"Emin misin Seonghwa?"
"Eminim, konuştu benimle diyorum. Tüm gece oradaydı, yanlış görme gibi bir ihtimalim bile yok"
Yunho bakışlarını, düşünceli bir şekilde iç çeken Rian'a çevirdi. Düşünüyordu, harekete geçmiyordu. Konu Kevin olunca bu kadar tolerans göstermesi artık Yunho'nun canını sıkmaya başlamıştı.
"E gidelim bulalım o zaman. Ne bekliyoruz?"
"Hayır Yunho! Hemen icabına bakamayız"
"Neden onu koruduğunu anlamıyorum Rian. Seonghwa'nın haline bak-"
"Korumuyorum!"
Genç kızın sert çıkışı bir süreliğine herkesi sessizliğe bürümüştü. Seonghwa bu tatsız durumla beraber bakışlarını yanı başında oturan ikiliden çekmiş, yattığı yerde tam karşısındaki boş tavana çevirmişti.
"Yani demek istediğim şu, elimizde henüz kanıt yok. Onu tek gören kişi Seonghwa. Hiçbirimiz o harabede Kevin'ı görmedik."
"Ama o olabilir de. Ve şu an dışarıda elini kolunu sallaya sallaya geziyor"
Rian başını yere eğdi.
"Tanrı aşkına bir şey söyle Rian. Gideyim bulayım onu, gemiye götürüp zindana kapatalım, sorgulayalım"
"Peki ya o değilse?"
"O zaman özür diler bırakırız, bu kadar basit"
"Hayır, hiç de o kadar basit değil..."
Genç kızın sessizce mırıldandığı birkaç şeyle beraber Yunho, anlamsız bir şekilde kaşlarını çattı.
"Neden? Aranızda geçen bir şey mi var?"
Ve Yunho'nun sorusu da üzerine yorganını tamamen çekmiş, konuyla alakasını kesmiş Seonghwa'nın ilgisini yeniden üzerine çekmişti. Rian ise sessizdi.
"Rian? Konuşsana? Bir şey mi geçti aranızda?"
"Yunho, ben..."
Seonghwa artık tamamen nefesini tutmuştu.
"Benim size söylemem gereken bir şey var ama... Ama kızmayacaksınız, tamam mı?"
"Söz veremem"
"Lütfen"
Delikanlı kollarını birbirine bağladı gerginlikle.
"Söyle hadi tamam"
Ve işte Rian için uzun zamandır beklediği o korku dolu anlar gelmişti. Önce Yunho'ya, sonra da Seonghwa'ya baktı gerginlikle. Sonra da sessizce söze girdi.
"Kevin her şeyi öğrendi"
"NE?!"
Yunho kendini tutamayıp ani bir şekilde ayağa kalktığında Rian da korkuyla onunla beraber kalkıp omuzlarından tuttu. Seonghwa şok olmuş bir şekilde ikisini izlerken genç kız arkadaşını yerine geri oturtmaya ve sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Yunho, lütfen çok tepki verme. Yanlışlıkla oldu, böyle olmasını istemedim. Ama-"
"Aması ne?! Rian! Neden daha önce söylemedin?!"
"Çok korktum"
"Peki şimdi? Daha mı iyi oldu? Ne zaman söylemeyi düşünüyordun?"
"Yunho, sakin ol. Çok üzerine git-"
"Sen karışma Seonghwa!"
Arkadaşı kaşlarını çatmış bir şekilde sessizliğe gömülürken en sonunda derin bir nefes vererek yerine oturmuştu. Öfkesi, Rian'ın yaptıklarına değildi. Sadece ondan daha erken söylemesini beklerdi. Bir süre sessiz kaldı, kendini sakinleştirmeye çalıştı ama onun bu sessizliği Rian ve Seonghwa'yı daha çok korkutuyordu. Yine de uzun sürmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pirate kings: ateez
Fanfiction"Anladığım kadarıyla şu an geçmişteyim" Yunho kısa bir süreliğine ona baksa da cevap vermemişti. "Hongjoong sana cevap vermemeni mi emretti?"