Cuma günü geldi. Psikoloğa gitmem gereken gün bugündü. Saat 15:00'e randevum vardı. Saat 14:00'de annemin yolladığı şoförün biri gelmişti. Arabaya bindim ve hastaneye gittik.
Giriş işlemlerini şoförüm yaptırdı. Ben ise saatim gelince odaya girdim.
Psikolog kadın: Merhaba Asya!
Ben: Merhaba.
Psikolog kadın: Bugün nasılsın?
Ben: İyiyim. Siz nasılsınız?
Psikolog kadın: Ben de iyiyim. Sorduğun için teşekkür ederim. Bugün seninle sohbet edeceğiz ve sana vereceğim birkaç test olacak. Onları çözmeni istiyorum.
Ben: Peki tamam.
Olabildiğince sağlıklı ve güler yüzlü davranmalıyım. Yoksa deli raporu yiyebilirim ve okuldan atılırım. Hayır, böyle bir şey olmayacak.
Psikolog kadın: UA'de okuyorsun değil mi? Ne tür bir kahraman olmak istiyorsun?
Ben: Benden yardım isteyenleri geri çevirmeyen, korkaklık yapmayan bir kahraman olacağım. Her ne kadar özgünlüğüm vücudumla uygun olmasa da bir şekilde yolunu bulacağım.
Psikolog kadın: Demek özgünlüğün ile vücudun birbirine uymuyor. Bana biraz anlatır mısın?
Ben: Elbette. Özgünlüğüm buz fakat tenim bunu kaldıramıyor. Hemen üşüyorum. Eğer sınırımın dışına çıkarsam ilk önce parmaklarım ve yanaklarım buza dönüşmeye başlıyor. Eğer devam edersem de yavaş yavaş bütün vücudum donar. Kalbim de donarsa... ölürüm. Sadece özgünlüğüm ile değil. Tenim o kadar hassas ki soğuk bir odada 10 dakikadan fazla duramıyorum.
Psikolog kadın: Bu gerçekten çok üzücü bir durum.
Ben: Hayır değil! Ben bir şekilde üstesinden gelebilirim. Böyle uyduruk bir durum beni kahraman olmaktan vazgeçiremez.
Psikolog kadın: Kararlılığına bayıldım Asya! Peki okulda arkadaşlarınla ya da ders notlarınla ilgili bir problemin var mı?
Ben: Arkadaşlarımı çok seviyorum. Ayrıca sınıfta notları ile ilgili problemi olabilecek son insanlar ben ve ikizim. Gerçekten çok çalışıyoruz. Hatta bazen arkadaşlarımızı ders çalıştırmak için onları evimize davet ediyoruz.
Psikolog kadın: Bu harika. Peki geçmişte yaşadığın herhangi bir kötü olay, travma benzeri bir olay var mı? Ya da herhangi bir psikolojik teşhis koydular mı sana daha önce?
Bunu yapabilirim.
Ben: Evet yaşadım. Fakat üstesinden gelmeye başladım. Herhangi bir teşhis de koymadılar.
Psikolog kadın: Bana yaşadığın olayı anlatabilir misin? Söz veriyorum bu konuştuklarımız ikimizin arasında kalacak.
Acaba anlatsam mı? Bilemiyorum. Belki de birazını anlatabilirim.
Ben: Çok sevdiğim birini benim korkaklığım yüzünden kaybettim.
Psikolog kadın: Biraz daha açabilir misin?
Ben: Sanırım bunu yapamam. Çünkü eski şeyleri düşündükçe bu sadece benim acımı tekrar alevlendiriyor. Ben gerçekten iyiyim.
Psikolog kadın: Anlıyorum. Doktoruna "Keşke ölsem de bu düşüncelerden kurtulsam." demişsin. Bunlar doğru mu?
Ben: Evet. Doğru. Fakat o bir anlık sinirle söylenen, düşüncesiz sözlerdi. Emin olabilirsiniz.
Psikolog kadın: Tamamdır canım. O zaman şimdi sana vereceğim testleri yapmanı istiyorum. Sonra da seansımızı bitireceğiz. Seni gayet sağlıklı gördüm fakat 1 kere daha gelmeni istiyorum. Tamam mı?
Ben: Tamamdır. Teşekkürler.
1 saat boyunca bana verdiği testleri yaptım. Dikkat testinde bayağı bir kötü olduğumun farkındayım fakat İQ testinden yüksek aldım sanırım. Her neyse. Şimdi yurda geri dönmem gerekiyor. 1 hafta boyunca sabahları yurtta sadece boş boş oturdum. Şimdi hafta sonuna geldik bu yüzden arkadaşlarımla vakit geçirebilirim.
Geri dönmek için arabaya bindim. Saat 18:08'di.
Ben: Şey beni Avm'ye bırakabilir misin? Biraz alışveriş yapacağım.
Şoför: Seni beklememi ister misin?
Ben: Hayır gerek yok. Kendim gidebilirim.
Şoför: Tamamdır Asya Hanım. İyi günler.
Ben: Bye bye!
Arabadan indim ve alışveriş merkezinin içindeki bir bankta oturmaya başladım.
Gerçekten biraz mutlu olmalıyım. Tamam kötü bir olay yaşadım. Kendime 1 ay süre verdim. Ben de biraz beni hayata bağlayacak şeyi bulmaya çalışmalıyım.
Bakugou: Ne yapıyorsun lan sen burada?
Ben: Biraz hava almak için oturuyorum. Sen ne yapıyorsun?
Bakugou: Hiç.
Elinde çok güzel mor renkli çiçekler vardı.
Ben: Çiçekler güzelmiş gerçekten.
Bakugou: Bunları sana geçmiş olsun demek için almıştım gerizekalı. Al!
Sertçe uzattı.
Ben: Çok teşekkür ederim. İyi ki varsın tekrardan.
Bakugou: Şunu söyleyip durmasana!
Ben: Her neyse.
Bakugou: Bu arada hoca sana söylememizi istedi. 1 ay sonra okul biteceği için balo mu ne varmış. Onun için eş bulman gerecek.
Ben: Demek öyle... Sen olsana.
Bakugou: N-NE?
Ben: Eğer bir eşin yoksa tabii.
Bakugou: H-hayır yok ama... NEDEN BEN LAN? HEM BEN İSTEMİYORUM.
Ben: O zaman başkasını bulmam gerek.
Bakugou: Ya kes! Tepkini ölçmek için yaptım. Tch!
Ben: O zaman elbise de almam gerekiyor. Balo eşim olacaksan birlikte seçelim!
Bakugou: LAN GİT... Offf bee ne zahmetlisin. Tamam be!
Ben: Benim bildiğim iyi bir yer var. Hadi gidelim.
Sesini çıkarmadan ellerini cebine koydu ve başını öne eğerek yürümeye başladı.
Biliyordum. Onun da duyguları var. Fakat belli etmekte zorlanıyor. Sorun değil. İnsanları düzeltmeye değil onları bu halleriyle kabul etmeye çalışmalıyız.
