Wonderland'e gittikleri zaman ne olacaktı? Hongjoong kendileriyle yaşamasına izin verecek miydi? Sonsuza kadar burada kalabilir miydi? Sonuçta önceki hayatında bir düzeni vardı. Peki Seonghwa? Duygularını bile bilmediği biri için kalmayı seçmişti. Aklında bu düşünceler dolanıp dururken ifadesiz bir şekilde bakıyordu uçsuz bucaksız okyanusa. Yanaklarından yavaş yavaş süzülen göz yaşlarını fark etmiyordu bile. Düşüncelerinin çukuruna düşmüştü çoktan, onu ne çıkarabilirdi ki oradan?
Yavaş yavaş kendisine gelen adımların sesini duymamıştı. Kolundan tutup onu geriye çekmeye çalışan korsanı da çok geç fark etmişti. Genç kız kemereye oturmuş, ayaklarını aşağıya sallandırmış pozisyonda sessizce oturuyor ve ağlıyordu. Korkması normal miydi Seonghwa'nın? Zaten harita odasından çıktığından beri yüzü bembeyazdı. Kimseye bakmadan, tek kelime etmeden buraya gelmiş ve yaklaşık 2 saattir burada sessizce oturuyordu. Seonghwa bir ara onun hıçkırıklarını duyar gibi olmuştu. Keşke dökülen göz yaşları duyursaydı sesini. Keşke onlar konuşsaydı yerine, belki bir araya getiremediği kelimeleri onlar ifade edebilirdi.
Onu çeken kola sımsıkı sarılmıştı birden Rian. Sanki yıllardır patlamayı bekleyen bir bomba gibi o an bırakıvermişti sesini. Hıçkırarak ağlıyor, bir yandan da ne yaptığını bilmeden sıkıca tutuyordu sevdiğinin kolunu. O kolun kendisini kötülüklerden koruyacağına inanmıştı. Onun kendisini buraya bağlayan şey olduğunu düşünmüştü. Ama şimdi gidecekti ve aptal olduğu için o hiçbir zaman hislerini bilmeyecekti. Bunu yapamayacak kadar utanıyordu.Boşta kalan kolunu Rian'ın bedenine sarmadan önce o da kemereye oturmuş, daha sonra güzelce sarmalamıştı omuzlarını. Rian hıçkırıklarla başını Seonghwa'nın göğsüne yaslarken genç korsan da ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Onu bu kadar üzen neydi ki? Hongjoong ile ne konuşmuş olabilirlerdi?
Tereddütle ellerini yumuşacık saçlarına daldırırken güç vermek istercesine okşadı yavaşça. Bu onun ağlamasını az da olsa durdurmuştu. Delicesine ağlama isteğini bastırmıştı Rian'ın. Sevdiğinin o güzelim parmaklarını saçlarında gezdirmesi ve dahi sarılıyor olmaları sanki tüm üzüntüsünü alıvermişti üzerinden."Ben kötü biri değilim.."
Sonunda dudaklarından 1-2 kelime döküldüğünde Seonghwa onun sesini kısık da olsa idrak edebilmişti.
"Elbette değilsin Rian"
"Ama bu sefer gidiyorum. Bu sefer beni gönderecek"
"Kim gönderecek? Neler oldu Rian?"
Bunu kimseye anlatamazdı. Hongjoong ona pek güvenmese de kimseye bir şey söylemememesini tembihlemişti. Sadece sessiz kaldı. Sessiz kaldı ve belki de son kez Seonghwa'yla bu kadar yakın olmasının keyfini çıkardı. Onun okyanus ve hafif bir parfüm karışımı kokusunu doyasıya içine çekti.
~
Eski neşesini o harita odasında bırakıp gelmişti. Bir daha da hiçbir yerde rastlamamıştı ona.
Hongjoong'la konuştuğu günden, gizli dolunaydan beri 5 gün geçmişti. Artık dümen Wonderland sularına çevrilmişti. Herkes için büyük gün gelmişti.Odasından pek çıkmıyordu son birkaç gündür. Hongjoong herkese kendisiyle konuşmamalarını tembihlemiş olmalıydı. Hongjoong yokken herkesle arası iyiydi. Ama o yanlarındayken herkes kendisine düşman kesiliyordu sanki.
Buna tek karşı olan Yunho ve Seonghwa'ydı. Hongjoong kimseye bir şey anlatmamıştı, acaba anlatsa böylesine samimi olmaya devam ederler miydi? Gerçi artık bunun da bir önemi yoktu. Tek düşünmesi gereken şey karaya ayak bastıklarında kendisine ne olacağıydı. Sonunda tok bir sesin "kara göründü" şeklindeki anonsuyla beraber ana güvertede büyük çığlıklar kopmuş, Rian da meraklanıp apar topar odasından çıkmıştı. Ana güvertedeki herkes alkışlar tutarak sağ taraflarında kalan minik adacığa bakıyor, günlerdir gergin bir ifadeyle dolaşan Hongjoong bile sevinç nidaları koparıyordu. Rian bakışlarını ilerledikleri adaya doğru çevirmişti. Wonderland burası mıydı cidden? Oysa kendisine gayet normal görünmüştü. Büyük bir panikle eşyalarını toparlayan insanların arasında Yunho'yla karşılaşmıştı genç kız. Tıpkı diğerleri gibi Rian da bundan sonrası için endişeliydi. Yunho ona da toparlanmasını söyleyecekken ondan önce söze girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pirate kings: ateez
Fanfiction"Anladığım kadarıyla şu an geçmişteyim" Yunho kısa bir süreliğine ona baksa da cevap vermemişti. "Hongjoong sana cevap vermemeni mi emretti?"