Şu an okuldayım. Dersin bitmesine 6 dakika kaldı. Cidden hiç dersi dinlemek istemiyorum. Bugün olan antrenmandan çok yoruldum. Fakat pes etmek gibi bir niyetim asla yok. Sözümü tutmalıyım. Umarım beni izliyorsundur.
Sonunda teneffüs zili çaldı. Hemen kalkıp tuvalete gittim. Kapıyı kilitledim ve oturmaya başladım. Her teneffüs buraya gelip sessizce oturuyorum. Nedense teneffüslerde arkadaşlarımla oturduğumda zamanımı boşa harcıyormuşum gibi hissediyorum. Aslında böyle de zamanımı boşa harcıyorum ama en azından burası sessiz ve sakin.
Teneffüs bitti. Neden bu kadar az vakit var ki?! Kalkıp sınıfa gittim. Okulun bugünlük bitmesine 2 ders kaldı. Az kaldı sabretmeliyim.
SONUNDA BİTTİ. Bugün gerçekten çok yorgunum. Bugün antrenmanda özgünlüğümün sınırına ulaşmıştım. Ellerim tamamen buza dönüşmüştü ama revirde tekrar eski halime döndüm.
Eşyalarımı topladım ve sınıftan çıktım. Herkes yurda doğru gidiyordu fakat ben bugün biraz dolaşmak istiyorum. Arkadaşlarımla zaman geçirmeyi çok severim. Yani... Eskiden öyleydi. Şimdi yalnız kalmayı daha çok seviyorum.
Momo: Asyaa?! Nereye gidiyorsun?
Ben: Biraz dolaşacağım.
Bakugou: Nereye gidiyor bu salak yine!?
Momo: Bilemiyorum. Okulda bile sınıf hariç hiçbir yerde göremiyorum onu.
Okuldan çıktım. Sahi nereye gideceğim şimdi? Nerede yalnız kalabilirim? Herkesten uzakta ve sessiz bir yer var mı bu dünyanın üzerinde? Sanırım yok. Her gün aynı rutini tekrarlarken beni hayata bağlayacak birini ya da bir şeyi nasıl bulacağım? Umarım... umarım bulurum.
1 ay dolmak üzere...
Şu an rastgele yürüyorum. Yanda bir manga satan mağaza var. Sanırım biraz manga alacağım.
Mangaları severim ama çok bağımlısı olduğum bir şey değiller. Geçen gün Bakugou'nun okuduğunu gördüğüm için almak istiyorum. Böylelikle konuşacak daha çok konu bulabiliriz.
Hangi mangayı alsam ki? O hangi tür mangalardan hoşlanıyor bilmiyorum.
Bakugou: Senin gibi salaklar da mı buraya geliyor? Buraya gelmeyi bırakmalıyım.
Ben: S-sen ne yapıyorsun burada?!
Bakugou: Ben de bunu merak ediyorum salak!? Sen neden buradasın??!
Ben: Manga almak için.
Bakugou: ONU ANLADIM ZATEN!?
Ben: O ZAMAN NEYİ SORUYORSUN APTAL?!
Bakugou: SENİ...
Ben: Yeter herkesin içinde kavga etmeyelim!
Bakugou: Tch! Ben gidiyorum.
Ben: Dur nereye?!
Bakugou: Sanane?
Ben: Ne demek sanane? Madem gidecektin neden buraya geldin??
Bakugou: Seni alakadar etmez.
Ben: B-bekle!
Bakugou: Yine ne var?!
Ben: Şey... Hangi tür mangalardan hoşlanıyorsun? Ya da... Yani demek istediğim... Off! BANA ÖNEREBİLECEĞİN BİR MANGA VAR MI?
Suratıma şaşırarak baktı. Haklıydı. Çok saçmaladım! Kıpkırmızı olduğumu hissedebiliyorum şu an.
Bakugou: Evet var. Fakat şu soruyu söyleyebilmek için hayatının yarısını harcadın!
Ben: Ş-şey...
Bakugou: Tamam sus! Gel bu taraftan.
Ben: Tamam.
Beni mağazanın en ucundaki yere götürdü. Zaten kapaklarından mangaların ne kadar güzel olduğu belli oluyordu. Resmen "En iyisi benim!" yarışına girmiş gibilerdi.
Bakugou: Buradaki mangalar güzel oluyor ama ilk defa alacaksan Naruto falan al o bayağı iyi. Sen de seversin zaten büyük ihtimal.
Ben: Çok teşekkür ederim.
Bakugou: Çok bir şey yapmadım teşekküre gerek yok. Gidiyorum ben.
Ben: Hayır dur!
Bakugou: Yine ne var gerizekalı?!
Ben: Beni bekler misin? Şunları ödeyip birlikte gideriz. Akşam oldu. Tek başıma gitmek istemiyorum.
Bakugou: İyi. Hızlı ol.
Naruto'nun ilk 6 mangasını satın aldım. Parayı ödeyip hızlıca çıktım.
Ben: Çok bekledin mi?
Bakugou: Hayır. Hadi gidelim.
Ben: Neredeyse hiç konuşmuyoruz. Konuşsak da kavga ediyoruz. Fakat buna rağmen seninle beraber olmak beni mutlu ediyor.
Bakugou: Ne demeye çalışıyorsun gerizekalı kız?!
Ben: Bilmiyorum. Söylediklerimden anlam çıkarmaya çalışma da sadece mutlu ol.
Bana şaşkın bir şekilde baktı. Kafasını önüne çevirip yürümeye devam etti. Hafifçe gülümsemişti. Biliyordum. Her insanın duyguları vardır. Umarım beni seviyorsundur.
Fakat beni...
Beni kim neden sevsin ki? Ben beni en çok seven insanı ölüme terk etmişken...
Beni bir daha sevecek kim olabilir ki?