Baloya sadece günler kaldı. Geçen yıl Momo'nun bana hediye ettiği o özel elbiseyi tekrar giyeceğim. Bu sefer hiçbir şeyin yanlış olmasına izin vermeyeceğim.
Yani...
En azından kendim için...
Hayatım boyunca hep düşüncelerin arasında yaşadım. Her zaman bir çıkış var mı ve varsa bu nasıl bir çıkış diye düşünmeden edemedim.
Bu sefer...
BÖYLE BİR ŞEY YAPTIĞIMA İNANAMASAM DA BUNU YAPMAYI KABUL ETTİM.
Bu benim için çok zorlu bir süreç, bunu biliyorum. Fakat... gerçekten bana yardım edeceklerse bunun bir önemi yok!
Hep bunun ucunda birlikte olabilmeyi hayal ediyorum. Zaten bütün bu çabalarım bunun için değil miydi?
Bakmayı değil de görmeyi bildiğim için kendimden nefret etmiyorum. Sadece biraz kızgınım işte.
Her şey daha farklı olabilirdi. Fakat her şeyin farklı olabileceği, güzel olabileceği anlamına gelmiyordu. Artık büyüdüm ve hayat bana bunu öğretti.
Ruhum eski halime karşın şu halime ne kadar mutlu olsa bile bedenim ölmek istiyor. Bedenim O'na karşı olan hislerimi kaldıramıyor resmen her gün bana işkence yapıyor.
Elimde olmuyor. O'nu o kadar seviyorum ki...
Shoto: Asya?? İyi misin??
Ben: Ha?? Ah Shoto sen miydin!? Dalmış olmalıyım.
Shoto: Burada ne yapıyorsun?
Ben: Düşünüyordum.
Shoto: Neyi?
Ben: Önemli bir şey değil. Sen ne için gelmiştin?
Shoto: Sana Momo hakkında bir şeyler sormak istiyordum.
Ben: Dinliyorum.
Shoto: Balo ile ilgili. Biliyorsun ki bu yıl da Momo ile beraber gitmeyi düşünüyorum. Momo'ya bir şeyler almak istiyorum fakat tam olarak ne alabilirim bilmiyorum. Sen onun sevdiği şeyleri biliyor olmalısın.
Ben: Evet bir şeyler biliyorum sanırım. Momo çantalara bayılır.
Shoto: Ah teşekkür ederim. Bir sorum daha olacak.
Ben: Dinliyorum.
Shoto: Momo'yu geçen ağlarken gördüm. Sadece bu da değil, o hep ağlıyor. Sorularıma az cevaplar verip odasına gidiyor ve odasından uzun süre çıkmıyor. Sen de fark etmişsindir. Son iki gündür yemek yemeye bile gelmiyor. Onun için endişeleniyorum.
Ben: Bilmiyorum fakat her ne sorunu varsa yakında çözülecek. Bundan emin olabilirsin.
Shoto: Bundan nasıl bu kadar eminsin?
Ben: Bilmem... İçimden bir ses öyle diyor.
Shoto: Anlıyorum. İyi geceler o zaman. Ben içeri geçiyorum. Bence sen de geçmelisin bahçe soğudu. Vücudun donabilir.
Ben: Haklısın. Biraz daha oturayım gelirim.
Shoto: Peki o zaman.
Shoto yavaş adımlarla içeri gitti. Ben ise hala burada oturuyorum. Hem de binanın sol üst penceresindeki Shoto ile beni az önceden beri pür dikkat izleyen kişiyle bakışıyorum. Ah evet gözlerindeki nefreti, çaresizliği, ve azıcık da olsa o son damlalarında olan aşkı görebiliyorum. Neden yanıma gelip oturmuyorsun ki? Daha iyi bakardım sana. Bencil olmak değil niyetim. Sen de bana daha iyi bakardın. Biliyorum çok aptalım. Buraya, yanıma oturmuyorsan sebebi zaten bendim öyle değil mi?
Hiç üzülme en sevdiğim,
Yakında bunu hep yapabileceğiz...