*Momo'nun anlatımıyla*
Herkes gözlerini kocaman açmıştı. Bazıları ağlıyor, bazıları kendini zor tutuyor gibiydi. Aniden Bakugou'nun kalktığını gördüm.
Ben: Dur! BAKUGOU NEREYE?!
Bakugou: ASYA'NIN YANINA GİDİYORUM!
Ben: HAYIR DUR! SAKIN ANLATTIĞIMI SÖYLEME!
Beni dinlemeden gitti. Kahretsin! Fakat zaten bir şekilde öğrenecek... Çünkü herkese anlattım...
*Benim anlatımımla*
Göz yaşlarımı sildim. Fakat hissediyorum gözlerim kıpkırmızıydı. Hızlı ayak sesleri duydum. Biri sanki buraya geliyordu. Ah bu Bakugou olmalı.
Kapı sertçe açıldı. Evet bu Bakugou'ydu. Ama bir dakika?! O... O AĞLIYORDU!?!?
Ben: BAKUGOU NEDEN AĞLIYORSUN?!
Kapıyı sertçe kapattı. Ve hızlı adımlarla üzerime yürüdü. NELER OLUYOR?!
Ben: BAKUGOU NELER OLUYOR?!
Sonra bir şey oldu. Karnımı değil. Kalbimi kelebeklendiren bir şey.
Beni omuzlarımdan tuttu ve öptü...
Neden?
Neden böyle bir şey yaptın?
Biliyorum sen de beni bırakıp gideceksin. Bırakmasan bile benim yüzümden zarar göreceksin. Beni neden öperek kendine daha çok aşık ediyorsun?
Bana sarıldı.
Ben: Bakugou? Neler oluyor?
Bakugou: Sus. Her şeyi biliyorum.
Ne? Neyi biliyor?!
Ben: Neyi biliyorsun?!
Ağlamaya devam ediyordu. Fakat ben görmeyeyim diye bana sarılıyordu.
Ben: Momo anlattı değil mi?
Hiçbir şey söylemedi. Momo'ya kızmıyorum. Bunu taşımak onun için de zor olmuştur. Zaten en sonunda öğreneceklerdi.
Bakugou: Neden? Neden bu yaşadıklarına rağmen böyle gülüyorsun? Neden hiç kimseye anlatıp en azından teselli beklemiyorsun? Neden söylesene!
Ben: Ben kimsenin bana acımasını istemiyorum da ondan.
Bakugou: EN AZINDAN BANA ANLATABİLİRDİN!
BANA GEÇEN GÜN SENİ SEVMEYE BAŞLIYORUM DEDİN! MADEM BENİ KENDİNE YAKIN GÖRÜYORDUN NEDEN ANLATMADIN?!Ben: Anlatmaya çalıştım. Fakat sürekli bir şeyler bana engel oluyordu. Ben de vazgeçtim.
Hiç bir şey söylemedi ve yatağıma oturdu. Kafasını
öne eğdi.Ben: Neden böyle bir şey yaptın? Neden beni öptün?
Bakugou: Hala anlamadın mı aptal?! Seviyorum seni ben!
Ben: BENİ SEVME! BENİ SEVEN HERKESİN HALİNİ DUYDUN VE GÖRDÜN! MOMO KENDİYLE SÜREKİ "Acaba yeterli miyim?" DİYE ÇELİŞKİYE GİRİYOR! RİN... RİN İSE...
Ağlamaya başladım.
Ben: Rin ise... öldü. BENİM YÜZÜMDEN! YERYÜZÜNDE EN SEVDİĞİM KİŞİ ÖLDÜ! ŞİMDİ SEN DE ZARAR GÖRÜRSEN YA DA BENİ BIRAKIP GİDERSEN BEN NE YAPACAĞIM? SÖYLESENE HA?! BUNLARI HİÇ DÜŞÜNÜYOR MUSUN SEN?
Bakugou: Düşünmedim. Seni sevdiğimden başka bir şey bilmiyorum aptal. İnkar etmeye çalıştım. Sana kötü davranmaya, seni kendimden uzak tutmaya çalıştım. Fakat ben gittikçe sen bana geldin. Beni o halimle bile kabullendin. Bu yüzden... seni bırakamam. Çünkü bu dünyada senden başka beni böyle kabullenen olmayacak! Ben yanında olduğum sürece ikimizi de koruyacağıma yemin ediyorum.
İşte.
İşte...
İŞTE YAŞAMAK İÇİN BİR SEBEP! BULDUM! ONU BULDUM!
Ben: Seni seviyorum Bakugou. Bundan sonra... sadece Momo, Rin ve senin için yaşayacağım. Eğer üçünüzden birinizi yüreğimde kaybedersem... Bu sefer beni ölümden kimse alıkoyamaz.
Bakugou: Bir daha sakın böyle bir şey söyleme aptal!
Bu sefer ben ona sarıldım. Uzun süredir bunu istiyordum zaten.
Rin... Yaşasaydın eğer... benim mutlu olmamı isterdin değil mi? Şu an çok mutluyum. Sensiz ne kadar mutlu olunur bilemiyorum ama senin gözlerindeki ışığı Bakugou'da gördüm. Senin gözlerindeki sevgi dolu endişeyi Bakugou'da da hissettim...
Rin... Ben aşık oldum...