Bugün haftanın ilk günüydü. Gerçekten çoktan tekrardan yıl sonuna yaklaşıyoruz. Rin'in özgünlüğünü aldıktan sonra psikolojimin tekrardan bozulduğunu hissedebiliyorum. Okula bile gitmek istemiyorum. Derste uzaklara dalıyorum, fiziksel antrenmanlarda yetersiz kalıyorum.
Bazen ağlıyorum. Sebebi yok. Ağlıyorum sadece. Bu yüzden gözlerim hemen yoruluyor. Genellikle üşüyorum. Hayatımı sorguluyorum. Yatıyorum, kalkıyorum. Yemek yiyorum, su içiyorum. Okula gidiyorum, geri dönüyorum. Tekrar ağlıyorum. Yaşadıklarımı düşünüyorum. Ağlama isteğim artıyor. Daha çok ağlıyorum.
Saçlarım uzadı. Onları uzamış görmek istemediğimden şu an elimde bir makasla yurdun tuvaletine gidiyorum. Şansıma ki koridor boş. Beni bu kırmızı gözlerle kimsenin görmesini istemiyorum. Tuvalete girdim. Aynaya bakıyorum. Saçlarım çok uzamışlar. Neredeyse belime gelecekler. Katsuki beni böyle sevmez. O sevmiyorsa ben de sevmiyorum. Saçlarımı çenemin hizasında rastgele kesiyorum. Aynaya bakıyorum. Daha şimdi kurumuş olan yanaklarım yine ıslanıyor.
Momo: SEN DELİRDİN Mİ?! BIRAK ŞU MAKASI! ASYA?! DUYUYOR MUSUN?! BIRAK DİYORUM SANA! RASTGELE KESEMEZSİN!
Ben: Çok uzamışlar. Eski haline getirmeye çalışıyorum.
Momo: Bana söylesen ben düzgünce keserdim!? Şimdi saçların eşit değiller!
Ben: En azından kısalar.
Momo: Asya! Bana bak! Lütfen! Sen iyi misin?!
Ben: Biraz. Çok uykum var.
Momo: Ağlamaktan gözlerin şişmiş! Bana neler oluyor anlat!
Ben: Hayır. Anlatmayacağım.
Momo: O zaman lütfen saçlarını düzeltmeme sonra da seni odana götürmeme izin ver! Lütfen!
Ben: Düzelt.
Elimdeki makası aldı ve hafifçe uçlarını kesmeye başladı.
Uzun bir sessizlikten sonra konuşmaya başladım.
Ben: Beni ilk böyle sevdi.
Momo: Ne? Kim?
Ben: O diyorum. Beni ilk bu kısa saçlarımla sevdi. Şimdi uzattığım için ona ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum.
Momo: Bakugou mu?! Hayır! İhanet falan etmiyorsun?! Saçlarını istersen uzatır, istersen kestirirsin!
Ben: İstersem mi?
Momo: Evet. Aynen öyle!
Ben: Benim seçim yapma hakkım mı var?
Sustu. Sonra konuşmaya başladı.
Momo: Neden hala böyle düşünüyorsun?!
Gözleri dolmuştu. Birkaç yaş gözlerinden düştü. Makas ellerinden kayıp yere düştü.
Momo; Neden mutlu olamıyorsun ha?
Beni omuzlarımdan tutup sarstı.
Momo: Bu hayatta benden daha fazla şeye sahip oldun. Benden daha fazla sevindin, benden daha fazla üzüldün. Her defasında seninleydim. Fakat dönüp hiç bana bakmadın! Beni hep yok saydın! Az önce saçların benden daha uzunken şu an benimkinden daha kısalar! Bu basit şey bile hep benden üstün olduğunu gösteriyor! BENİMLE HİÇBİR ZAMAN EŞİT OLAMIYORSUN! BEN HEP YETERSİZ KALIRKEN SEN NEDEN HEP HER ŞEYİN EN DERİNİNİ YAŞIYORSUN?! SAÇLARIN YA ÇOK UZUN YA DA ÇOK KISA OLUYOR! YA ÇOK AŞIK OLUYORSUN YA DA HİÇBİR ŞEY HİSSEDEMİYORSUN! FAKAT BİR ŞEY VAR Kİ İNSANLARIN SANA OLAN İLGİSİ HİÇ DEĞİŞMİYOR! SÖYLE BANA NEDEN BÖYLE?! KARDEŞİN OLARAK NEDEN SANA YARDIM EDEMİYORUM?!!
Gülümsedim. Bana hala ağlayarak bakıyordu.
Ben: Sen... sen hep benden daha üstündün.
Şaşırmış gözlerle bakıyordu.
Momo: NELER SAÇMALIYORSUN SEN?!
Ben: Doğru söylüyorsun. Hiç orta noktam yok. Fakat sen benim gibi değilsin. Her şeyi kararında yaşayabiliyorsun. Her gün her insan gibi normal şeyler düşünüp yapıyorsun. Bu seni benden üstün yapıyor.
Hiçbir şey söylemedi. Omuzuna dokunup odama doğru gittim. Sırtımdaki saç kırıkları beni rahatsız ediyordu. Fakat aklımda onlardan daha çok vardı.