Gece kalktığımdan beri gözüme uyku girmedi. Sürekli o an geliyor aklıma. Düşünmeyeceğime dair söz vermiştim kendime. O düşüncelerden kaçabildiğim tek yer uykumdu. Bazen uykumda bile kaçamıyor, rüyalarıma giriyordu. Neden... Neden... O gün. Sadece izlemekle kaldım. Aslında çabaladım. Ama hiçbir şey yapamadım. Kahretsin! KAHRETSİN! Gözleri aklıma geliyor. Yalvarıyordu. Hepsini anlıyorum da... son sözleri... Hayır yeter! Düşünmeyeceğim. DÜŞÜNMEYECEĞİM. OLMUYOR KAHRETSİN!
Ben: AAAAAHHHHHHH YETER ARTIK!! ÇIK GİT AKLIMDAN!!!
Bağırabileceğim kadar yüksek sesle bağırdım.
Kapıdan Momo girdi.
Momo: ASYA NELER OLUYOR!
Bakugou da girdi.
Bakugou: NE OLUYOR? NEDEN BAĞIRDIN LAN? BİR ŞEY Mİ OLDU?
Ağlamaya başladım. Keşke bağırmasaydım.
Momo: Ah şimdi anladım. Yine aynı olay.
Kirishima: Asya iyi misin?!!
Mina: ASYA İYİ MİSİNN????
Saat gecenin 5:00'i. Herkesi uyandırdım. Kahretsin!
Ama istemsizce yaptım. Yapmazsam ölecekmişim gibi.
Momo: Millet lütfen rica etsem odadan çıkabilir misiniz?
Ben: B-ben özür dilerim. ÖZÜR DİLERİM GERÇEKTEN! Kimseyi uyandırmak istemedim.
Bakugou: NEDEN BAĞIRDIN O ZAMAN?? DALGA MI GEÇİYORSUN?!
Momo: Bakugou bağırma lütfen. Ben neden bağırdığını biliyorum. Onun adına özür dilerim gerçekten.
Momo yatağa oturdu ve bana sarıldı.
Momo: Hala unutamıyorsun değil mi? Lütfen ağlama artık.
Mina: Asya neler oluyor? Momo, neyi unutamıyor Asya? Biri neler olduğunu anlatsın!
Momo: Bu olayı size ben anlatamam ama Asya isterse size anlatabilir çünkü biraz özel bir durum.
Ağlamaya devam ediyorum. Seni neden kurtaramadım ki!? Sadece korktum. BEN KORKAKLIK YAPTI...
Momo: ASYA!
Mina: ASYAAA!
Bayılmışım...
Uyandığımda hastanedeydim. Yanımda bir koltuk vardı. Orada Midoriya, Mina, Momo ve Bakugou oturuyordu.
Midoriya: İyi de Kacchan bunda kızılacak bir şey yok ki!
Bakugou: Kes lan sesini! Kız uyanacak.
Kafamı çevirip onlara doğru baktım.
Ben: Merhaba.
Bakugou: AL İŞTE UYANDIRDIN LANET DEKU!
Midoriya: Ö- özür dilerim Kacchan.
Bakugou: Kes sesini.
Momo: Asya! Çok şükür.
Mina: Sis nasılsın?
Koluma baktım. Yine kan yiyordum. Acaba kaç ünite yedim?
Ben: İyiyim. Ne ara buraya geldim?
Momo: Sen bayıldın. Sonra biz de Aizawa öğretmene haber verdik. 2 saattir kan yiyorsun. Buradan sonra seni bir psikoloğa sevk edeceklermiş. Annemler de geldi ama onlar şu an doktorla ve öğretmenimizle konuşuyorlar.
Ben: Psikolog... ha?
"Ne yani ben deli miyim!" gibisinden bir şey söylememi beklemeyin. Ben her psikoloğa gidenlerin deli olduğunu düşünen yobazlardan değilim. Fakat herkes benim gibi düşünmüyor işte...
