ALMİNA
Yüzüme vuran güneş ışıkları ile gözlerimi araladım. Etraf başta net değildi. Gözlerimin önü bulanıktı. Bu yüzden birkaç kez kirpiklerimi kırpıştırdım. O andan sonra her şey daha da netleşti.
Bakışlarım bulunduğum yerde gezindi. Bir senedir içinde bulunduğum arafta da değildim. Aren'nin odasındaydım. Bunu fark ettiğim o an kalbim hızla çarpmaya başladı. Yavaşça yatakta hareket ederek oturur hale geldim. Bakışlarımı odanın içerisinde heyecanla gezdirdim. Bir senedir her gün Aren ile bu odada geçirdiğim anları düşünmüştüm. Her bir anın hayalini kurup durmuştum ama artık bir hayalin içerisinde değil gerçeklerin tam içindeydim.
Ellerimi onunla birlikte yattığım yatağın üzerinde gezdirdim. Kalbim ritmi bozuk bir çalar saat gibi atarken onun yastığını alıp kokusunu içime çektim. Tarçın ile ateşin karışık mükemmel kokusu bedenimi bir örümcek ağı gibi sardığında gözlerim yaşla doldu. Onu ne kadar çok özlediğimi, kollarında olduğum anları hayal edip tekrar onun kollarının arasında olmak için gün saydığımı hatırladım. Nefes alışlarım değişirken başımı yastıktan kaldırıp tekrar yerine koydum ve gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle sildim. Bir sene sonunda bu anların içinde bulunmak benim tüm duygu sistemimi alt üst etmişti.
Yataktan ayaklarımı aşağıya sarkıttım. O an aynadaki yansımamı görünce üzerimde hala daha
arafta olduğum zamanlarda bana koruyucular tarafından giydirilen bir elbise olduğunu fark ettim ve o zamana döndüm. Eğitimimin ve kirlenen nurumun temizlenmesinin bittiği haberini aldığım da kendi diyarıma kavuşma heyecanı ile yerimde duramamıştım. Araf da ki periler beni diyara kavuşmam için hazırlarken hepsi özenle saçlarımı ve makyajımı yapmıştı. Elbisemi özenle seçen koruyuculardan defalarca kez iltifatlar duymuştum. Onların cümleleri benim yüzümde gülücükler açtırırken en son hatırladığım şey ise suyun içerisine girdiğimde kapanan gözlerimdi. Üzerimde eksik olan sadece element tacıydı ama eminim Aren onu buradaki diğer taçlarımın yanına koymuştu.Oturduğum yerden kalktım ve ateş diyarına bakmak için boydan boya olan geniş cama doğru gittim. Etraf o kadar güzeldi ki bir süre o camdan diyarı izledim. Her bir diyara olan özlemim şu anda iki katına çıkmış haldeydi. Elimde olsa dört diyarı da kucaklayacak şekildeydim. Yerimde duramayacak kadar heyecanlıydım. O yüzden Ateş diyarını izlemeye ara verip odanın içinde dolandım. Bir sene önceye ait her ne hatırlamışsam hala daha aynıydı. Değişen hiçbir şey yoktu ve bunu bilmek benim hoşuma gitmişti.
Dolapların içerisinde yer alan bana ve Aren'e ait kıyafetlere baktım. Aren'nin her kıyafetine sinen kokusunu içime çekmeyi de eksik etmedim. Taçlarımın bulunduğu yeri kontrol ettiğimde yine her şeyin aynı yerinde olduğunu gördüm. Dün suya girdiğimde başımda olan tacımda buradaydı. O tacımı alıp saçlarıma taktığımda üzerindeki dört element taşları ihtişamlı şekilde parladı ve yüzümdeki dört element sembolü de buna eşlik etti. Aynanın karşısına geçip bu görüntüme gülümseyerek bir süre baktıktan sonra tekrar tacımı Aren'nin koyduğu yere koydum ve odanın içine doğru ilerledim.
Ben odanın tam ortasına geldiğimde kapının açılma sesiyle olduğum yerde kaldım. Kalbim bir kuş gibi hızla kanat çırparken birazdan göğsümü delip bu heyecanı arkasında bırakarak kaçacağını hissediyordum.
Nefes alışım tamamen değişmişken kapının tamamen açılması üzerine Aren ile göz göze geldiğim o an ikimizde birbirimize bakakaldık. Benim içinde onun içinde zaman durmuş haldeydi ve sadece an bizden ibaretti.
Gözlerimiz birbirimizin bakışları içinde kaybolurken tüm duygularım tek tek şaha kalkmış ve birazdan yaşanacak duygu seli için kendini hazırlamış haldelerdi. Aren'nin dudaklarının titrediğini ve o güzel gözlerinin yaşla dolduğunu gördüğüm de daha fazla olduğum yerde duramayıp ona doğru gittim. O da bana doğru gelirken tam orta yerde buluştuk ve beni kollarının arasına alıp "seni çok özledim," dedi kalın sesiyle. O sesi bir sene sonra tekrar duymanın içimde yeşerttiği mutluluk ile "bende seni çok özledim." Dedim ve gözlerimden akan yaşlara engel olamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR MELEĞİN GÜNAHI
FantasyBİR MELEĞİN GÜNAHI!! Gökyüzü seni çağırıyor kraliçe uyanman lazım. Asırlar önce, gökyüzü diyarının üzerine, lanetlerin geldiğini haber veren sirenler çaldı. Yıldızlar her bir tanrıçayı koruma altına aldı ama içlerinden sadece birini yeniden doğması...