Korkaklar

71 7 0
                                    

Tuhaf kıyafetli dört adamla beraber kahvaltı yapmak pek alışkın olduğu bir şey değildi. Hem Lu, hem de Rian için ilginçti bu. Rian onları sürekli Destiny'de görmeye alışmıştı. Lu'nun durumu ise başlı başına alışılmadıktı.

Dört korsan da geldiklerinden beri hiç konuşmamışlardı. Ne birbirleriyle ne de Rian'la... Sadece sessiz kalıyorlar, düşüncelere dalıyorlar ve öylece kendi dünyalarında kaybolup gidiyorlardı. O kadar çok şey yaşanmıştı ki hiçbiri ne yapacağını bilemiyordu. Belki de birkaç gün her şeyi unutup kendilerine odaklanmalıydılar. Ama Rian'ın buna hiç niyeti yoktu. Bir an önce Hongjoong'un günlüğünü kurcalamak ve ipuçlarını çözebilmek için beyin patlatmak istiyordu. Kimse yardım etmese bile bunu yapacaktı. Bu sekiz arkadaşı yeniden bir araya getirecekti.

"Nasıl? Tadı güzel mi?"

Rian aceleyle yaptığı yumurtalı ekmekleri yiyen oğlanları izlerken ortamın biraz yumuşaması için ekmekleri bahane ediyordu. Asıl konuya gelmeden önce biraz farklı şeylerden konuşmak ona da iyi gelecekti. Önden bir ısınma yapıyordu bir nevi. Sonunda kendisini başıyla onaylayan Mingi'den sonra Yunho'da zorla açılmaya çalışan sohbete katıldı.

"Gayet güzel, ellerine sağlık"

"Güzelce yiyin"

Derin bir nefes verdi ardından. Konuşmak için ağzını açtı, sonra hemen vazgeçti. Nereden başlaması gerektiğini bilmiyordu. Ve bu birkaç kez tekrarlandı. Ağzını açtı, vazgeçti, önündeki korsanlara bir bakış attı, yeniden niyetlenip vazgeçti.

"İyi misin Rian?"

Sonunda onun bu halini fark eden Yunho'nun sesi duyulduğunda genç kız yeniden rahatlamışçasına bir nefes verdi. Yunho gerçekten de onu her durumdan kurtarıyordu.

"Aslında, yani doğrusunu söylemek gerekirse pek iyi değilim. Yaşananlardan..."

Son sözlerine doğru sesi git gide alçalırken diğerlerine çevirdi bakışlarını. Tepkilerini ölçmek fazlasıyla zordu.

"Bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyorum"

"Elimizden ne gelir ki? Her şeyi geride bırakıp geldik"

"Hayır, aslında ben günlüğü ve ipuçlarını getirdim. Kaçmaya çalışırken gizlice yaptım. Her şeye yeni baştan başlayabiliriz. Ama yardım ederseniz-"

"Rian, kusura bakma ama kimsenin artık hevesi kalmadı bunu yapmaya"

Jongho'nun bu ani çıkışı diğerlerinin de düşüncelerini yansıtır nitelikteydi. Sadece Yunho bunları söylemek için fazla kibar, Yeosang ise fazla ürkekti.

"Ama ya diğerleri?"

"Sorun da bu zaten. Diğerleri yok. Hongjoong yok, liderimiz kayıp. O da, Seonghwa'da hırslarının esiri oldu artık. Bizi umursamıyorlar"

Sanki boğazına bir yumru oturmuştu genç kızın. Yutkunamıyor, nefes almak zorlaşıyordu. Sadece karşısındaki çocuklardan ufak bir destek beklemişti ancak nafile. Yine de içinden bir ses ona doğru bildiği şeye devam etmesi gerektiğini söylüyordu. Her ne kadar destek göremese de, ihtiyacı olan diğer her şey elinin altındaydı.

Oturduğu yerden kendinden emin bir ifadeyle kalktı, daha kahvaltısını bile edememişti ama bunu düşünmüyordu. Yalnızca Jongho'ya ve sonrasında asla arkadaşına sesini çıkarmayan Yunho'ya sert bir bakış attı. Mutfaktan ayrılırken kısık sesle söylediklerini duymuştu geride kalanlar.

"Siz yoksanız, tek başıma hallederim. Korkaklar!"

Yazmaya yazmaya çok fazla unutmuşum. Hiç hoşuma gitmiyor :/


pirate kings: ateezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin