Ahu
Kimsesizliği kendine ikna edilmiş evlerin arasından geçerken zihnim oldukça parlaktı.
Güneşli olan gün moralimi bir miktar yerine getirmeye yetmiş öylece yürüyordum.
Küçük, yıkık ve harabe evlerin arasından geçerken çocukların gülüşme sesleri kulaklarıma dolmuştu.
Duraksamadan gülümsedim. Çocukların mutlu olmasını ve ruhsal yaralarının kalmamasını istiyordum. Benim küçükken bile evde kötü hissettiğim anlar pek çoktu.
Elimdeki pamuk şekerlerin birini koşuşturan çocuğun eline verdim.
Haftasonu hem derslerimin olmadığını fırsat bilip hem de almam gereken birkaç kitabı almak için dışarı çıkmıştım. Bir marketin önünden geçerken pamuk şekerleri görmüş Ela ve kendim için biraz almıştım.
Kıyıda kalan o eski evlerin yerini yeni yapılan oldukça karmaşık binaların alması garipti.
Bu kadar kolaydı işte oradaki insanları görmezden gelebilmek.
Devam ettim. Peşimden birilerinin geldiğini biliyordum. Bunlar Merih'in peşime taktığı korumlardı.
Sanırım onlarında her an peşimde olmalarına alışmıştım. Merih ile son konuşmamızın üzerinden üç gün geçmişti. Onu tekrar engellemiş ve Ela'nın bana günde yirmi kez getirdiği telefona asla cevap vermemiştim.
Yaptığım çocukça ve gereksiz olabilirdi. Karşıma gelip ' Bana ne için trip atıyorsun?' diye sorsa muhtemelen verecek bir cevabım yoktu. Onu içimde nereye yerleştirdiğime ben bile karar verememiştim.
Yine de benden kilometrelerce uzaktayken yakınında bir kadının olması canımı yakmıştı.
Biraz daha ilerledim. Yürümek öyle iyi gelmişti ki sanki her an biraz daha kendimi iyi hissediyordum. Uzun zamandır kendimi böyle özgür ve rahat hissetmiyordum.
Artık insanların akın akın gezdiği sokakların birindeydim.
"Ahu!"
Düşüncelerimi acımasızca baltalayan çok yakından tanıdığım bir sesti.
Hira.
Sanırım hayat bana kısa süren mutlulukları bile vermemeye kararlıydı.
Yavaşça arkama döndüm. Bir kafenin önünde tanıdık simalar görüyordum. Bunlar Hira'nın arkadaşlarıydı.
Onlar beni tanımazdı bile. Çünkü beni onlarla tanıştırma gereksinimin de bile bulunmamıştı.
Hızlı adımlarla yanıma gelip yine o sinsi bakışlarıyla yüzüme bakıyordu. Onu oldukça iyi tanıyordum. Sinirliydi , onu yalnız bıraktığım için çok kızgındı. Beni ağlayarak aradığı gece yüzüne kapattığım için çok kızgındı.
Bu kızgınlığı bir miktar hoşuma gitmişti. Çünkü kendisi bunu hak ediyordu.
Onun arkadaşlarına oldukça yakındık. Yani ne konuşursak duyabileceklerdi.
"Hira"
Onu gördüğüm için memnun olmadığımı anlamış gibiydi.
"Dışarıda kalmadın umarım"
Çirkinlik onun ruhuna işlemişti.
Kendini hâlâ en en yükseklerde görüyordu.Bu sefer bakışlarımı kaçırmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ŞARABI|+18|
Teen FictionTolstoy'un da dediği gibi: " Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar : Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir." (Tanıtım kısmı yeniden yazılmak üzere kaldırılmıştır) ... Başlangıç: 29.06.2021 (Alıntı ve çalıntı durumunda g...