Rin: Asya?! ASYA KALK!
Uyku sersemiyle aniden sıçradım.
Ben: N-neler oluyor?!?
Rin: Uyuyakalmış olmalıyız. Sana dokunmaya çalıştım ama olmadı! GİDİYORSUN!
Ben: Ne?! Gidiyor muyum?!
Ellerime baktım. Ellerimi biribirlerine dokunduramıyordum. Yavaş yavaş vücuduma da yayılmaya başladı. Dünyaya geri dönüyorum!
Ben: Rin... inanamıyorum ben gidiyorum!
Rin: Evet... Evet gidiyorsun. Seni çok özleyeceğim.
Ben: Ben de öyle. Gitmeden önce şunu söylemek istiyorum. Lütfen affet beni.
Rin: Ne? Neden yapayım bunu?
Ben: Seni kurtarabilseydim... şu an bu durumda olmazdık. Seninle güzel bir hayatımız olabilirdi. Ya da böyle ikilemlere düşmezdim. Fakat hayat bana bir iyilik yaptı ve beni erkek arkadaşımla tanıştırdı. Onu gerçekten çok seviyorum ama yine de bu durum seninle alakalı vicdanımı asla rahatlatmadı. Lütfen! Özürümü kabul et!
Kıkırdadı. Gülünecek bir şey mi söyledim?
Rin: Özürünü almıyorum. Sen bana özür dilenecek hiçbir şey yapmadın. Kendini üzmen boşuna. Şimdi senden gitmeni ve çok mutlu olmanı istiyorum. Zamanı geldiğinde zaten kavuşacağız.
Gülümsedim. Alnımı alnına yaslandım. Sessizce sadece "Elveda" diyebildim...
*Bakugou'nun anlatımıyla*
Vücudumdaki anestezi geçmediği için ayağa kalktığım ve yürüdüğüm için bayılmışım. Kahretsin ki bu yatağa 1 gün daha mahkumum. Odaya annem hariç kimseyi almadıkları için Asya hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Lanet telefonun da şarjı bitti. Annem onu ne kadar çok sevdiğimi bilmesine rağmen bok var gibi onun hakkında bana hiçbir şey söylemiyor.
Geceleri uyuyamıyorum. Bu yattığım kahrolasıca yatak hiç rahat değil. Asya geri dönmeyecekmiş gibi hissediyorum. O çok narin ve ona bir şey olduysa fiziksel olarak kaldırsa bile artık zihinsel olarak kaldıramaz gibi hissediyorum.
Bu lanet olası hastaneden gittiğimde o adilerin yüzlerinden kana bulanmayan yer kalmayıncaya kadar durmayacağım! GEBERTECEĞİM HEPSİNİ!
Yine içeri hemşire geldi.
Hemşire: Şimdi serumuna Parol takacağım. Seni rahatlatır.
Ben: Asya nerede?!
Hemşire: Anlamadım? Asya kim?
Ben: Sen bu hastanede çalışmıyor musun ha?! Asya nerede dedim?!
Annem: Katsuki! Saygılı ol!
Hemşire: Soyadını da söylersen daha rahat bulabilirim.
Ben: Yaoyorozu!
Hemşire: Tamamdır. Senin için sorduracağım.
Gülümsedi. Sinir kadın. Neyse en azından bu iyiliği yapacak tek kişi şu anda o.
Hastanelerden bir kez daha nefret ettiğimi anladım.
Hemşire ilacı taktı ve odadan çıktı.
15 dakika boyunca tavanı izledim. Ardından kapı çaldı ve aynı hemşire yine geldi.
Ben: Sordurdun mu? Nasılmış?!
Hemşire: Az önce yoğun bakımdan çıkmış. Şu an durumu iyiymiş merak etme.
