Vals

101 14 2
                                    


Balo salonu fazlasıyla kalabalıktı. Rian insanların böylesine fazla olduğu bir yerde aradıkları kişiyi nasıl bulabileceklerini merak ediyordu. Ama zihninde dolanan asıl şey ise Seonghwa'ya bu denli yakın olmaktı.

Dev balo salonuna hakim olan tek renk yalnızca altın sarısıydı. Altın kaplama sütunlar, avizeler, merdivenler, kapılar...Böylesine özel bir yere girebilmek büyük şanstı. İnsanların şen kahkahaları müzik sesine karışıyor, bazı davetliler salonun ortasında dans ediyor, bazıları ise yalnızca bir şeyler içmekle yetiniyorlardı. Salondaki dev piyanodan gelen hoş ses Rian'a öyle güzel gelmişti ki hafifçe tebessüm etmeyi ihmal etmemişti.  Dördü de peş peşe kalabalığa karışırken herkesin gözü insanlardaydı. Rian etrafa sadece boş bakışlarla bakıyordu. Diğerleri ise aradıkları şeyden emin gibiydiler. Fedora şapkalı bir adam...Bunca balo kostümlü insanların içinde bulması ne kadar zor olabilirdi ki?

Orkestranın hafif ve hoş tınılı şarkısıyla beraber dans edenlerin sayısı git gide azalmış, ortada sadece birkaç genç kız ve kavalyeleri kalmıştı. Onları izlemek Rian'ın öyle hoşuna gitmişti ki başının ritimle hareket ettiğinin farkına bile varamamıştı. Ancak Mingi'yle göz göze geldiğinde genç korsanın onun bu haline gülümsemesiyle yaptığının bilincine gelmiş, ciddi duruşunu tekrar takınmıştı. Şu an önemli bir görevdeydiler. Bunu bozmamalıydı. Ancak Mingi onun içten içe ne kadar çok dans etmek istediğinin farkındaydı.

"Müziğe kendini kaptırmış"

Seonghwa kulağına fısıldanan kelimelerle hafif bir korku eşliğinde arkadaşına döndü. Habersizce konuşmasa olmaz mıydı sanki? Anlamsız bakışlarla kaşları çatılırken Mingi imalı bir şekilde gözleriyle Rian'ı işaret etmişti. Genç kız yine yüzünde o hafif gülümsemeyle dans edenleri izliyordu.

"Rian...Dans etmek istiyor gibi görünüyor. Bir başkası davet ederse hemen kabul edecek sanki"

"Ben vals yapmaktan anlamam Mingi"

Arkadaşının yine kaçamak verdiği cevapla Mingi gözlerini devirirken Seonghwa ise tekrar önüne dönmüştü umursamazca, daha doğrusu umursamaz davranmaya çalışarak. Başkasıyla dans etmemeliydi Rian. Zaten onu bir kere başkasıyla görmüştü, bu tekrar olmamalıydı. 

"O zaman onu tekrar başka biriyle görmek zorunda kalırsın"

"Görevdeyiz!"

"Görevin canı cehenneme!"

Birbirlerine tam anlamıyla fısıltılarla bağırırlarken bu Rian'ın da bakışlarını onlara çevirmesine neden olmuştu. Bir sorun mu var? dercesine Mingi'ye bakarken genç korsan sadece başını sallamış, konu ise şimdilik burada kapanmıştı. Ama tam karşılarından dördünün de fark etmediği şekilde dakikalardır dans etmek isteyen bu kızı izleyen genç bir adam geldiğinde bu konu tekrar açılacaktı. Rian varlığını hissettiği gençle beraber ona doğru dönerken genç ise çoktan elini uzatmış, Rian'dan bir cevap beklercesine bakışlarını gözlerine kenetlemişti. Üç korsan da şoka uğramışçasına ikiliye bakarken Rian bunu isteyip istemediğinden emin değildi. Her ne kadar bilmese de elbette ki dans etmek istiyordu, ama bu sefer doğru kişiyle... biri kendisini bu durumdan kurtarmalıydı.

"Üzgünüm ama onun kavalyesi benim"

İmdadına yetişen Seonghwa'nın fazla kibar ses tonuyla beraber karnı sevinçle kasılırken elini yakalayan elle beraber yavaş adımlarla salonun ortasına çekiliyordu şimdi. İşte belki de tam şu anda, Hongjoong'un bahsettiği şu ebedi mutluluğa erişecekti. Seonghwa'yla dans etmek...Hayali bile fazlasıyla hoştu. Ancak bir anlığına gelen heyecan, korku karışımıyla beraber duraksadı. Onunla beraber adımlarını yavaşlatan genç korsanın bakışları da kendisine çevrilmişti. Rian bu dansı bildiğinden emin değildi.

pirate kings: ateezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin