Bu zamana kadar tatmadığım birçok duyguyu dört element diyarında tatmıştım. Kalbim her bir duyguya yuva olmuş ve hayal edemediğim anları bile yaşarken bir kuş gibi duyguların arasında kanat çırpmıştı.
Şimdi ise her zaman tattığım heyecan duygusunu bir kez daha tadıyordum. Bu akşam baloda neler olacak bilmiyordum ama fazlasıyla mutluydum. İçimdeki bu heyecan beni yanlışa itmesin diye de aynanın karşısında kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
Bu akşamki balo için siyah bir elbise seçmiştim. Elbisenin sırtı belime kadar açıktı. Boyundan altın renginde zincirlerle bağlamalıydı ve zincirler sırtımdan sarkıyordu. Uzun bir elbiseydi. Her zaman ki gibi göğüs dekoltesi ve derin bacak dekoltesiyle mükemmel gözüküyordu.
Derin bir nefes aldım ve yutkundum. O sırada ise kapı açıldığında bakışlarımı o yöne çevirdim. Aren ile göz göze geldiğimizde ikimizde birbirimize bakakaldık. Siyah takımın içerisinde muazzam görünüyordu. Kalbimin hızla atmasına neden olan bu adam baştan aşağıya beni inceleyip ardından bana doğru geldi ve tam önümde durdu.
"Çok güzelsin," dedi içten bir sesle.
"Sende çok yakışıklısın," dediğimde güldü ve eğilip dudağımı öptü. Dudaklarım onun dudakları ile birleştiği anda hemen harekete geçip ona karşılık verdi. Elini belime koyup beni kendine bastırdığında bir süre öpüştük. Aramızdaki çekim her saniye daha da artarken bu yakınlığın sonunun başka bir şekilde bitmesini şu anda istemediğim için ondan hafifçe çekildim.
Bir süre sessiz kaldıktan sonra "seni çok seviyorum," dedi ve eğilip bu seferde boynumu öptü. O belimden sıkıca beni tutup tenime öpücükler kondururken "çok heyecanlıyım," dedim. "Sanki ilk defa halkımın karşısına çıkacakmış gibi hissediyorum."
Başını boynumdan çekip gözlerimin içine baktı ve "emin ol onlarda seni görecekleri için çok heyecanlılar. Bu aranızdaki bağın ne kadar derin olduğunun göstergesi. Hem sana bir şey daha söylemem gerekiyor." Dedi.
"Ne söyleyeceksin?"
"Bir saat önce Ahter Hoca ile konuştum. Diyar okulunun yıllık balo zamanı gelmiş. Geçen dönem sen burada yoksun diye baloyu iptal etmiştik ama düşünmüş ki bu geceki baloyu aynı şekilde bir okul balosuna da çevirebiliriz. Gençler istediği şekilde eğlenir ve elementler arası birliktelik tekrar oluşur diye düşünmüş. Bende bunu onayladım. Diğer lortlarda aynı şekilde bunu mantıklı buldukları için onayladılar. Ama eğer sen istemezsen iki baloyu da aynı anda yapmayız."
"Hayır yapalım. Çok isterim." Dedim. "Zaten bir baloları iptal olmuşken bu güzel düşünceden de onları eksik etmeyelim. Ahter Hoca çok güzel düşünmüş."
Cümlelerimin ardından yüzünde beliren gülümseme ile "günahların ve lanetlerin iç içe olduğu bu diyarı bile güzelleştirdin ya seninle gurur duyuyorum küçük melek," dedi.
Uzundur ondan duymadığım "küçük melek," cümlesi kalbimi en derinden etkilediğinde dudaklarım titredi. Bu adamın yanında ben tamamen duygularımın kontrolünü kaybediyordum. O da bunu anlamış olacak ki "güzelim seni duygulandırmak istememiştim," dedi ve bana sarıldı.
Ağlamamak için sıkıca gözlerimi yumdum. O ellerini saçlarıma getirip yavaşça okşarken ben titreyen sesimle "sen olmasan ben bu diyarda yapamazdım." Dedim. "Etrafımdaki herkesin gücüm için benden bir beklenti de olması bazen onların bana karşı olan samimiyetini sorgulamama neden oluyor. Düşünüyorum ki acaba beni güçlerim için mi önemsiyorlar ve böyle olduğunu da biliyorum. Ama sen... onlar gibi değilsin. Senin yanında mutluyum."
Saçlarımı öpüp derin bir nefes aldıktan sonra "bende senin yanında mutluyum kraliçe. Ama sana şunu söylemem gerekir ki bu diyardaki herkes sana değer veriyor. Sen bizim için önemlisin Almina." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR MELEĞİN GÜNAHI
FantasyBİR MELEĞİN GÜNAHI!! Gökyüzü seni çağırıyor kraliçe uyanman lazım. Asırlar önce, gökyüzü diyarının üzerine, lanetlerin geldiğini haber veren sirenler çaldı. Yıldızlar her bir tanrıçayı koruma altına aldı ama içlerinden sadece birini yeniden doğması...