45- Savaş

9K 508 105
                                    

Merhaba,

Aslında diğer bölümün yorum sınırı geçilmedi ama yine de yayımlamak istedim. Amacım size zorla yorum yaptırmak değil tabiki de fakat o kadar az yorum yapıyorsunuzki düşüncelerinizi bilemiyorum. Bölümü beğenip beğenmediğinizi veya kitabı sevip sevmediğinizi anlayamıyorum. Bu da benim yazma isteğimi düşürüyor. Sadece kendimi açıklamak istedim.

Keyifli okumalar...

■■■■■■■■■     □□□□□□□□    ■■■■■■■■■

Ahu

Bu yaşıma kadar geçirdiğim her dakikanın bendeki izini hatırlıyordum. Uyuyamadığım saatlerin , ağladığım zamanların ve mutlu olacağıma inandığım anların her biri zihnimde canlanabiliyordu. Şimdi ise zaman kavramının içerinde kaybolmuş , öylece kalakalmıştım.

Kulağımda çınlayan sesleri duymamak adına ellerimle kulaklarımı sımsıkı kapattım.

Elbetteki çare değildi çünkü sesler beynimin içinden geliyordu. Sayamadığım kadar çok kez aynı şeyler gerçekleşiyordu.

Kapıyı açıyorum, Savaş ile konuşuyoruz ve Savaş kanlar içinde , ağzından burnundan kanlar gelerek, yere düşüyor. Sonra kulaklarım beni sağır edecek kadar fazla çınlıyor.

İçimdeki paniğin açtığı derin çukuru dolduramıyorum. Hastane koridorunda beklemenin ne kadar acı bir tecrübe olduğunu ise zihnim yeni kavrıyordu. Kapının açılıp içeriden doktorun çıkmasını beklediğim kaçıncı dakikanın sonuydu , bilmiyorum.

Kimsenin ölümüne bu kadar yakın olmamış , kimsenin kan kokusunu bu kadar yakından almamıştım.

Ela'nın abimi gördükten sonra attığı çığlık defalarca beynimin içerisinde yankılandı. Bende bağırmak , acımı dışa vurmak istedim yapamadım. Kanla kaplı elime bakarak göz yaşı dökmekten başka elimden bir şey gelmiyordu.

Etraftan geçen insanların seslerini duyabilsemde ne konuştuklarını algılayamıyordum. Dünyadan soyutlanmış halde önümdeki bembeyaz duvara bakıyordum.

Kadir.

Onun orada ne işi olduğunu hâlâ öğrenememiştim. İçimden sinsi bir ses acaba diyordu , acaba Merih ve Kadir ile bir ilgisi olabilir mi?

Ne kadar geri plana atmaya , düşünmemeye çalışsam da aklıma onlar geliyordu. Herkesten şüphe duyuyor her an yeni bir kargaşanın ortasında olacakmışım gibi hissediyordum.

Titreyen ellerim ile gözyaşlarımı sildim. Hayatımın her anında da olduğu gibi yine yalnız kalmıştım.

Annemin bende bıraktığı huylardan biri de kimi seversem korkarak seviyordum. Sanki her an gidecekmiş , bir daha gelmeyecekmiş gibi.

Acıyla boğazımın yandığını hissettim. Tam her şey düzeldi derken yeniden baştan başlamak istemiyordum.

Kanayan yaralarımı sarmaktan her şeye en baştan başlamaktan yorulmuştum.

Adım seslerinin yükseldiğini hissettim.

Burada yalnızdım. Bu yüzden bu ses beni oldukça rahatsız etti.

Kadir bizi hastaneye bıraktıktan sonra Ela ile ortadan kaybolmuşlardı. Onları bir daha görmemiştim.

Beni burada yaknız bırakıp gitmişlerdi. Defalarca kez elim telefona gitse de arayacak kimse aklıma gelmiyordu. Merih hariç.

 AŞK ŞARABI|+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin