*Bakugou'nun anlatımıyla"
Aniden derin bir nefes alarak kalktım. Hemen etrafıma baktım. Annem buradaydı.
Annem: Sonunda kalktın!
Ben: Asya nerede?!
Annem: Ne bileyim ben?!
Ben: Bak beni delirtme! NEREDE DİYORUM GİT TELEFONUMU GETİR!
Annem: SEN ÖNCE SEVGİLİNİ SORACAĞINA BANA NE HALTLAR YEDİN DE BU HALE GELDİN ANLAT! ÖLÜYORDUN BE DOKTORLAR 3 BUÇUK SAAT SENİ AMELİYAT ETTİLER!
Ben: SENİ İLGİLENDİRMEZ BE!
Vücudumun bazı yerlerinde kesikler ve yanıklar vardı ama şu an bunlar bir gram umrumda değil!
Ben: Bana telefonumu getir!
Annem hışımla telefonu bana verdi. Hemen Yaoyorozu'yu aradım.
Ben: Alo?!
Yaoyorozu: Alo Bakugou?! Neredesin?! Aynı hastanede olmalıyız! Bana durumunun kötü olduğunu söylemişlerdi!
Telefonun karşısında deli gibi ağlıyordu.
Ben: Beni boşver! Asya nerede?!
Yaoyorozu: Asya yaşıyor mu bilmiyoruz...
Sessizlik...
Biliyordum. Rüya değildi... Asya bir daha geri gelmeyecek...
Yaoyorozu telefonun başında delirmiş bir şekilde ağlıyordu. Benim ise bu dikişlerden dolayı kalkmama imkan yoktu. Zaten bir önemi yoktu. Böyle bir olay yaşamasaydım... onun iyi olduğunu bilmeseydim şu an etrafı kırar dökerdim. Bir yanım onu Rin ile beraber cennette bıraktığım için huzurlu.
Sadece melekler cenneti hakedebilir...
Yaoyorozu sessizlikten sonra tekrar konuşmaya başladı.
Yaoyorozu: Asya... Hastaneden çıktıktan sonra senin yanına gidebilmek için direnmiş fakat annem izin vermemiş. Polisi ararken Asya bir anda olduğu yerde donakalmış ve etrafını kendi buzuyla örmeye başlamış. Fakat nasıl yoğunlukta bir buz kullandıysa doktorlar eritemiyor. Daha doğrusu eritmekten korkuyorlar. İki ihtimal söylüyorlar. Ya tamamı ile kendini dondurup öldürdü. Ya da Asya sadece psikolojik korktuğu için korunma için böyle bir şey yaptı. Fakat biraz daha bu buzun içinde kalırsa ölmediyse bile ölebilirmiş...
Yaoyorozu'nun saçma ağlama seslerini duymamak için telefonumu kapattım.
Annemin meraklı bakışlarını hissediyorum. Ama bu konuda tek bir kelime bile etmeyeceğim.
Uzun bir süre düşündüm...
Ben: Hey yaşlı kadın! Kaldır beni de Asya'yı görmeye gidicem!
Annem: Canın yanarsa sen bilirsin! Ben karışmam!
Ben: Tch!
Momo'ya mesaj attım. Zor da olsa hastanenin tam olarak neresinde olduklarını sordum. Hemen mesaj geldi. Dediği yere doğru gitmeye başladık. Annem serumumu tutuyordu. Şu an bir hemşire bizi görse başımız belaya girebilirdi. Fakat bu umrumda değil!
Yürüdüm...
Yürüdüm...
Sesler bulanıklaşmaya başladı.
Annem: KATSUKİ?!
Gözlerim kararıyor...
KAHRETSİN ŞİMDİ OLMAZ! ŞU AN BAYILAMAM!
Kendime engel olamadım...