Ben: A-anne anlamıyorsun! BENİM HEMEN GİTMEM GEREK!
Annem: Hayır! Bu sefer olmaz! BU SEFER SENİN GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜME GİTMENE İZİN VEREMEM!
Ben: AMA EĞER O ÖLÜRSE YİNE AYNI ŞEYE İZİN VERMİŞ OLACAKSIN!
Annem: Polisi aramalıyız! Kahramanlar yardım edecektir!
Bunu nasıl düşünememiştim!
Ben: HAKLISIN HEMEN ARAMALISIN!
Telefonuma bir mesaj daha geldi. Hemen açtım. Mesaj Bakugou'dandı. SONUNDA! Fakat... bu mesaj?!
- Erkek arkadaşın elimizde. Şu an onun başına pek hoş şeyler geldiğini söyleyemem. Seninle tekrar buluşmak istiyorum Asya. Muhtemelen kim olduğumu biliyorsun. Eğer bana gelirsen, onu rahat bırakabilirim. Seni bekliyor olacağım...
Ellerim ve dizlerim her an boşalabilirlermiş gibi titriyorlardı. Onu da kaybedemem... Lütfen... Hayat bunu bana yapmamalısın...
Annem polisi aramıştı ve şu an konuşuyorlardı. Bir yandan Momo deli gibi beni arıyordu. Şehrin ışıkları gözlerimde buğulanmıştı... Sanki bütün sesler derinden geliyordu... Sanki başka bir boyuttaydım. Korkuyordum... Üşüyordum...
Şu an nasıl hissettiğimi anlatamıyorum. Dünyadan sıyrılmış olmalıyım. Soyutlandım. Şuradaki buğulu kaldırımda yürüyen kadına doğru yürümeye çalışıyorum. Hayır olmuyor. Bir adım bile atamıyorum. Elimi uzatıyorum. Evet zihinsel olarak elim şu an uzatılmış durumda. Fakat önüme baktığımda ellerim hala belimin yanında. Fiziksel olarak hiçbir kıpırtı veremiyorum. Rüyada mıyım? Ağlıyor muyum? Şok mu geçiriyorum?
Bu? Bu kimin sesi böyle? Neden bu kadar tanıdık geliyor ki? Ama bu ses... bu ses neden ağlarmışçasına konuşuyor? Ağlama. Neden ağlıyorsun?
Gözlerim açık. Etrafı çok rahat görebiliyorum. Ama bu ağlayan kadının yüzü silinmiş gibi. Biraz çabalamam gerek. Düşün Asya düşün! Kimin bu ses??
"Asya?? NELER OLUYOR SANA BÖYLE?!" evet biraz daha konuştu. Bu... bu annemin sesi olmalı!
Da bir dakika? Neler olmuş ki bana? Neden böyle dedi şimdi?
Ağlamıyorum. Bunu hissedebiliyorum. Ama neden gözlerim buğulu? Ve hava neden bu kadar soğuk olmak zorunda? Sanki bu soğukluk beni uyuşturuyordu. Çok uyumak istiyorum. Biliyorum yolun ortasında olmaz. Fakat bence soyutlanmış bir dünyada isem kimsenin umrunda olmaz değil mi ama?
Uyku gerçekten beni ele geçiriyordu. Artık ona karşı koymam faydasız...
Bu güzel buzdan vitrinde biraz dinlenmem gerekiyor...