Karşımda duran dört lort da benim gözlerimin içine dikkatle bakarken ben hiçbir şekilde onların dediklerini yapmamakta kararlıydım. Koluma dokumamaları için harcadığım çabanın sonucunda dördü de pes etmişti ama benim bedenimi saran yangın hala daha devam ediyordu.
Dün gece bile bu acı yüzünden erken saatte yemekten eve dönmüş Aren'nin hazırlattığı onca şeyin tadını bile çıkaramamıştım. Sabaha kadar devam eden bu acı artık damalarımdan akan kanı bile etkileyecek derecede fazlaydı. Sabah Aren bir şekilde acıyı dindirmek için tılsım yapsa da okula adımımı attıktan bir süre sonra tekrardan başlamıştı. Sanki bir şey kolumu canlı canlı keserken aynı zamanda da ateşle yakıyormuş gibi hissediyordum. Her ne kadar bu acıya dayanmaya çalışsam da dokununca daha çok acıyordu ve bu durum beni mahvediyordu.
Dördü de dikkatle bana bakarken Aren,
" Almina izin ver de Valeri koluna baksın." Dedi ama başımı iki yana salladım. Onlar koluma dokunduğunda canımın daha çok acıdığını söylesem de beni anlamıyorlardı."Onun, kolunun ne durumda olduğunu gördün mü?" Diye Odin, Aren'e sorduğunda başı ile onayladı. " Kötü halde kolu. İyileştirilmesi gerekiyor." Dedi.
" Ne zaman oldu bu? Acaba dün akşam yediği bir şey mi dokundu?" Diye Levan sorunca Aren başını iki yana salladı. " Saraya gidip hazırlandığımızda hiçbir sorun yoktu. Hatta oradan çıkıp element sarayına gittiğimizde de bir sorun yoktu. Özellikle sevdiği yemeklerden hazırlamalarını istedim. Uzun süredir benim yanımda kalıyor ve o yemeklerden ona dokunana olsaydı bilirdim. Başta kolunun yandığını söyledi ardından saraya gittiğimizde acıyla kolunu kaşımaya başladı. Yine belki yemekler dokunmuştur diye düşünüp hepsini kontrol ettirdim ama bir sorun çıkmadı. Dünden itibaren de bu şekilde yandığını söylüyor. Sabah tılsım yapıp acısını aldım ama gitgide daha da kötüleşiyor." Dedi.
" Emin misin okuldan ayrıldığınızda kolunda bir şey olmadığını? Belki burada içtiği ya da yediği bir şey dokundu." Dedi Valeri.
" Eminim. Sürekli dokunduğum bir kadının neyi olup olmadığını anlayacak biriyim." Dedi Aren. Normalde olsa bu sözüne tepki verecek olan ben şu anda sadece sessiz kalıp onu dinliyordum.
Dördü de konuşmayı bırakıp bana baktığında Odin,
" acaba Aren seni öperken kendini kaybedip yanlış bir şey yaptı da siz bunu anlamadınız mı?" Diye sorunca kaşlarımı çattım. Benim bir şey dememe gerek kalmadan Aren sinirle, "ben ne yapacağım ona?" Diye sordu. " Kolunun iç yüzeyi kıpkırmızı. Ona bunu yapıp canını yakmak isteyecek biri miyim?"" Sadece sordum. Çünkü biliyorsun bazen kendimizi kaptırdığımızda karşımızdaki kişiye gücümüzle zarar verebiliyoruz." Dedi.
" Ona zarar vermem Odin. Elimde olsa şu an acısını ben çekerdim." Dedi Aren. Ardından bana bakıp yanıma doğru geldi. Yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.
" Güzelim izin ver de Valeri kolunu kontrol etsin." Dedi ama başımı iki yana salladım.
" Dokunulunca acıyor." Dedim." Biliyorum acıdığını. Sadece uzaktan baksın. Ne sorunu olduğunu anlayalım." Dedi.
" Gerçekten dokunmayacağım. Sadece kontrol edeceğim. Sonrasında sen yine kolunu bizden uzak tut." Dedi Valeri.
Her ne kadar koluma dokunacaklar diye tedirgin olsam da bakması için başımla onayladım. Valeri hızla yanıma doğru gelirken ben göğsüme sakladığım kolumu ona doğru uzattım ve o an gördüğüm şeyden ben bile korktum. Kolumun iç kısmı kıpkırmızıydı ve sanki iğne ile delinmiş şekilde hafifçe kanıyordu. Sabah böyle olmayan kolum gittikçe daha da kötü bir hal alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR MELEĞİN GÜNAHI
FantasyBİR MELEĞİN GÜNAHI!! Gökyüzü seni çağırıyor kraliçe uyanman lazım. Asırlar önce, gökyüzü diyarının üzerine, lanetlerin geldiğini haber veren sirenler çaldı. Yıldızlar her bir tanrıçayı koruma altına aldı ama içlerinden sadece birini yeniden doğması...