibi hissediyorum.
Kapı çaldı.
Ben: Kim o?
Kapı açıldı.
Momo: Benim, Momo. Yemeğe gelmiyor musun kardeşim?
Ben: Evet geleceğim.
Momo: Bunu duymak şaşırtıcı. Seni bekliyor olacağım.
Göz kırpıp kapıyı kapattı ve çıktı. Üstümü değiştirip aşağı indim.
Midoriya: Asya uzun zamandır yemek yemeye gelmiyordun. Artık gelmiş olman çok güzel!
Gülümsedi.
Bakugou'ya doğru baktım. Bana beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Sanki ne diyeceğimi bekliyordu. Kelimeleri dikkatli seçmezsem gerçekten ölebilirim.
