Her gün yeni bir başlangıçtı. Sadece bir hafta önce diyar okuluna yapılan saldırıdan sonra işleri yoluna sokmamız biraz zaman almıştı. Diyar okulundaki öğrenciler tedirginlik içerisinde olduğu için okulda dersler yarım kalmış olsa da dün bu derslere kaldığımız yerden başlamıştık. Bu kadar zaman içerisinde şunu fark etmiştim ki gerçekten okulda aldığım eğitimler benim yararıma olan eğitimlerdi ve onlar sayesinde güçleniyordum. O yüzden bu derslere daha da odaklanmış haldeydim.
Bugün derste gördüğüm her bir konuda aklımda kalanları dinlenme odasında çalışarak not alırken bir diğer dersin başlamasına kadar da zaman geçiriyordum. Arada sırada sanrılar görsem de artık bu sanrılara ilk baştaki gibi anlam aramıyordum. Zaten ne anlama geldiğini biliyordum ve bunları en yakın zamanda lortlara açıklamam gerektiğini farkındaydım.
Ben not almaya devam ederken kapının açılma sesiyle başımı kaldırdım. Odin ve Valeri gülerek içeri girdiğinde ikisi de bir anlık duraklasa da sonrasında Odin, "ne yapıyorsun burada?" Diye sorup bana doğru geldi.
"Çalışıyorum," dediğimde masaya doğru eğilip aldığım notlara baktı. Diğer yanıma da Valeri geldiğinde bakışlarım ona kaydı. Göz göze geldiğimiz o an ikimiz de konuşmadık. Bir haftadır aramız eskiye göre daha samimi şekilde ilerliyordu ama bir hafta önce yaptığı gibi beni bir daha öpmemişti. Bunun olmaması daha iyiydi çünkü Aren ile arası daha birkaç gün önce düzelmişti.
İkimizde birbirimize bakarken Odin'nin boğaz temizleme sesiyle bakışlarımız birbirinden ayrıldı ve Odin'e baktım. O Valeri'den gözlerini çekip bana baktığında "güzel notlar almışsın ama büyüyü yanlış yazmışsın kraliçe." Dedi.
O cümlesi yüz ifademi değiştirirken "hangisini yanlış yazdım?" Diye sordum. Kağıtta bana yanlışımı gösterip sonrasından düzelttiğinde "teşekkür ederim," dedim.
"Kuru kuru teşekkür etmeni kabul etmiyorum."
Kurduğu cümleyle "nasıl teşekkür etmemi istiyorsun?" Diye sorduğumda masaya yaslanıp "bir öpücük fena olmazdı ama eğer istersen bu öpücüğü farklı şekilde bana verebilirsin. Mesela benim sarayımda, benim odamda, benim yatağımda." Dediğinde yanaklarım anında kızarırken Valeri "Odin," dedi uyararak. "Sırası değil."
"Ne zaman bunun sırası gelecek merak ediyorum."
Odin'nin cümlesiyle önümdeki kağıtları bir araya toplarken "ders başlamadan gitsem iyi olacak," dedim ve ardından oturduğum yerden kalktım. Hemen Odin bileğimden tutup "sürekli kaçıyorsun ama gerçeklerin neler olduğunu farkındasındır umarım." Dedi.
"Hiçbir şeyden kaçmıyorum. Sadece konuşmak istemiyorum," dedim ve bileğimi ondan çektim. "Ayrıca gerçekleri farkındayım. Sayende her gün hatırlıyorum."
"O zaman iyi bir şey yapıyorum çünkü artık alışsan iyi olacak." Dediği anda ben durakladığımda Valeri hemen "Odin," diye uyarı da bulundu. Odin ise ona bakıp "sadece ona doğruları söylemeye çalışıyordum." Dedi.
Onun doğru dediği şey ise benim asıl görevimdi. Dört diyar lordu ile de birlikte olup onların elementlerini güçlendirmem gerekiyordu. Ben ise bunu yapacak değildim. Her gün bir lordun koynuna girip onlarla olmayacaktım. Bu durumu asla kaldıramazdım.
Valeri, Odin'e laf söylerken Odin "çok merak ediyorum Valeri, elementlerin nasıl güçlenmesini bekliyorsun?" Diye sorduğunda o an bakışlarımı onlardan çektim. Arama onlarla mesafe koymamın nedenlerinden biri de buydu. Beni güç için kullanacak olmaları canımı sıkıyordu ama onlar bundan zevk alır şekilde konuşuyordu.
Bu konuşma artık canımı sıktığı için yanlarından geçip kapıya doğru ilerledim. Valeri, "Almina" dedi ama o sırada kapı bir kez daha açıldığında Aren'i karşımda görünce derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR MELEĞİN GÜNAHI
FantasyBİR MELEĞİN GÜNAHI!! Gökyüzü seni çağırıyor kraliçe uyanman lazım. Asırlar önce, gökyüzü diyarının üzerine, lanetlerin geldiğini haber veren sirenler çaldı. Yıldızlar her bir tanrıçayı koruma altına aldı ama içlerinden sadece birini yeniden doğması...