14. bölüm

985 86 49
                                    

Uyandım. Yanımda birileri oturuyordu. Gözlerimi iyice açtım.

Momo: Uyandı!

Yanındaki kişi Bakugou ve Shoto'ydu. İkisinin de uyumadığı belliydi. Uykusuzluktan gözleri morarmıştı.

Ben: Ben kaç saat uyudum?

Shoto: Dün akşam saat 21:00 den beri yatıyorsun. Saat şu an 13:00.

Ben: Başımda mı beklediniz?

Bakugou: Başka ne yapacaktık aptal?!

Momo: Hiç uyanmayacaksın diye korktuk. Eğer biraz daha uyusaydın hocalara haber verecektik.

Ben: Ah özür dilerim.

Momo: Özür dilenecek bir şey yok.

Momo bana sarıldı.

Momo: Beni hep çok korkutuyorsun.

Ben: İnan bana elimde değil.

Momo ağlamaya başladı. Bu onu ilk defa üzüşüm değil. Onu gerçekten hep üzdüm. Ben çok kötü biriyim. Ben beni sevenleri hep yarı yolda bıraktım. Kardeşimi bile. Bu yüzden asla yaşamak için bir sebep bulamayacağım.

Ben: Hadi ama sulugöz. Yeter bu kadar. Benim için bu kadar üzülmene gerek yok.

Momo: Neden? Sen benim kardeşimsin!

O hala beni seviyor. Hiç anlayamıyorum. Seni o kadar üzmeme rağmen neden hala bana değer veriyorsun? Kardeş bile olsak ben sana kardeşim gibi davranamamışken neden?

Ben: Seni seviyorum Momo.

Momo: Ben de seni Asya.

Ben: Biraz yalnız kalabilir miyim?

Momo: Ah tabi elbette. Hadi çıkalım çocuklar.

Shoto: Umarım iyileşirsin Asya. Görüşürüz.

Ben: Teşekkürler Shoto.

Bakugou gitmiyordu. Sanırım bir şey söylemek istiyordu.

Shoto: Bakug-

Momo: Şş. Belli ki konuşmak istiyorlar. Onları yalnız bırakalım.

Shoto: Ha? Tamam.

Bakugou kafasını eğmiş bir şekilde oturuyordu. Shoto kapıyı kapatır kapatmaz aniden kalktı. Ve... VE BANA SARILDI!

Bakugou: Özür dilerim!

Ben: Özür dilemene gerek yok. Hepsi benim hatam.

Bakugou: Sadece sus ve özürümü al.

Bana hala sarılıyordu. Karnımda çok değişik bir his vardı. Bu sefer ben ona daha sıkı sarıldım.

Ağlamaya başladım.

Bakugou: Yaoyorozu'ya sulu göz dedin ama senin de ondan bir farkın kalmadı şu an.

Gülerek göz yaşlarımı sildim.

Ben: Ah özür dilerim bir an tutamadım kendimi.

Bakugou: Sürekli özür dileyip durma.

Ben: Gözlerinin altı morarmış. Bana bütün gece burada beklediğinizi söyleyemeyin.

Bakugou: O gerizekalı Todoroki bekledi ama Momo sabah geldi.

Ben: Çok yorgun görünüyorsun. Lütfen gidip biraz dinlen. Bugün benim psikoloğa ve mağazaya gidecek halim yok. Bu yüzden gidip dinlen.

Bakugou: Benim için endişelenmene gerek yok! Ben iyiyim.

Ben: Peki sen bilirsin. Ben aşağıya iniyorum.

Bakugou: Dalga geçiyorsun herhalde?!

Ben: Ne konuda?!

Bakugou: Bu halde hiçbir yere gidemezsin.

Ben: Çok uzağa değil aşağı ineceğim.

Bakugou: Olmaz dedim sana?! Ne istiyorsun? Acıktın mı? Ben sana getiririm. Buradan kalkmayacaksın!

Ben: T-tamam sakin ol. Aslında bir şeyler yesem fena olmaz. Dün öğlenden beri hiçbir şey yemedim.

Bakugou: Ne?!?! Açlıktan öleceksin aptal!

Ben: O kadar yemek seven bir insan değilim.

Bakugou: Burada bekle. Sakın bir yere gideyim deme!

Ben: Tamam bekliyorum.

Bakugou odadan çıktı. Az önce bana sarıldı. Yanında belli etmek istemedim ama çok... çok değişik hissediyorum. Karnımda kelebekler uçuşuyor. Artık eminim...

Ben seni seviyorum.


Bunu yapamam. Beni seven ya da benim sevdiğim herkes benim yüzümden zarar görüyor. Benim kimseyi sevme hakkım yok. Keşke... keşke ölsem ve bu dünyadan silinsem... Kimse beni hatırlamasa ne kadar güzel olurdu. Özellikle sen Rin. Keşke seninle daha çok vakit geçirebilseydim.

Keşke senin yerine...

Ben ölseydim Rin...

BAKUGOUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin