Zaman kırık bir bardaktaki su misali hızla akıp geçerken o beklenen gün gelmişti ve ben heyecandan yerimde duramıyordum. Odanın içinde boş şekilde tur atıyordum. Kalbim bir hız trenine binmiş gibi hızla çarparken elim ayağım birbirine girmişti. Bugün büyük gündü. Elementlerin seçmesinin yapılacak olduğu ve benim hangi elemente ait olacak olduğumun belli olacağı zamandı.
Bedenim heyecanın parmaklıkları ardına hapsolmuş ve kaçmak için çabalıyordu. Sanki o parmaklıkları heyecanım aştığında bende sakinleşebilecektim ama parmaklıklar hiç açılmayacak gibi birbirine kenetlenmiş haldeydi.
Odanın içinde tur atmayı bırakıp aynadan kendime baktım. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atarken Aren'nin beni seçmelere hazırlaması için gönderecek olduğu peri aklıma geldi. Dakikalar geçmişti ama peri hala daha ortada yoktu.
Eğer bu dünyaya alışmamış olsaydım ve biri bana peri kızını beklediğini söyleseydi kesinlikle dalga geçerdim.
Ben derin nefes alıp cama doğru döndüğüm sırada önümde beliren parlak bir ışıkla hemen geri geri birkaç adım attım. Parlaklık yavaşça netleşirken elim kadar olan ve havada süzülen uzun sarı saçlı küçük bir peri görünce olduğum yerde kaldım. Dikkatlice ben onu incelerken o da bana bakıyordu.
Süzülerek bana doğru geldi. Gözlerimin hizasında durdu." Ateş lordumuz sizin için özel bir elbise seçti efendim." Dedi.
O an bu resmiyet hoşuma gitmediği için, " Almina demen benim için yeterli." Dedim. Benim kurduğum cümle ile peri kızının gülme sesini duydum. "Siz nasıl isterseniz. Benim adımda Lara," deyip yatağa doğru giderken küçük elini havaya doğru salladı.
Yatağın üzerinde beliren mükemmel elbiseye bakakaldım. Elbise dar kesim olan uzun siyah bir elbiseydi. Kasıklarıma kadar çıkan derin bacak yırtmacı ile fazla iddialıydı. Kalın askıları boyundan bağlanması gerektiğini gösterirken derin göğüs dekoltesinde elbiseye farklı bir hava katmıştı. Yatağın üzerindeki bu mükemmel elbise benim daha fazla heyecanlanmama neden olurken peri kızı süzülerek bana doğru geldi.
"Hazırlanmanız gerekiyor," dedi. Elbiseden gözlerimi çekip ona baktım. O aynanın karşısına giderken ben de onu takip ettim. Sandalyeye oturup aynanın karşısına yerleştim.
Uzun siyah saçlarımdaki tokayı çıkardı. Ardından o küçük elleri ve sihrin yardımı ile saçlarımı yapmaya başladı. Güzelce ve özenle saçlarımı düzleştirip uç kısımlarını hafifçe dalgalandırdı. Ardından makyaja geçti gözlerimin rengini ön plana çıkaracak bir makyaj ve dudağıma kırmızı bir ruj sürdü. O bunları yaparken bir yandan da element seçiminin kutsal olduğunu dair şeyler söylüyordu. Zaten fazlası ile merak ettiğim için anlattıkları ile merakım gidiyordu.
Küçük peri kızı işi bittiği için benden çekilirken aynadan kendime baktım. Kendimi fazlası ile beğenmiştim. Beni özenle hazırladığı bir gerçek vardı. Hepsi ateş lordu ve diğer üç lordun yanında olacak olduğum içindi. Tanrıçanın hediyesi bende olduğu için üzerimde dikkatlerin olacak olduğunu biliyorlardı.
Diyardaki herkes benim kim olduğumu merak ederken ben hangi elemente ait olacak olduğumu merak ediyordum. Peri kızı elini tekrar sallayınca aynanın önünde çeşit çeşit parfüm şişeleri belirdi.
" Aren lordum dünyaya ait olan kokunuzu kapatmak adına size birkaç koku seçti." Deyince parfümlerden gözlerimi çekip ona baktım.
"Fazla mı dünyaya ait kokuyorum?" Diye sorunca ben, hafif gülerek havaya doğru yükseldi. Tam göz izama gelip, " biz kokunu alamayız." Dedi.
"Lortlar bu diyarın kurucuları. Buraya ait olmayan herkesi onlar anlarlar. Bu kokuları seçmesinin nedeni de diğer üç lordun dünya kokusundan rahatsız olmasını engellemek adına." Deyince dün gece Aren'nin, " çok güzel kokuyorsun." Deyip kurduğu cümle aklıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR MELEĞİN GÜNAHI
FantasyBİR MELEĞİN GÜNAHI!! Gökyüzü seni çağırıyor kraliçe uyanman lazım. Asırlar önce, gökyüzü diyarının üzerine, lanetlerin geldiğini haber veren sirenler çaldı. Yıldızlar her bir tanrıçayı koruma altına aldı ama içlerinden sadece birini yeniden doğması...