Ben: Saat kaç?
Midoriya: 9:43.
Ben: Herkesten özür dilerim. Gerçekten kimseyi uyandırmak istemedim. Ayrıca buraya kadar gelip yoruldunuz. Çok özür dilerim.
Bakugou: Saçmalama. Ben zaten gece uyumadım.
Momo: Asya olur mu öyle şey!
Mina: Sakın böyle şeyler söyleme sis!!
Midoriya: Mina haklı. Sen bizim arkadaşımızsın. Hem ben her hastaneye yattığımda benim başımı da bekliyordun. Bu yüzden asıl ben teşekkür etmeliyim.
Ben: Ne demek!
Bakugou'nun Midoriya'ya olan korkunç bakışları beni bile ürpertmişti. Bu çocuk ne istiyor böyle?
Doktor içeri girdi.
Doktor: Merhaba Asya. Bakıyorum da uyanmışsın. Bu üniteyi de yedikten sonra taburcu olabilirsin. Sana haftaya cuma için psikologdan randevu ayarladım. Sana vereceğim reçetedeki ilaçları kullan lütfen. Ayrıca 1 haftalığına rapor yazacağım. 1 hafta bolca dinlen. Okula gitme. Görüyorum ki özgünlüğün buz fakat bedenin buna çok izin vermiyor. Kansızlığın da buna eklenince... sık sık üşüyorsun değil mi?
Ben: Evet. Üşüyorum.
Doktor: Tahmin ettiğim gibi... Fakat ruhsal olarak dayanıklısın. Vücudun savaşmak istemiyor ama sen zorlamışsın. Fazla strese maruz kalmışsın. Bu da eklenince vücudun kaldıramayıp kendini kapatmış. Bu yüzden de bayıldın. Sık sık başın dönüyor değil mi?
Ben: Antrenmanlarda çok terleyince veya yorulunca gözlerim kararıyor ve başım dönüyor. Ayrıca kalbimin de çok hızlı attığını hissediyorum.
Doktor: İşte tam böyle zamanlarda durup dinlenmelisin. Kendini sakın zorlama. Yoksa kalp krizi geçirebilirsin. Kan değerlerin çok kritik şekilde düşmüş. Stres yaşamasaydın bile bir gün bayılıp kalacaktın. Bunu söylemek zor ama... ölebilirdin.
Ben: Ölmekten falan korkum yok. Keşke ölsem de bu düşüncelerden kurtulsam.
Doktor: Böyle şeyler söyleme. Sana bir psikolog ayarladım. Eminim ki sorunların çözülecek. Sorunlarını içine atmayı bırakmalı, onları arkadaşlarınla veya ailenle paylaşmalı, arkadaşların gibi sen de biraz mutlu olup eğlenmeyi denemelisin.
Ben: Peki. Deneyeceğim.
Doktor: Ailen çıkış işlemlerini halletmeye gitti. Şimdi bir hemşire çağıracağım. Kolundaki damar yolunu çıkarttığında gidebilirsin.
Ben: Tamam. Teşekkür ederim.
Yaklaşık 1 saat sonra tamamen hastaneden çıktım. Annemler benim 1 hafta boyunca evde kalmamı istediklerini söylediler. Fakat evde bütün gün yalnız kalmayı istemiyorum. Yurtta kalırsam en azından akşamları arkadaşlarım yanıma gelebilir. Bu yüzden gelmeyeceğimi söyledim.
Momo: Kardeşim... Nasıl hissediyorsun?
Ben: Çok iyi hissediyorum.
Momo: İstersen biraz aklın dağılsın diye alışverişe gidebiliriz.
Ben: Evet olur.
Momo: EVVETT! HADİ BU ALIŞVERİŞ MERKEZİNİN TAMAMINI SATIN ALALIM!
Ben: Ahahahahah. Tamam öyle yapalım.
Ya da boşverin. Momo hem en yakın arkadaşım hem de kardeşim. Onu seviyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/279182567-288-k433061.jpg)