20. BÖLÜM - HATIRALAR

710 65 96
                                    

Heyecan bir örümcek ağı gibi bedenimi sararken kalbim sessizliğin içinde can bulmuştu. Tüm duygularım birbirine karışmış haldeydi ve ben hiçbir duygumun yerini bulamıyordum. Hızla atan kalbimin sesi kulaklarımda çınlarken odanın içinde tur atmaya başladım.

Sabah kahvaltıdan sonra Aren kısa bir süreliğine kutlama yapılacak yeri kontrole gitmişti. Geldiğinde ise direkt duşa girmişti. Şu anda tek istediğim onun kadar rahat olabilmekti. Evet, diyar kraliçesi ile tanışacaktı ama bu kraliçenin tacı bile yoktu. Bu konuyu açmak istemediğim içinde sessiz kalıyordum. Tacı almamın tek bir yolu vardı ve o yolda benim için imkansıza çıkıyordu.

İçimde sürekli beni itekleyen bir kadınla baş etmeye çalışırken odanın içinde bir kez daha tur atmaya başladım. Gözlerimin önünde sürekli Aren'e ait kesitler vardı ve bu kesitler bugün daha da fazlalaşmıştı. Sanki bir şey zamanı hızla geriye alıyordu ve ben o zamanın içinde kayboluyordum. Her kesitte Aren ile ben vardım. Onun bana sarıldığı, ben gülerken onun beni öylece durup izlediği, başımıza gelen zorluklardan bile beraber kaçtığımız anlar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçerken içimdeki kadın beni bu anları hatırlamam için daha da zorluyordu.

Sanki o anları tekrar hatırlarsam her şey tek tek çözüme kavuşacak gibiydi. Aren ile bu konu hakkında da konuşamıyordum çünkü ona bu konuyu açtığımda kesitler yavaş yavaş kayboluyordu. Bende onun yaptığı gibi bu konuyu dile getirmiyordum ama şundan emindim her Aren ile yakınlaştığımızda, o beni her öptüğünde o kesitler daha çok belirginleşiyordu.

Banyo kapısının açılması ile hemen o tarafa döndüm. Aren altında siyah boxerı ve elinde tuttuğu havlu ile saçlarını kurularken bana baktı. O an gözlerim kaslarına doğru kaysa da onun
"Hala daha seni bıraktığım yerdesin." Diye kurduğu cümle ile gözlerine baktım.

Havluyu kenara koyup nemli saçlarını eliyle düzeltip yanıma doğru geldi. Saç tutamları onun yüzüne düşerken karşımda duran muazzamlığı ile yutkundum. O bana dikkatle bakarken bende ona dikkatle baktım.

" Geçmeme izin verecek misin?" Diye sordu.

" Nereye?"

" Dolabımı açacağım Almina." Dedi.

Kurduğu cümle ile kenara çekildim. O da gözlerini üzerimde gezdirip ardından dolabına doğru gitti.

" Seni hazırlamaları için Odin birkaç çalışan ayarlamış. Hepsi bu diyarın en yetenekli ve gözde kişilerinden eminim bugün için seni güzelce hazırlayacaklar." Dedi dolaptan kendine kıyafet bakarken.

" Fazlası ile endişeliyim. İçimde bir tedirginlik var." Dedim.

" Dört element halkı ile tanışacağın için böyle hissetmen çok normal. Fazlası ile kalabalık olacaktır ama alışacaksın. Sonuçta sen bu diyarın kraliçesisin." Dedi.

O eline siyah bir gömlek aldığı sırada
" Sen kral olduğunda böyle hissettin mi?" Diye sordum.

Elindeki gömleği geri askıya asarken başını iki yana salladı. " Ben kral olmak için doğdum. İnsanlar ben doğduğumda önümde diz çöktüler. Oyun oynamak istediğim muhafızlar bile karşımda eğiliyordu. O yüzden bir duygu hissedemedim. Ama şu bir gerçek kral olmayı, halkıma hizmet etmeyi seviyorum. Onlar mutlu olduğunda bende mutlu oluyorum. Bunun içinde her şeyi yapabilirim." Dedi.

O kadar içten konuşmuştu ki bu sevgisi sesine bile yansımıştı. Birkaç dakika daha dolaba bakıp aradığını bulamayınca dolabın kapağını kapattı ve bana baktı.

" Bugünde diyar halkı senin için eğilecek. Hepsi seni dört gözle bekliyor. Seni tanımak isteyen milyonlarca kişi var. Emin ol hepsi şu anda sana güzel şekilde görünmek için hazırlanıyorlardır. Ellerinde hiçbir şey olmasa bile sana hediye vermek için tüm varlıklarını satabilecek dört elementin diyar halkından bahsediyorum. Yokluğu da varlığı da tatmış bir halk. Zorluklar karşısında pes etmemiş bir diyar.... Sen onları görecek olduğun için endişelisin. Biliyorum, seni kabul edip etmeyeceklerinden korkuyorsun, seni sevip sevmeyeceklerinden tedirginsin ama inan bu duyguların onların gözünde bir hiç. Seni asırlardır beklediler. Senin için asırlardır göz yaşı döktüler. Diyar lanetlendiği zamanda senin için gökyüzüne yalvardılar. Seslerinin duyulmayacak olduğunu, giden kraliçenin gelmeyecek olduğunu bildikleri halde pes etmediler. Şu anda ise onların mutlu olma zamanı. Geri gelmesi için ağladıkları kraliçeleri ile buluşma zamanları. O yüzden tedirgin olup kendini geri çekme. Çünkü onlar seni orada bekliyor olacak Almina."

BİR MELEĞİN GÜNAHIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin