1.BÖLÜM- ATEŞİN GÖZYAŞIAREN
"GÖKYÜZÜ AĞLIYOR, DİYAR KRALİÇESİNİ KAYBETTİ!"
Gökyüzünden yükselen ve art arda duyulan seslerin arasına karışan feryadımla bir kez daha
"Almina!" Diye bağırdım.Tüm diyar benim bağırışımın ardından sallanırken etrafta var olan ateşler harlandı. Mağaranın tavanına değecek kadar kıvılcımlar yükselirken ben
"Almina!" Diye bağırmaya devam ettim.Tüm bedenim sanki acının kollarına atılmış şekildeydi. İçimdeki ateş beni ayakta tutmak yerine yok ediyordu. Kalbim artık atmayı bırakmış, aldığım nefes bana zehir gibi geliyordu. Ellerimin arasından kayıp giden mutluluk duygusu yerini üzüntü ve acıya çoktan bırakmıştı.
"GÖKYÜZÜ KRALİÇESİNİ KAYBETTİ!"
Tekrar duyduğum sesle bir kez daha acı ve gözlerimden gelen yaşlarla "Almina!" Diye bağırdım. Belki sesimi duyar belki geri gelir diye düşündüm ama ne Almina geri geldi ne de benim seslenmeme cevap verdi.
Yaşlar tenimi yakacak kadar beni etkilerken
"beni bırakamazsın Almina," dedim sesimin çıktığı kadar bağırarak. "Beni yalnız bırakamazsın."Ben ağlamaya devam ederken gökyüzü yüksek sesle gürledi ve ardından ateşle karışık çamurdan bir yağmur yağmaya başladı. Yağmurun yağışına sertçe esen rüzgar eklendiğinde mağaranın girişinden içeriye doğru yağmur damlaları sürüklendi. Yağan yağmurun değdiği yere zarar verdiğini bilsem de oturduğum yerden kalkıp olanları engellemeye gücüm yoktu.
Bakışlarımı mağaranın giriş kısmından çekip tekrar suya baktım. Bu zamana kadar hayattaki anlamamı bulmayan ben, şimdi hayatımdaki anlamım ellerimin arasından kayıp gidiyordu. Hissettiğim duyguların bir tanımı olur mu bilmiyordum. Bedenimi saran bu acının nasıl tarifi olabilirdi ki? Nasıl sevdiğimiz birini kaybetmenin yaşattığı hisler dile gelebilirdi ki?
Kalbim, önceden bir katilin elinde yaşam mücadelesi vererek hızla atıp hayata tutunmaya çalışırken şimdi o katilin elinde ölümün gelmesini sakince bekliyordu.
Gözlerimden akan yaşlar yüzümde ıslak yollar oluştururken "Almina," dedim ağlayarak. "Ne olur beni bırakıp gitme. Ben, sensiz yapamam."
Bir cevap gelmesini bekledim ama yine sessizlikten başka hiçbir şey değişmedi. O an ağlayarak başımı önüme eğdiğimde Odin yanıma doğru geldi. Hafifçe yanıma çökerek elini sırtımda gezdirdi.
"Ağlamak sana iyi gelmez Aren, kendini toparlamaya çalış." Dedi Odin ama ona bakmadan başımı iki yana salladım. "Canım çok yanıyor," dedim ağlamaya devam ederek. Şu anda bana neyin iyi geldiği ya da gelmediği umurumda bile değildi. Bana iyi gelen tek şey Almina'ydı ama o da artık yanımda değildi.
"Bizim de canımız yanıyor," dedi Odin. "Almina'ya çok alışmıştık. Hayatımıza renk kattığı bir gerçek vardı."
"Artık o olmayacak ama," deyip Odin'e omuzum üzerinden baktığım da yüz ifadesi anında değişti. O gözlerimin içine dikkatle bakarken Valeri, "suyun da bir bildiği vardır Aren. Her ne kadar bilerek günah işlememiş olsa bile bir kere Almina'nın tenine iz kazınmıştı." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR MELEĞİN GÜNAHI
FantasyBİR MELEĞİN GÜNAHI!! Gökyüzü seni çağırıyor kraliçe uyanman lazım. Asırlar önce, gökyüzü diyarının üzerine, lanetlerin geldiğini haber veren sirenler çaldı. Yıldızlar her bir tanrıçayı koruma altına aldı ama içlerinden sadece birini yeniden doğması...