AŞK ŞARABI|+18|

18- Seçim

Ahu

Rüyalarım karışık ve oldukça soyuttu. Neler yaşadığımı bile hatırlamıyordum lakin bende hissettirdiği duygular oldukça tazeydi. Rüya görmekten asla haz etmiyordum. Hatta rüya gördüğümün bilincinde olmak beni daha fazla geriyordu.

Yavaş yavaş zihnim bu kurgu dünyadan uzaklaşmış gerçekliğe dönmüştü. Siyah ve gerçek hayatıma.

Gözlerimi aralayıp nerede bulunduğumu algılamaya çalıştım.

Burnuma buram buram Merih'in kokusu dolması ile gülümsedim. Buradaydı , hemen yanımda. Kokusunu tenimin üzerinde hissedebiliyordum.

Uzun , çok uzun zaman sonra biri ile beraber uyumuştum. Oldukça farklı hissetsemde güven verdiğini inkar edemezdim.

Komodinin üzerindeki dijital saatim 03.43'ü gösteriyordu. Biraz olsun Merih'in kolları arasından uzaklaşmak istedim fakat o beni daha çok kendine çekmişti.

Şu an uyuyor olduğunu bilsemde yanaklarımın kızarmasına engel olamadım. Başımı biraz kaldırıp yüzüne odaklandım. Oldukça keskin hatlara sahip bir o kadar da simetrik bir yüze sahipti.

Kaşları uyurken bile tam olarak serbest değildi. Birçok kere korumalara bağırdığını duymuştum. Bana karşı bir kez bile sesini yükseltmemişti. Bana değer verdiğini hissedebiliyordum. Fakat yanılmaktan delicesine korkuyordum.

Uzun kirpikleri yavaşça aralanmış gözlerimiz kesişmişti. Bu an bana büyük bir dejavu hissi yaratmış olsa da ,onu izlerken yakalanmış olmak pek hoş değildi.

"Güzelim niye uyandın?"

Bu sefer gözlerimi kaçırmadım. Uykulu gözleri hafif kızarmış hâlâ dinlenememiş görünüyordu.

"Bilmem tekrar uyuyacağım şimdi"

Belimdeki eli ile sanki dahası mümkünmüş gibi beni iyice kendine çekti. Diğer eliyle saçlarımı okşuyordu. Bende olan derin yaralardan haberi yoktu. Şimdi de onları kapatmaya çalışıyordu.

"Biraz daha uyuyalım ben sonra Kadir delisinin yanına gideceğim"

Eladan sonra biraz da Merih bekleyecekti. Yaptığım saçmalığın sonuçları hâlâ sürüyordu.

"Eğer geceleri korkuyorsan ben hep gelebilirim"

Gelsin.. Gelsin..

Muzip çıkan sesiyle gülümsemeden edemedim.

"Merih!"

"Şansımı denemek istedim"

Saçlarımın yarısına inen tokayı çıkarmış acemice yeniden bağlamıştı. Daha sonrada saçlarımı yeniden bur öpücük bırakıp beni kollarına çekti.

Şefkatiyle gözlerim doldu. Uykuya dalmaktan daha doğrusu kabus görmekten ilk defa korkmadım.

...
...

Sabahın ilk ışıkları küçük heyecanları ile odaya dolmuş etrafı şenlendiriyorlardı.

Bir tarafı boş olan yatağa uyanmış fakat yerimden kalkamamıştım.
Saat erken olsa da Merih gitmişti. Bana en ufak bir şey söylemeden gitmişti. Acil bir işi olduğunu düşünüyordum. Evet Kadir'in yanına inecekti ama bir saat içerisinde yeniden yanıma geleceğini söylemişti.

Kendimi zorlayarak ayağa kalktım. Başım dönmüş gözlerimin önü kararmıştı. Ani kalktığım çoğu zaman aynısı oluyordu. Rutin hazırlanmam ve sıradan kombinimle aşağı doğru ilerledim. Oldukça acıkmıştım. Yine de aklımın bir ucunda Merih vardı. Aramak istesem de bunu yapmadım.