Kitap

30 2 14
                                    

Rian'ın gittikleri yerlerden topladığı, satın aldığı, bazen de çaldığı bütün kitaplar ortaya çıkmıştı. İmkanları çok kısıtlıydı, çünkü belki de neredeyse koca bir kütüphane aramaları gerekirken ufak bir harita odası kitaplığıyla yetinmek zorundalardı. Herkes farklı bir köşeye çekilmiş ellerindeki kitapları karıştırıyor, ne aradıklarını bile bilmeden sayfaları dikkatlice inceliyorlardı. En ufak bir ipucu bile onları en azından sıfır noktasından çıkarabilirdi.

"Aslında... eskiden bi' kitap okumuştum"

Yeosang'ın söze girmesiyle herkes ona döndü.

"Nasıl bir şey?"

"Zaman yolculuğunu anlatıyordu kısaca. Elbette kurguydu ama yine de mantıklı gelmişti. Geçmişe gitmek için elektrik şoku kullanılıyordu"

"Kurguymuş ama"

"Hayır, hayır. Sadece kurgu değil, gayet mantıklı"

"Nasıl yani?"

"Zihinsel faaliyetle beraber bedeninin de güçlü bir şekilde uyarıldığını düşün. Mümkün görünüyor"

"Nasıl olduğunu elbette anladım Rian. Ama bedenine elektrik şoku vermeyi düşünmüyorsun herhalde, değil mi?"

"Aynen onu düşünüyorum San"

Genç kızın yine fazlasıyla absürt fikriyle herkes derin bir nefes vermişti. Oluru vardı elbette, belki işe de yarardı. Ama oldukça tehlikeliydi. Ayrıca San, Seonghwa ve Yunho'nun bu fikre ne tepki vereceklerini de merak ediyordu ki çok geçmeden mağarayı araştırmaya giden üç arkadaş dönmüşlerdi. Rian fikrini kabul ettirmeye çalışırken odanın kapısı açılmış, Seonghwa, Yunho ve Mingi içeriye girmişlerdi.

"İleri kısımlarda pek bir tehlike yok. Sadece birkaç yarasa yuvası var, kızdırırsak tehlikeli olabilirler

"İnan bana şu an Rian yarasalardan daha tehlikeli Yunho"

"Ne?"

"Vücudumuza elektrik şoku vermemiz gerektiğini düşünüyor boyut değiştirebilmek için"

"Aklını mı kaçırdın Rian?"

Yunho'nun ani çıkışına rağmen Seonghwa şimdilik sessizliğini koruyordu. Sevgilisine doğrudan deli demek istemiyordu ama sanki bu olaylar onu iyice yıpratmış ve mantıklı düşünmebilme kabiliyetini yitirmiş gibiydi.

"Hayır, sadece beni dinleyin-"

"Bence sadece bu konuyu biraz ertelememiz gerekiyor"

"Ertelemiyoruz, kaptan benim"

"Kaptan yardımcısı olarak kaptanın dinlenmesini ve biraz kafa dağıtmasını emrediyorum. Bu konuyla biz ilgileneceğiz"

"Ama-"

"Aması yok. Biraz odana git ve uyu. Gece uyumadığını da biliyorum"

Rian her ne kadar yine kalmakta ısrar edecekse de Seonghwa hemen yanına gelip ellerinden tuttu ve onu harita odasından çıkardı. Yatak odasına gidene kadar ellerini bırakmadı, yatak odasına geldiklerinde ise yavaşça yatağına uzanmasını sağladı.

"Demek gece de uyumadın"

"Uyku tutmadı, harita odasındaydım"

"Ben de iyileşmeye başladığını düşünüp sevinmiştim"

Kısa süreli bir sessizlik oldu. Rian gerçekten de eskisine göre daha iyiydi, ama geceleri hep beraber uyudukları için Seonghwa'nın uykusunun da nöbetleri yüzünden bölünmesi hiç hoşuna gitmiyordu. Dün harita odasından çıkıp tekrar sabaha karşı yanına geldiğinde genç korsan öyle güzel uyuyordu ki Rian onu gerçekten de çok yorduğunu düşünmüştü. Daha kendisi bile gözlerini açamadan Seonghwa'yı uyandırıyor, Seonghwa ise o zar zor uykuya dalana kadar da yanında durup gözünü bile kırpmıyor, bazen saçlarını okşayarak rahatlatmaya çalışıyordu.

pirate kings: ateezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin